Haftalardır hem Beşiktaşlıların hem Galatasaraylıların hem de Fenerbahçelilerin beklediği bu önemli derbi maçına ilgi büyüktü. Futbol otoritelerinin şampiyonluk yarışını etkileyeceğini düşündüğü Beşiktaş Galatasaray maçı seyir zevki açısından beklenilenin bir tık altında kaldı diyebiliriz.
Maça sürpriz bir golle başlayan Galatasaray psikolojik üstünlüğü maçın hemen başında yakalayarak büyük bir avantajla başladı. Gol olur olmaz hemen akıllara “Bol gollü güzel bir maç bizi bekliyor” düşüncesi hepimizin aklına gelmiştir.
Galatasaray açısından maça baktığımızda, müthiş bir oyun sergilemese de yüksek konsantrasyonla fazla pozisyon vermeden zaman zaman da karşı kalede tehdit yaratabildiği bir maçtı ve hemen hemen maçın her bölümünde ipleri elinde tuttu diyebiliriz.
Beşiktaş açısından baktığımızda ise kaçırılan bir şampiyonluğun ardından istikrarsız bir sezon geçirilirken “Kötü bir sezon geçirsek de şampiyonluk yolundaki rakiplerimize kabus yaşatabiliriz.” duygusu vardı. Tüm Beşiktaşlılar da fakat o duyguları gerçekleştirilemedi ve küçük çapta bir hayal kırıklığı daha yaşattı diyebiliriz.
Kadro kalitesi açısından Galatasaray’ın kağıt üzerindeki üstünlüğü maça yansıdı diyebiliriz. Sezonun özeti gibi bir maçtı.
Galatasaray şampiyonluğa kilitlenmiş organize bir takım görüntüsü verirken , Beşiktaş ise sezon boyunca yaşadığı inişli çıkışlı görüntüyü maçta da gösterdi. Maçın bazı bölümlerinde tehlike yaratsa da maç boyunca organize bir görüntü sergileyemedi.
Derbide sevindirici olan ne diye bana sorarsanız maçta hiç bir gerginliğin olmaması , tatsız bir olay yaşanmaması , iki takım futbolcularının iyi ya da kötü performans sergilese de sadece maça odaklanması , deplasman tribünlerinin dolu olması ve ev sahibi Beşiktaş taraftarının muhteşem desteği maçın seyir zevkini oynanan futboldan daha çok yükseltti diyebilirim. İki takım futbolcularını da bize güzel bir derbi izlettiği için tebrik ederken maç sonrası iki kulüp yöneticilerinin futbolcular kadar sağ duyulu olmamasından dolayı kendilerini ayıplıyorum..
Yorumlar kapalı.