Avrupalılar, bloğun geleneksel olarak ana akım siyasi manzarasını sarsma tehlikesi yaratan, yakından takip edilen seçimler için bu hafta sandık başına gidiyor.
6-9 Haziran tarihleri arasında AB’nin 27 üye ülkesinde yaklaşık 400 milyon kişi, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) gelecek 720 üyesi için oy kullanma hakkına sahip olacak.
Yükselen Avrupa şüpheciliği dalgası Avrupa Birliği’nde dalgalanırken, aşırı sağ popülist partiler önemli kazanımlar görmeye hazırlanıyor ve bu da bloğun gelecekteki politika gündemi, mevzuatı ve daha geniş dış politikası üzerinde önemli sonuçlar doğuruyor.
Uluslararası Finans Enstitüsü Başkanı ve CEO’su Tim Adams, CNBC’ye e-posta yoluyla şunları söyledi: “Hem Avrupa’da hem de küresel olarak popülist duyarlılıkta bir artış görüyoruz, bu da tarihin en sağcı Avrupa Parlamentosu ile sonuçlanabilir.”
Avrupa Birliği’nin kalbinde yer alan üç kurumdan biri olan Avrupa Parlamentosu, AB yasalarına ve bütçelerine karar verir. Her üye devlet tarafından seçilen ve Avrupa parti grupları oluşturmak üzere bir araya gelen Avrupa Parlamentosu milletvekillerinden oluşur.

Parlamento geçmişte merkezci partilerin güçlü bir çoğunluğu tarafından yönetiliyordu. Ancak Avrupa Halk Partisi, Sosyalistler ve Demokratlar ve Yenilenen Avrupa’dan oluşan iktidardaki “süper büyük koalisyon”un beklenen kayıpları ve aşırı sağın kazanımları bu dengeyi sorguladı.
Son kamuoyu yoklamaları, İtalya Başbakanı Georgia Meloni’nin İtalya’daki Kardeşleri ile Polonya’nın Hukuk ve Adalet Partisi’nin de aralarında bulunduğu Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistlerin (ECR) ve Fransız siyasetçilerin de yer aldığı radikal sağ Kimlik ve Demokrasi (ID) grubunun büyük sandalye kazandığını gösteriyor. Marine Le Pen’in Fransa’daki Ulusal Birlik Partisi ve Hollanda’nın Özgürlük Partisi.
Bu partilerin kazanımlarının güç dengesini merkezci koalisyonun elinden alması pek mümkün olmasa da, Ukrayna, savunma ve bloğun yeşil gündemi gibi kritik konularda oy kullanırken çoğunluk oluşturmayı zorlaştırabilir.
Yorumlar kapalı.