Zengezur olarak isimlendiriilen coğrafi bölge günümüzde bir kısmı Azerbaycan bir kısmı ise Ermenistan’da yer alan tarihi bir alandır. Zengezur, batıda Zengezur Dağları, doğuda Dağlık Karabağ arasında kalan alandadır. Zengezur’un batısında Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, doğusunda Azerbaycan’ın Laçın, Kubadlı, Zengilan rayonları, kuzeyinde Ermenistan’ın Vayots Dzor Eyaleti, güneyinde ise Aras Nehri bulunmaktadır. Aras Nehri, İran ile arasında sınırdır.

24 Oğuz boyundan olan Kayı boyunun Zengene tayfasından adını alan Zengezur, Azerbaycan’ın kadim toprağıdır. Yüzyıllarca çeşitli devletlerin yönetimi altında kalmış, Türk yönetimi altında tutulan ve stratejik olarak büyük bir önemi haiz bu topraklar için dönüm noktası ise; 12 Eylül 1813 Gülistan Antlaşması ve 10 Şubat 1828 Türkmençay Antlaşması olmuştur. Bu antlaşmalar sonucu İran’dan 8249 Ermeni ailesinden 1300’ünün Karabağ ve Zengezur’a yerleştirilmesi günümüze kadar gelecek olan zorlu bir süreci başlatmıştır.
Avrupa Devletleri ve Rusya’nın coğrafyada huzursuzluk çıkartmak amacıyla ideolojik bir araç olarak kullanmak istediği Ermeniler, tarihe “Ermeni Meselesi” olarak gececek sorun yumağını yaratmaya başladılar ve bu durum sorunun uluslararası bir boyuta evrilmesine neden oldu.
Ermenilerin isteği bir denizden diğer denize anlayışı ile geniş bir devlet kurmaktı. Dolayısıyla da bu istekleri hem Osmanlı hem Azerbaycan topraklarını doğrudan ilgilendiren hem de diğer devletlerinde çıkar sağlayacağı bir düşünce olarak tarih sahnesinde yeni bir perde açılmasına sebep oldu.
20. yüzyılın başında başlayan bu plan özellikle I. Dünya Savaşı sürecinde hız kazanmış ve “Büyük Ermenistan” projesi kapsamında Kafkaslarda vaziyetin elverişli olduğunu düşünmeleriyle beraber Nahçıvan, Karabağ ve Zengezur’da etnik temizleme siyasetini hız kazanmıştır.

1917’de Zengezur kazasında 109 köyü dağıtan Ermeniler 1918 Mayıs ayında kendi devletlerini kurmalarının ardından etnik baskıyı devlet siyaseti olarak benimsemiştir. Dolayısıyla devlet teşvikinin de olması ile hem Dünya Savaşı’na katılan nizami ordular hem de yerli Ermeni kuvvetleri bilfiil iştirak ettiler. Böylece Azerbaycan topraklarında sayısız kanlı olaylar başladı.

Rusların eli ile Aralık 1920’den başlayarak on yıl içine Zengezur’dan 4414,5 km², Kazah’tan 5832,82 km², Nahçıvan’dan 657 km²’lik topraklar Ermenistan’a dâhil edildi. 25 Aralık 1924’te Azerbaycan’ın Kubadlı kazası ve Ermenistan’ın Zengezur kazası arasındaki sınırların belirlenmesi hususunda yapılan görüşmelerde Ermenilerin 13 köy üzerinde hak talep etmeleri de yine Ruslar tarafından kabul edildi.
1 Ocak 1927’de yeniden ele alınmasının ardından sınırlar üzerine verilen karara göre Zakafkasya Merkezi İcra Komitesi Riyaset Heyeti, Zengezur coğrafyasında tartışmalı görülen toplam 24 köy meselesini Ermenistan’ın lehine sonuçlandırdığını bildirdi. Ermenilerin yerleştirilmesinin ardından bu yaşayış bölgelerinin isimleri de değiştirilmeye başlandı. 1935’e kadar Ermenistan’da 200’e yakın bölge adı yerel halk veya yöneticiler tarafından değiştirilirken 1935 sonrasında da bu yer değişimleri Ermenistan hükümeti tarafından kanunlaştırılarak devam etti. Özellikle değiştirilen bölgeler Türk menşeli bölgeleriydi ve 1988 yılı Ağustos ayına kadar 521 Türk menşeli yer adı değiştirilmiş oldu

1991-1994 yıllarında da Ermeniler bu kez Karabağ ve civarındaki 7 bölgeyi işgal edince Zengezur’un doğu kısmında kalan Laçın, Kubadlı, Zengilan bölgeleri de işgal edilmiş oldu. 3347 km2’lik toprağı kapsayan 301 Azerbaycan yerleşkesini ele geçirdiler ve 150 bin kişiyi yerinden ettiler. 18 Mayıs 1992’de Laçın, 31 Ağustos 1993’te Kubadlı ve 29 Ekim 1993’te Zengilan’ın tamamının işgaliyle Zengezur bölgesinin Azerbaycanlı ahaliden temizlenmesiyle bölgenin Ermenistan’a geçmesi siyaseti tamamlanmış oldu. Sonuçta 1980’li ve 1990’lı yıllarda da 13,2 km2’lik toprağı daha zapt eden Ermeniler, 20. yüzyılda toplamda 40 bin km2’den daha fazla toprağı ele geçirmiş durumdaydılar
2018 Sonrası Süreç
2018’de Ermenistan Devlet Başkanı N. Paşinyan’ın “Karabağ Ermenistan’ındır ve nokta” söylemi üzerine 27 Eylül itibariyle savaş başladı, 20 Ekim’de Zengilan’ın, 25 Ekim’de Kubadlı’nın işgal altındaki bölgeleri Azerbaycan ordusu tarafından ele geçirildi.
44 günlük savaşın ardından Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya 10 Kasım 2020’de Üçlü Bildiriyi yayınladı ve savaş sona erdi

