
Avrupa Merkez Bankası (ECB), Perşembe günü faiz oranlarını arka arkaya sekizinci kez düşürdü. Ancak, gelecek ay enflasyonun yalnızca %1,6 olacağını öngörmesine rağmen, en azından bir politika molası verme sinyali verdi. Geçen hafta yayımlanan bir anlık veriye göre, euro bölgesindeki 20 ülkenin enflasyonu Mayıs ayında %1,9 seviyesindeydi.
Aynı zamanda Hırvatistan Merkez Bankası’nın Başkanı olan Vujcic, fiyat artışlarının gelecekte toparlanma ihtimalinin yüksek olduğunu ifade ederek, para politikasının hedefe yakın küçük dalgalanmalarda “hassas cerrahi” uygulamaması gerektiğinin altını çizdi.
Vujcic, Cumartesi günü Dubrovnik’te verdiği bir röportajda, “Hedefin her iki tarafında birkaç baz puanlık sapmalar sorun değildir,” dedi. “Çünkü her zaman küçük sapmalar olacaktır. Eğer bunları bir sorun olarak görürseniz, aşırı tepki verirsiniz. Bu, hassas cerrahi değildir.”
Vujcic, enerji fiyatlarının dip noktasını bulmasının ve ekonominin canlanmasının ardından enflasyonun yeniden artmasını beklemek için mantıklı olduğunu belirtti. Ayrıca, Euro’nun güçlenmesinin birkaç çeyrek sürmediği sürece fiyatlar üzerinde ikinci tur etkilerinin olmasının da muhtemel olmadığını ifade etti.
Bazı ECB politika yapıcıları, özellikle Portekiz Merkez Bankası Başkanı Mario Centeno, avro bölgesinde enflasyonun çok fazla yavaşlayabileceğinden kaygı duyuyor.
Vujcic, enflasyon görünümüne ilişkin risklerin “oldukça dengeli” olduğunu düşünürken, ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle yaşanan küresel ticaret gerilimlerinin “tam bir belirsizlik” durumuna neden olduğuna dikkat çekti.
ECB STRATEJİ DEĞERLENDİRMESİ
Vujcic, genç bir maliye yöneticisi olduğu dönemde, dönemin Federal Rezerv Başkanı Alan Greenspan’dan aldığı tavsiyeyi hatırladı: yüksek enflasyon, düşük enflasyondan daha tehlikelidir. Greenspan, 19. yüzyılın sonlarında yaşanan nispeten olumlu yirmi yıllık deflasyona atıfta bulunarak, bunun kısmen üretkenlikteki gelişmelerden kaynaklandığını belirtmişti.
“Üretkenlik artışı nedeniyle düşük enflasyon kimseyi rahatsız etmedi,” dedi. “Bu meseleye dikkat çekmek için bir para politikası sorununu gündeme getiriyorsanız, eğer ekonomide bir sorun yoksa neden bu kadar ısrar ediyorsunuz?”
Avrupa Merkez Bankası, enflasyon oranı çok düşük olduğunda onu canlandırmak amacıyla büyük tahvil alımları veya niceliksel genişleme gibi uzun vadeli stratejisini değerlendiriyor.
ECB, son on yılda niceliksel genişleme (QE) ve diğer araçlar aracılığıyla bankacılık sistemine yaklaşık 7 trilyon avro (8 trilyon dolar) likidite enjekte etti. Bu planların, gayrimenkul fiyatlarını şişirmek ve merkez bankasını önemli kayıplara hazırlamakla suçlandığı ifade ediliyor.
Vujcic, bir sonraki aşamada insanların önceki süreçlerden çıkarım yapacaklarını ve QE’nin çıtasının daha yüksek olacağını belirtti.
QE’nin, 2008 mali krizi ve COVID-19 pandemisi sırasında işlevsel olmayan piyasaları istikrara kavuşturmasına yardımcı olabileceğini, ancak “yıllarca enflasyonu yükseltmeye çalışmak için kullanılırsa, marjinal verimliliğinin düşeceğini” söyledi.
Bu tür öz eleştiri çağrıları, ECB’nin şahin kanadındaki bazı politika yapıcılar tarafından da destekleniyor. Ancak kaynaklar, Reuters’a, bu yaz çıkacak olan ECB’nin yeni strateji belgesinde bu konulara yer verilmesinin olası olmadığını bildirdi.
