Depremin hemen ardından binlerce yardım malzemesi bölgeye ulaştı. Ancak, bu yardımların amacına ulaşmadığını öğrendiğimiz an, içimizi sızlatan bir gerçekle yüzleştik. Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesinde kurulan Azerbaycan-Türkiye Geçici Barınma Merkezi’nde, depremzedelere gönderilen yardım malzemelerini stoklayıp satanlar arasında bir öğretmen bile var. Yardım, bir elden diğerine geçmesi gereken bir umutken, bu umudu pazarlık nesnesine dönüştüren kişiler hepimizi derinden yaraladı. Öğretmenler, genellikle topluma rehber olan bireylerdir; peki toplumun en zor zamanında umut ışığını söndüren biri olduğunda ne yapacağız?
İlçe Emniyet Müdürlüğü bu iddiaların peşine düştü ve barınma merkezinin sorumlusu olan bir öğretmen ve 4 personelin de bulunduğu 8 şüpheliyi gözaltına aldı. Mahkemeye sevk edilen şüphelilerden 4’ü tutuklanırken, diğer 4’ü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Yardım mı, Fırsat mı?
Bir yanda depremde yıkılan hayatlar, diğer yanda ise fırsata çevrilen yardımlar… Depremzede bir çocuğun elinden alınan battaniye, bir başka yerde satılıp kazanca dönüşüyor. Yardım malzemeleri, deprem bölgesinde yalnızca hayatları değil, umudu da yeniden inşa etmek için gönderilmişken, bu malzemelerin bencilce satılması, güven duygusunu yerle bir ediyor
Küçük Bir Eleştiri…
Bu olay, sadece birkaç kişinin suistimali olarak değil, genel bir vicdani erozyonun da göstergesidir. Yardım kolilerini alıp stoklayarak satanlar, insanlığımızın içini boşaltıyor. Bir öğretmenin bile bu işin içinde olması, toplumun rehber kabul ettiği kişilerin bile nasıl yanılabileceğini gösteriyor. Bu suistimal, yardıma muhtaç olanların umutlarını çalmakla eşdeğer. Yardımların karaborsaya düşmesi, insanlığımızın ne kadar satılık olduğunu sorgulatan acı bir gerçek.
Ancak unutmamak gerekir ki, insanlık her ne kadar bu gibi karanlık anlar yaşasa da, bu tip olaylar dayanışmanın ve vicdanın daha güçlü çıkması için de bir fırsattır.
Yorumlar kapalı.