
Son dönemde yaşanan jeopolitik gelişmeler ve siyasi belirsizlikler küresel piyasaları etkisi altına alıyor. Borsa İstanbul’da son günlerde gözlemlenen yükseliş (%3’ün üzerinde) euro ve altın fiyatlarındaki düşüşle tezat oluşturuyor. Yüksek mevduat faiz oranları (yüzde 49-52 arası) ise yatırımcıların dikkatini çekerek, altın ve döviz yatırımlarını gölgede bırakıyor.
Ancak uzmanlara göre bu durumun kalıcı olmayacağı düşünülüyor. Sosyal Güvenlik ve Finans Uzmanı Özgür Erdursun’un değerlendirmelerine göre, Çin ve ABD arasındaki ticaret anlaşması sonucu altın fiyatlarındaki geçici düşüş, altının uzun vadeli değerini etkilemiyor.
Altın Fiyatlarında Beklenti: 3700 Dolar
Erdursun, yıl sonuna kadar altın fiyatlarının 3700 dolar seviyesine ulaşabileceğini öngörüyor. Jeopolitik risklerin artması durumunda ise altının güvenli liman özelliğinin öne çıkacağını belirtiyor.
Yüksek Mevduat Faizlerinin Geleceği
Yüksek mevduat faiz oranları (örneğin TEB %52, Finansbank %51, Denizbank %49) yatırımcıları TL mevduata yönlendirmiş olsa da, bu durumun geçici olduğu vurgulanıyor. Uzmanlar, faiz oranlarının uzun süre bu seviyelerde kalmasının beklenmediğini ifade ediyor.
Yatırım Stratejileri: Altın mı, Döviz mi, Borsa mı?
Temmuz ayında olası bir Merkez Bankası faiz indirimiyle birlikte, borsada yeni bir yükseliş trendi ve döviz/altın talebinde artış öngörülüyor. Erdursun, faiz oranlarının %30’ların altına düşmesinin ardından yatırımcı tercihlerinin değişeceğini belirtiyor.
Sonbahar Aylarında Piyasa Hareketliliği
Faiz oranlarındaki düşüşle birlikte sermaye yeniden yönlenebilir. Eylül ve Ekim aylarında piyasalarda hareketlilik bekleniyor. Yatırımcıların altın, döviz veya borsaya yönelmesi olası. Bu nedenle, uzun vadeli mevduat yatırımları yapanların değişen ekonomik koşulları takip etmeleri büyük önem taşıyor.
