Devlet kavramı Eflatun’dan günümüze tartışılmakla kalmayıp, bir de devletin temel görevi, bireyler ve organik/inorganik bağı olan kurumlar ile karşılıklı sorumlulukları günümüzde bile tartışılmaktadır
Devletin tanımı ve görevi konusunda birçok ekolün kavgası hala sürerken, o konuya fazla girmeden çok basit bir şekilde etiminolojik temeli ile başlayalım
Devlet kelimesi iki görüş üzerinden incelenmektedir Bu görüşler;
- Arapçadan dilimize geçmiş olan “devlet” kelimesinin kökeni
- Batı dillerinde kullanılan “State / État / Staat / Stato / Estado” kelimesinin kökeni
Birincisi ile başlayalım; Devlet” kelimesi, Arapça “devle (ﺩﻭﻠﻪ)” kelimesinden Türkçeye geçmiştir
Bu kelimenin aslî harfleri “d د”, “vو”, “l ل”dir. Hans Wher’in A Dictionary of Modern Written Arabic’ine göre, “devle (ﺩﻭﻠﻪ)”, mastar hâliyle, sürekli olarak değiştirmek (to change periodically), ard arda getirmek (to alternate), döndürmek (to rotate), zamanın veya talihin el değiştirmesi, dönmesi (to change, turn [time, fortune]) demektir.
“Devle (ﺩﻭﻠﻪ)” kelimesindeki aynı aslî harfler (“d د”, “vو”, “l ل”), Türkçedeki “tedavül (ﺗﺪﺍﻮﻞ)” kelimesinde de geçmektedir. “Devlet”, kelime anlamıyla, “tedavül eden”, yani “elden ele geçen şey” demektir. Bu anlamda devlet kelimesi, Bülent Nuri Esen’in vurguladığı gibi, “hakimiyetin el değiştirmesi”ni ifade etmektedir
İkinci kelime olan ve Latince “status” kelimesinden türetilen ve günümüzde Fransızca karşılığı “etat”, İngilizce
karşılığı “state”, Almanca karşılığı “staat”dır Kısaca “hal,durum,vaziyet” anlamına gelmektedir
Fakar “statüs” kavramı sadece hukuki sadece politik bir olgu olmadığı gibi sosyolojik kuramlar olmadan tanımlanması da mümkün değildir En kısa şekli ile, karmaşık, çok yanlı ve yönlü bir sosyal olgudur. Karmaşık bir sosyal olgu niteliği taşıyan statüs aslında insan topluluklarının ancak belirli bir evriminden sonra meydana gelmiştir
“Devlet” isimli kitabında Eflatun(M.Ö. 427- 347), basitçe devleti, çıkarları dolayısıyla birbirine bağlanan fertlerin oluşturduğu bir bütündür diye tanımlamıştır
Kısaca dilimize Arapçadan geçen devlet kelimesi bir fiili ve hakkı tanımlarken, Latince kökenli status kelimesi içeriği ve kaynağı hala tartışılsa da sosyolojik bir olguyu ifade etmektedir
Devlet kavramı;
- Hakimiyetin el değiştirmesini mi yoksa
- Toprak, millet ve egemenlik unsurlarının bir araya gelmesiyle teşkil edilmiş siyasi,sosyolojik, ekonomik bir ötgütlenmemidir?
Aradaki fark nedir derseniz, birinci kavramın içerisinde birey yoktur ve temelinde muktedir yer alırken, ikinci kavramın temelinde birey yer almakta, egemenlik ise bireylerin yaşadığı toplumun düzeni için belli kurallar çerçevesinde kurallarla belirlenmektedir
Birey kavramı ;Roma’da vatandaşlar (köle olmayan, oy hakkı bulunan erkekler), feodal yapılarda sadece vergi verenler vb olarak kısıtlanmış olsa da , gelişen ve değişen dünyada eşit vatandaşlık bağı ile bağlı herkesi kapsamaktadır
Devlet temelde ekonomik, siyasi ve sosyolojik bir tolumsal örgütlenme olarak tanımlansa da; bu örgütlenmenin şekli ve dayanağı sürekli olarak tartışılmıştır Konfüçyüs ile Aristo devletin temelinde aile var derken, Oppenheimer, İbn-i Haldun, Duguit kuvvet ve mücadele olduğunu, Spencer,Espinas devletin yaşayan bir organizma olduğunu ileri sürmüş, Hobbes,Locke,Rousseau sosyal sözleşme teorisini savunmuş olsa da bu teorilerin tartışılması öncesi karar verilmesi gereken;
Devlet kavramının toplumca “hakimiyetin el değiştirmesi” olarak mı algılandığı yoksa, sosyal bir organizasyon olarak mı görüldüğüdür
İlk şıkkı seçenler için,biraz önce saydığım düşünürlerin söylediklerinin hiç bir önemi yoktur
Çünkü devlet= muktedir olacak şekilde denklem kurularak, hakimiyet el değiştirdikçe devlet de el değiştirir ve asla temel değerleri oluşmuş sosyal bir örgütlenmeye evrilemez
Yorumlar kapalı.