Cıngıllıoğlu ailesi, 19. yüzyılın sonlarından itibaren Kayseri’de ticaretle uğraşan ve bölgenin ekonomik kalkınmasında önemli rol oynayan köklü ve saygın bir aileydi. Kayserili olup ticarette başarılı olunmaz mı? Tabii ki hem Anadolu’da hem de Kayseri’de önemli başarılara imza atarak derin izler bırakmışlardı. Aile, özellikle inşaat malzemeleri ve demir ticaretiyle tanınmış ve bu alanlarda uzmanlaşmışlardı.
1907 yılında Ömer Cıngıllıoğlu ve ortakları tarafından kurulan “Mahdumlar” adlı şirket, inşaat malzemeleri ve demir ticareti ile bölgedeki ticaret ağlarını genişletmiş ve ailenin ticari etkinliğini artırmıştır. 1924 yılında Cumhuriyet’in ilanından sonra aile, yeni Başkent Ankara’ya taşınarak işlerini Ankara’da devam ettirirler. Bu dönem, yeni Türkiye’nin yeniden inşa sürecidir ve işleri daha artarak devam ederken inşaat sektöründe önemli bir yer edinmiştir.
Nuri Cıngıllıoğlu, ailenin ticari başarılarını daha da ileriye taşıyan bir lider olmuştur. 1940’lı yıllarda İstanbul’a yükseköğrenim için gelen Nuri Cıngıllıoğlu, Karaköy Perşembe Pazarı’nda aile işini devam ettirir. Perşembe Pazarı, dönemin en önemli ticaret merkezlerinden biridir ve burada demir inşaat malzemeleri ve çimento ticareti yaparak ailenin işleri iyice büyür.
DEMİRBANK’IN KURULUŞU
1950’lerde Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle Türkiye ekonomisi özel sektör önceliğinde büyümeye başlamış ve bu dönemde orta ve küçük ölçekli girişimciler kendi bankalarını kurma yoluna giderler.
Nuri Cıngıllıoğlu, Galip Cıngıllıoğlu ve Ziya Alacan, 1953 yılında 79 ortakla birlikte Demirbank’ın kuruluşuna öncülük etmişlerdir. Demirbank, ilk yıllarında muhafazakar ve ihtiyatlı bir büyüme politikası izleyerek hızla büyümüş ve sektörde önemli bir konum elde etmiştir.
1960’larda Nuri Cıngıllıoğlu, Demirbank’ın yönetimini devralır ve Anadolu’da da şubeler açarak hem bankanın daha da büyümesini sağlarken hem de bankaya erişimi kolaylaştırır. Ve 1970’lerde Demirbank, Türkiye’nin önde gelen sanayi şirketlerine yatırım yaparak büyümeye devam eder. Bu dönemde Başkent Çimento, Göltaş, Vefaş Bandırma Gübre Sanayi, Kayseri Tekstil ve Niğde’deki meyve suyu fabrikası gibi birçok önemli sanayi kuruluşuna sermaye sağlamıştır. Bu yatırımlar, bankanın sektördeki yerini sağlamlaştırmış ve Türkiye ekonomisine önemli katkılarda bulunmuştur.
1980’lerde 12 Eylül 1980 darbesi ve 24 Ocak kararları, Türk bankacılığı ve ekonomisi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Turgut Özal liderliğinde hazırlanan 24 Ocak kararları ile Türkiye, dışa açılma ve ihracatını artırma yoluna giderken, bankacılık sektöründe de daha önceden var olan katı faiz düzenlemeleri ve sınırlamalar kalkmış, bankalar arasında faiz rekabeti başlamıştır.
YÜKSELİŞ BAŞLAR
Halit Cıngıllıoğlu, İsviçre ve Amerika’da eğitim gördükten sonra 1988’de Türkiye’ye dönmüş ve babasının yarı emeklilik dönemine girmesiyle birlikte Demirbank’ın genel müdürü olmuştur. Halit Cıngıllıoğlu’nun liderliğinde, Demirbank hızla büyüyerek 1990’ların sonunda Türkiye’nin en büyük özel bankalarından biri haline gelmiştir. 1991’de sadece 15 şubesi olan banka, 2000 yılına gelindiğinde 193 şubeye ulaşmıştır. Bu dönemde bono ve tahvil portföyünde büyük başarılar elde eden Demirbank, 1994’teki ekonomik kriz sırasında doğru pozisyonlar alarak büyük kazançlar sağlamıştır. Bu başarıda Halit Cıngıllıoğlu’nun dönemin siyasi figürleriyle olan ilişkilerinin de etkili olduğu söylenmektedir.
1990’ların sonlarına doğru DSP, ANAP ve MHP koalisyon hükümeti döneminde IMF ile yapılan stand-by anlaşması ve sabit kur sistemi ile Türkiye ekonomisinde enflasyon düşmüş, faiz oranları azalmıştır. Hazine düşük faizle borçlanırken, Demirbank hazine bonolarının en büyük müşterisi olarak büyük kârlar elde etmiş ve Türkiye’nin en büyük beşinci özel bankası olmuştur.
Yorumlar kapalı.