• ALTIN (TL/GR)
    5.411,59
    % -0,33
  • AMERIKAN DOLARI
    42,0565
    % 0,34
  • € EURO
    48,5080
    % 0,59
  • £ POUND
    55,3506
    % 0,48
  • ¥ YUAN
    5,9656
    % 2,38
  • РУБ RUBLE
    0,5226
    % -1,13
  • BITCOIN/$
    110.301
    % 0,00
  • BIST 100
    10.971,52
    % 1,24

Yurt içinde enflasyon verilerine odaklanıldı.

Yurt içinde enflasyon verilerine odaklanıldı.

Küresel piyasalarda, ABD ile Çin arasındaki olumlu görüşmelerle geçen haftaya başlarken, çarşamba günü Fed’in politika faizini 25 baz puan düşürmesine karşın, Fed Başkanı Powell’ın ihtiyatlı açıklamaları sonrasında risk iştahının azaldığı gözlemlendi.

Fed, çarşamba günü yaptığı açıklamada, politika faizini beklentiler doğrultusunda 25 baz puan indirerek yüzde 3,75-4 aralığına getirdi. Ekonomik aktivitenin ılımlı bir ivme ile büyüdüğü, istihdam artışlarının yavaşladığı ve enflasyonun yılın başından bu yana yükseldiği bildirildi. Fed ayrıca, bilanço küçültme programını 1 Aralık itibarıyla sonlandıracağını duyurdu.

Fed Başkanı Jerome Powell, yaptığı değerlendirmelerde aralık ayındaki toplantıya ilişkin temkinli bir tutum sergiledi. Powell, “Komitenin bu toplantıdaki tartışmalarında aralık ayı için farklı görüşler gündeme geldi. Aralık toplantısında daha fazla faiz indirimi olması kesin değil.” diyerek, siyasi rotanın belirsizliğine vurgu yaptı.

Powell, belirsizlik düzeyinin yüksek olduğu bir ortamda dikkatli olunması gerektiği mesajını verdi. Bu açıklamaların ardından piyasalardaki Fed faiz indirimine ilişkin beklentiler zayıfladı. 2024 yılı için öngörülen toplam 3 faiz indirimi beklentisi de 2’ye düştü.

Fed yetkililerinin açıklamalarını takip eden yatırımcılar arasında dikkat çeken bir diğer isim Kansas City Fed Başkanı Jeffrey Schmid oldu. Schmid, geçerli faiz indirimine karşı oy kullandı ve bunun sebebi olarak enflasyon kaygılarını öne sürdü.

Bu yıl Federal Açık Piyasa Komitesinde (FOMC) oy hakkı bulunmayan Dallas Fed Başkanı Lorie Logan, iş gücü piyasasının yalnızca yavaşladığını, enflasyonun halen yüksek seviyelerde olduğunu belirtti. “Bu ekonomik görünüm faiz indirimini gerektirmiyordu.” ifadesinde bulundu.

Cleveland Fed Başkanı Beth Hammack da bu haftaki faiz indirimine katılmadığını, Fed’in enflasyonu düşürmek için bazı kısıtlamaların devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic ise faiz indirimini destekledi, zira indirimin ardından bile para politikasının hâlâ kısıtlayıcı bir alan olarak kaldığını ifade etti.

Öte yandan, geçen hafta ABD ile Çin arasındaki görüşme, piyasaların diğer bir önemli gündem maddesi oldu. ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Güney Kore’de bir araya gelmesi, her iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesine katkı sağladı. Trump, görüşmeden çıkan olumlu sonuçlarla birlikte, Çin’in büyük miktarda soya fasulyesi ve diğer tarım ürünlerini alacağını açıkladı.

Trump, fentanil ve öncüllerinin kontrolü konusunda Çin’in sıkı çalışmayı taahhüt ettiğini belirterek, bu nedenle daha önce getirilen yüzde 20 ek tarifeyi yüzde 10’a düşürdüğünü ifade etti.

Trump, nadir toprak elementleri konusunda herhangi bir engelin kalmadığını ve tarifelerle ilgili anlaşma sağlamak üzere olduklarını ekledi. Ayrıca, Çin’in nadir toprak elementlerine ilişkin tedbirleri bir yıl süreyle askıya alacağını duyurdu.

Şi Cinping ise görüşmenin başında, iki ülkenin dost ve ortak olması gerektiğini dile getirirken, “Çin’in kalkınması, ABD’nin vizyonuyla çelişmiyor.” dedi.

Geçtiğimiz hafta, ABD’deki hükümetin kapanmaya devam ettiği öğrenildi. Bu kapanmanın, ABD tarihinin en uzun kapanması olacağı belirtilirken, bütçe taslağında Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında bir anlaşma sağlanamaması dikkat çekti.

Kapanmanın uzaması, kamu kurumlarının açıkladığı makroekonomik verilerin aksamasına ve belirsizliklerin artmasına yol açıyor. Bu bağlamda, Fed’in para politikası kararlarında kritik öneme sahip tarım dışı istihdam verisinin, hükümetin kapanması nedeniyle açıklanamayacağı öngörülüyor.

Tüm bu gelişmelerin etkisi ile birlikte azalan risk algısıyla tahvillere olan talep zayıfladı ve ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi, haftalık bazda yaklaşık 10 baz puan artışla yüzde 4,10 seviyesine yükseldi.

Altının ons fiyatı, ABD-Çin arasındaki normalleşme çabaları ve dolar endeksinin artışı ile haftalık bazda yüzde 2,7 değer kaybetti ve düşüş serisini ikinci haftaya taşıdı.

Gümüşün ons fiyatı da, risk ortamının yumuşamasıyla haftayı yüzde 0,3 düşüşle 48,75 dolardan kapattı.

