featured
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Prof. Dr.Senol Babuşcu Bugün Kelime Dağırcığımıza Bir Terim Daha Ekledi: “Heatflasyon” Nedir ve Türk Ekonomisine Etkisi Olacak mı?

Prof. Dr.Senol Babuşcu Bugün Kelime Dağırcığımıza Bir Terim Daha Ekledi: “Heatflasyon” Nedir ve Türk Ekonomisine Etkisi Olacak mı?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Prof.Dr. Senol Babuşcu 10Haber’de yayımalanan yazısı ile gündeme yeni bir terim daha getirdi. “Heatflasyon”

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişimin izlendiği Küresel Gıda Fiyat Endeksi MAyıs 2024 sonuçlarını açıkladı. Endeks mayısta bir önceki aya göre yüze 0,9 arttı. Dünya gıda fiyatları mayıs ayında şeker ve bitkisel yap fiyatlarındaki düşüşlere rağmen tahıl ve süt ürünleri ürünlerindeki yükseliğin etkisiyle art arda üçüncü kez yükseldi.

Küresel gıda enfasyonu yıllık düzeyde ise eksi yüzde 3,4 olarak gerçekleşti. Yani yıllık bazda gıda fiyatları yüzde 3,4 düştü.

Dünya gıda giyatları Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası Mart 2022’de gördüğü tarihi zirveden düşüşe geçmiş ve bu yıl şubat ayında son üç yılın dip seviyesini görmüştü. Böylece endeks Mayıs’ta üst üste üç ay yükseliş göstermiş oldu.

Süt fiyatları mayısta bir önceki aya göre yüzde 1,8 arttı

Tahıl Fiyat Endeksi özellikleKuzey Amerika ve Ukrayna’da hasada yönelik artan endişelerin etkisiyle Mayıs’ta önceki aya göre yüzde 6,3 artarken yıllık bazda yüzde 8,2 düştü. Tahıllar içinde en fazla artış buğdayda görüldü. FAO ayrıca Batı Avrupa sür üretiminin düşebileceği endişesiyle fiyatların Mayıs 2024’de bir önceki aya göre yüzde 1,8 arttığını açıkladı.

Uzmanların gelecekte gıda fiyatlarıyla ilgili bir ensişesi de heatflasyon olarak adlandırlan ve küresel iklim değişikliğinin parçası olan sıcaklık artışlarına bağlı enflasyon. Gıda fiyatlarında aşırı sıcakların neden olduğu artış şeklinde tanımlanan heatflasyon sıcak hava dalgalarının dünya genelinde ürünlere zarar vermesi ve gıda arzı azaldıkça fiyatların da artması şeklinde kendisini gösteriyor. Türkiye de bu konuda en büyük riskleri taşıyan ülkelerden birisi.

Küresel gıda enflasyonu belirttiğimiz gibi yıllık eksi yüzde 3,5 olarak gerçekleşirken TÜİK verilerine göre Mayıs ayında Türkiye’de yıllık gıda enflasyonu yüzde 69,9 oldu. Türkiye’nin küresel gıda enflasyonuyla olan farkı TÜİK rakamlarıyla bilr 73 puan üstünde gerçekleştir.

Görüldüğü üzere gıda fiyatları ülkemizde son bir yılda dünyadaki gelişimin tersine hareket etti. Dünyada gıda fiyatları düşerken bizde ciddi oranda yükseldi. Ancak esas tehlike önümüzdeki dönemde son üç aylık dönemde küresel gıda fiyatları yükseldi ve bu yükselişin devam edeceği de beklenmektedir. Bu ortamda Türkiye’de zaten yüksel seyreden gıda fiyatlarının daga da artması kaçınılmaz.Bu durumda ise zaten ülkemizde açlık sınırının altında gelirle yaşamaya çalışan çok ciddi orada insan olduğu düşünüldüğünde daga da sıkıntılı durumlar yaratacak

Destekleme ve teşvikler verimli değil

Ülkemizde gıda fiyatlarını artıran temel sorun tutarlı ve akıcı bir tarım ve hayvancılık politikasının olmamasıdır. Stratejik bir sektör niteliği taşıması itibariyle planlı ve programlı bir tarımsal üretim ve hayvancılık olması gerekirken, üretim yapan herkesin kafasına göre hareket ettiği ve üreticilere hiç değer verilmeyen bir ülkenin tarımının bu hala gelmesi kaçınılmazdır

İkincisi destekleme ve teşvik yetersiz ve verimli değil. Verilen desteklerin çoğunluğundan gerçekten üreticinin yararlanıp yararlanmadığı bilinmiyor. Yine tarımsal girdilerdeki (gübre, ilaç vb.) yüksek fiyat artışları ürünlerin fiyatlarımı de artırıyor.

Bir diüer sorun da taleple ilgili. Ülke nüfusu 85 milyona ulaştı. Bunun ötesinde gerçek sayıları bilinmeyen ancak bazı kaynaklara göre 10 milyonu bulduğu söylenen ve sayıları giderek artan kayıtlı ve kaçak mülteciler zorunly ihtiyaç olan gıdaya ciddi tale yarattığında arz yetersiz hale geliyor ve fiyatlar yukarı çıkıyor.

Bu kargaşa içinde gerçekte tarım ve hayvancılığın stratejik sektör olarak değerlendirilerek önlemler alınması gerekiyor. Bu çerçevede Avrupa Birliği uygulamaları da esas alınarak devletin aktif bir şekilde içinde yer aldığı prlanlı ve programlı üretim sağlayacak tarım ve hayvancılık politikası uygulanmalı.

İklin değişkliğini hesaba katmak şart

Devlette israf edilen kaynaklardan sağlangacak tasarrufun bir bölümü tarımdal desteklere aktarılarak bilinçli ve ihtiyaç duyulan alanlarda üretimi teşvik eden bir tarımdal destekleme politikasına geçilmeli. İklim değişikliğinin tarım hayvancılığa etkilerini azaltacak yapılanmalar ve politikalar üretilmeli, tarımsal üretim bu çerçevede yapılmalı.

Talep tarafında en önemli konu mülteçilerin ülkelerine dönmelerini sağlamak. Mülecilerin ülkelerine dönmeleri amacıyla bir plan ve program geliştirilerek uluslararası çerçevede de gerekli zemin oluşturulup bunların ülkelerine geri dönmeleri sağlanmalı. Kaçak olarak gelenlerin de tespiti ve geri gönderilmeleri sağlanmalı, ülkeye girişlerini önleyecek daha ciddi önlemler alınöalı. Aksi takdirde gıdaa ilişkin önümüzdeki dönemde yaşanacak sıkınıtlarda Türkiye başı çeken ülkeler arasında olacak.

Prof. Dr.Senol Babuşcu Bugün Kelime Dağırcığımıza Bir Terim Daha Ekledi: “Heatflasyon” Nedir ve Türk Ekonomisine Etkisi Olacak mı?
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.