Borç faizleri anapara miktarını aştı.

Hazine, 2024 yılında yapılan anapara ödemelerini ilk defa 2000 yılından bu yana aşarak dikkat çekti. 2025 yılının Ocak-Nisan döneminde de, bu eğilimin devam edeceği görünmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Merkezi Yönetim brüt borç stoku verilerine göre, 2024 itibarıyla merkezi yönetim faiz giderleri toplam 1 trilyon 98.3 milyar TL’ye ulaştı. Aynı yıl içinde merkezi yönetimin anapara ödemeleri ise 933 milyar TL civarında gerçekleşti.

2024 senesinde Hazine’nin faiz giderleri, en son 2000 yılında olduğu gibi anapara borç geri ödemelerini aşmış durumda. Faiz ödemeleri, anapara ödemelerinin üzerinde kaldığı sürece Hazine, daha fazla iç borçlanma yapmak zorunda kalıyor. 2025 yılının Ocak-Nisan ayları arasındaki toplam anapara 397 milyar TL iken, borç faizi ödemeleri 724.6 milyar TL’ye yükseldi. Merkezi yönetimin brüt borç stoku ise Nisan ayı itibarıyla 10.7 trilyon lirayı geçti.

Borçlanma Maliyeti Arttı

19 Mart’ta başlayan siyasi belirsizlik ortamı, Hazine’nin borçlanma maliyetinin artmasına yol açtı ve borcun faiz ve döviz riski de yükseldi. İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, 19 Mart sürecinin Hazine’nin daha maliyetli borçlanmasına neden olduğunu belirtti. 7 Nisan ve 8 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen 2 yıl vadeli sabit kuponlu devlet tahvili ihalesinde ortalamaların %47’nin üzerine çıktığını belirten Maliye Profesörü Yılmaz, bu oranın Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin başladığı ilk aylara göre 10 puan daha yüksek olduğunu ifade etti. Yılmaz, “Faiz ödemeleri anapara ödemelerini aştığı sürece iç borç çevirme oranı artıyor. Bu da Hazine’nin daha fazla iç borçlanmasını gerektiriyor” şeklinde açıklamada bulundu.

2008 Krizindeki Düzeye Geri Dönüldü

Bütçeden 2024 yılının ilk üç ayında ortalama olarak 155 milyar TL olan borç faiz giderlerinin, Nisan ayında 260.7 milyar TL’ye ulaştığını ifade eden Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, Nisan ayı bütçe giderlerinin %23’ünün ve vergi gelirlerinin %33’ünün borç faiz giderlerine ayrıldığını belirtti. Böylelikle, 2008 küresel krizindeki düzeye geri dönülmüş olduğu aktarıldı.