Dolar endeksinde ise Fed’in faiz indirimine ilişkin belirsizlik nedeniyle artış eğilimi gözlemlendi. Endeks, haftayı yüzde 0,9 artışla 99,8 seviyesinden kapatırken, 1 Ağustos’tan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Brent petrolün varil fiyatı ise haftayı yüzde 0,9 değer kaybıyla 64,57 dolarda tamamladı.

New York borsası, geçtiğimiz hafta alıcılı bir seyir izledi. S&P 500 yüzde 0,71, Nasdaq yüzde 1,97 ve Dow Jones yüzde 0,75 oranında yükseldi.

Geçen hafta önemli şirket bilançoları da yatırımcıların dikkatini çekti. Apple ve Amazon’un üçüncü çeyrek sonuçları dikkat çekici bir artış gösterdi. Amazon, net satışlarını yıllık bazda yüzde 13, net karını ise yaklaşık yüzde 39 artırdı, bu nedenle şirketin hisseleri Cuma günü yüzde 10’a yakın değerlendi.

Apple’ın satışları da aynı dönemde yüzde 8, net karı ise yüzde 86 arttı. Ancak Apple’ın hisseleri, piyasa beklentilerinin üzerinde kar ve gelir açıklamasına rağmen Cuma gününü hafif kayıpla kapattı.

Geçen hafta Meta, beklentileri aşarak kar ve gelir açıkladı; ancak şirketin artan sermaye harcamaları hisse üzerinde satış baskısı yarattı, bu da haftalık bazda yüzde 12’nin üzerinde bir değer kaybına neden oldu.

3 Kasım ile başlayacak olan hafta, S&P Global ve ISM imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri başta olmak üzere inşaat harcamaları, çarşamba ADP istihdam raporu, S&P Global ve ISM hizmet sektörü PMI, cuma günü ise Michigan tüketici güven endeksi verilerinin açıklanması bekleniyor.

ABD’de kamu kurumu verilerinin açıklanmayacağı düşünülüyor.

Avrupa’da ise gözler BoE’nin faiz kararına çevrilmiş durumda.

Avrupa Merkez Bankası (ECB), para politikası kararlarıyla piyasaların yönünü etkilemeye devam ediyor. ECB, faiz oranlarını beklentiler doğrultusunda sabit tuttu. ECB Başkanı Christine Lagarde, Avro Bölgesi’nde büyümeye yönelik risklerin hafiflediğini belirtti. Analistler, ECB’nin faiz indirim döngüsünün sona ermiş olabileceğini öne sürüyorlar. Ayrıca, gelecek hafta gerçekleşecek İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) faiz kararı, Avrupa’da piyasaların odak noktası olacak.

İngiltere’de enflasyonist baskıların devam etmesi sebebiyle BoE’nin faiz oranını sabit tutması bekleniyor. Avrupa Bölgesi’nde ise ekim ayı yıllık enflasyonu yüzde 2,1’e geriledi.

Bu gelişmelerle, haftalık bazda İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,74, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 1,62 değer kazanırken; Almanya’da DAX endeksi yüzde 1,16 ve Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,27 değer kaybetti.

Gelecek hafta, Avro Bölgesi’nde imalat sanayi PMI verisi, Euro Bölgesi’nde Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve hizmet sektörü PMI ile birlikte BoE’nin faiz kararı dikkate alınacak.

Asya borsalarında ise, Hong Kong hariç, genel olarak yükseliş gözlemlendi. ABD ve Çin liderlerinin gerçekleştirdiği olumlu görüşmelerle birlikte, bölgede risk iştahı artmış durumda.

Japonya Merkez Bankası (BoJ), politika faizini yüzde 0,5 seviyesinde sabit tutarken, ekonomik tahminlerini değiştirmedi. BoJ, çekirdek TÜFE’nin 2025 mali yılında yüzde 2,7, 2026 mali yılında ise yüzde 1,8 olacağını öngörüyor.

Çin’in imalat sanayi PMI verileri, Ekim ayında 49 seviyesine düştü ve bu durum imalat sanayisindeki daralmayı sürdürdüğünü gösterdi.

Japonya’daki veriler de yakından takip ediliyor; Tokyo Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ekimde yüzde 2,8 artışla beklentileri aştı. Eylülde işsizlik oranı yüzde 2,6 olarak gerçekleşti ve sanayi üretimi ise eylülde yüzde 2,2, yıllık bazda ise yüzde 3,4 artış kaydetti.

Bu veri akışı ile birlikte haftalık bazda Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 0,97, Japonya’da Nikkei 225 yüzde 6,31, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,11 ve Güney Kore’de Kospi yüzde 4,20 oranında yükseldi.

Gelecek hafta, Çin’de imalat sanayi PMI, BoJ toplantı tutanakları, hizmet sektörü PMI ve dış ticaret dengesi verilerinin açıklanması bekleniyor.

Yurt içindeki piyasalarda ise geçen hafta BIST 100 endeksi yüzde 0,27 artışla 10.971,52 puandan kapandı. Dolar/TL ise haftayı yüzde 0,3 artışla 42,0600 seviyesinde tamamladı.

Gelecek hafta enflasyon verisi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yılın 4. Enflasyon Raporu bilgilendirme toplantısı takip edilecek. Ekonomistler, ekim ayında Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) aylık bazda yüzde 2,69 artmasını bekliyor. Ayrıca, ekim ayı yıllık enflasyonunun yüzde 33,05’e gerilemesi öngörülüyor.

TCMB, daha önce enflasyonun 2025 sonunda yüzde 25 ile yüzde 29 aralığında olacağını, 2026 sonunda ise yüzde 13 ile yüzde 19 aralığına ineceğini belirtti.

YORUMLAR YAZ