Azerbaycan’ın topraklarını ikiye bölen Zengezur bölgesi savaşın ardından gündeme geldi. Bildiride de yer alan ve her ülkenin de tüm ulaştırma altyapısının canlandırılmasını kapsayan 9. maddeye göre Zengezur koridorunun gerçekleştirilmesi yönünde Azerbaycan tarafından güçlü bir irade olduğu görülmekteydi.
15 Haziran 2021’de Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan Müttefiklik İlişkileri Hakkında Şuşa Beyannamesi, Zengezur koridorunun isminin zikredildiği ilk uluslararası belge niteliği kazandı. Böylece Zengezur koridoru yüzyıllardır stratejik öneme sahip olduğu gibi ekonomik, siyasal, güvenlik, psikolojik ve diğer açılardan ciddi sonuçları olacaktı. Zengezur bu savaşın ardından bir toprak değişikliği projesi olarak meydana çıkmazken, bölgesel barışı ve iş birliği ortamını güçlendirme amacı güden bir ulaştırma projesi olduğunu ifade etmek mümkündür
Zengezur Koridorunun Önemi
10 Kasım 2020’de imzalanan Üçlü Mutabakatın 9. maddesinde şunlar vurgulanmıştır: “Bölgedeki tüm ekonomi ve ulaşım bağlantıları açılacaktır. Ermenistan Cumhuriyeti vatandaşların, araçların ve yüklerin her iki yönde engelsiz hareketini organize etmek için Azerbaycan Cumhuriyeti’nin batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım bağlantılarının güvenliğini garanti etmektedir. Ulaşım kontrolü, Rusya Federasyonu Federal Güvenlik Servisi Sınır Muhafıza Servisi organları tarafından gerçekleştirilecektir. Tarafların mutabakatı ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni Azerbaycan’ın bölgelerine bağlayan yeni ulaşım bağlantılarının inşası gerçekleştirilecektir

Zengezur Koridorunda ulaşıma ilişkin düzenlemele sonrası; Ordubad ile Nahçıvan’ın kuzeyinde yer alan, Türkiye-Ermenistan-İran kavşağında bulunan Velidağ istasyonunu birleştiren 158 km’lik demiryolu bağlantısının kapsamlı onarım-bakım işlemleri tamalanarak, 14 km’lik ek yeni bölüm ile Ermenistan sınırına kadar uzatılacaktır. Böylece, Bakü – Horadiz – Nahçıvan demiryolu Ermenistan demiryolu ağı ile birleşecek, Ermenistan’dan Rusya ve İran’a kesintisiz ulaşım hattı oluşturulacaktır. Azerbaycan’ın başlatmış olduğu Ahmetbeyli-Horadiz-MincivanAğbend otoyolu Zengezur’a kadar uzanarak, demiryolu hattına paralel güzergahta yer alacaktır. Azerbaycan’ın batı bölgeleri ile Nahçıvan’ı birleştirecek ulaşım koridoru bahsedilen şekilde oluşturulurken, Kars ile Nahçıvan arasında ayrı bir demiryolu hattı planlanmaktadır. Yukarıda anlatılan ulaştırma ağı bir bütün olarak hem Türkiye ile Azerbaycan arasında yeni ulaşım bağlantısı sağlayacak hem de Türkiye ile Rusya arasında Azerbaycan üzerinden kesintisiz kara ve demiryolu bağlantısı oluşacaktır

GSYİH ‘ya göre ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci, satınlama gücüne göre ise dünyanın en büyük ekonomisi olan Çin’in ana pazarının Avrupa olduğu, gelecek dönem için ise Afrika’ya ilişkin planları olduğu dikkate alındığında, uzun süredir üzerinde çalıştığı OBOR Projesi veya bizim bildiğimiz adıyla Bir Kuşak Bir Yol, Yeni İpek Yolu projesi kapsamında artık Zengezur Koridoru çok büyük bir öneme haizidir.
Dünyadaki tüm sorunların çözümünün ortak çıkarlar olduğu dikkate alındığında Zengezur Koridorunun Aralık 2020’de yapılan mutabakat ile OBOR Projesine dahil edilmesi sonucu tarihten gelen kültürel husumetleri etkisinin azalarak, zamanla yok olacağı aşikardır.
Diğer taraftan bu projede en önemli iki aktörün olan İran ve Türkiye olduğu dikkate alındığında; artık sıranın İran’a ilişkin mevcut soru işaretlerini ortadan kaldırmaya geldiği göz ardı edilemez bir gerçektir. Bu adım ile birlikte;
- Katar Avrupa Enerji Hattı
- Doğu Akdeniz Enerji Hattı
- Cin-Avrupa arasındaki yeni İpek Yolununun gğvenliği sağlanacak
ilave olarak da; İran Enerji kaynaklarının biraz önce sayılan Enerji Hatlarına ilave edilmesi ve başta İsrail’in güvenliği olmak üzere Ortadağuda ilk olarak Condolezza Rice’ın dile getirdiği düzenin kurulmasına yönelik tedbirler alınmış olacaktır.
Esasında bakıldığında II. Karabağ savaşınını veya Suriye’deki yönetim değişiminin çok kısa bir sürede hayata geçmesi herkesi şaşırtırken, esasında Ekonomik Temelli Olarak Yaratılmaya Çalışılan Yeni Düzeni doğru okunursa bunların hepsinin bir planın ufak parçaları olduğu net olarak görülmektedir.
Yorumlar kapalı.