Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), küresel ticaret sisteminin artan korumacı politikalar nedeniyle tarihinin en kırılgan dönemlerinden birini yaşadığını belirterek, özellikle gelişmekte olan ülkeler için ciddi riskler oluştuğu uyarısında bulundu.
UNCTAD Genel Sekreteri Rebeca Grynspan, ABD’nin uygulamaya koyduğu yeni gümrük tarifeleriyle birlikte büyük ekonomilerin de benzer adımlar atmaya hazırlanmasının, ticaretin kalkınmaya hizmet eden bir araç olmaktan çıkarak istikrarsızlık kaynağına dönüşmesine yol açabileceğini söyledi.
“Ticaret başka bir istikrarsızlık kaynağı haline gelmemelidir” diyen Grynspan, mevcut küresel ortamda belirsizliklerin arttığını, düşük büyüme ve yüksek borçla mücadele eden ekonomiler için bu durumun son derece yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.
MÜKEMMEL FIRTINA UYARISI
UNCTAD’ın değerlendirmesinde, düşük gelirli birçok ülkenin şu anda “mükemmel fırtına” olarak adlandırılan bir tabloyla karşı karşıya olduğu belirtildi. Bu ülkeler, artan dış baskılar, sürdürülemez borç seviyeleri ve iç ekonomilerdeki yavaşlamayla mücadele ediyor. Yeni gümrük duvarlarının ise bu kırılganlıkları daha da derinleştirmesi bekleniyor.
Açıklamada ayrıca, ABD’nin ticaret açığının büyük kısmının sadece sınırlı sayıda ülkeye ait olduğuna dikkat çekilerek, küresel düzeyde atılan bu tür adımların orantısız etkiler yarattığına işaret edildi.
ÇÖZÜM: DİYALOG VE MÜZAKERE
UNCTAD, ticaret reformunun gerekliliğine dikkat çekerken, çözümün diyalog ve çok taraflı müzakere yoluyla aranması gerektiğini vurguladı. “Modası geçmiş ticaret kuralları ve ticari dengesizlikler ele alınmalı, ancak bu süreç en az sorumlu olan ülkeleri cezalandırmadan yürütülmelidir” denildi.
UNCTAD, hükümetlere ve uluslararası kuruluşlara çağrıda bulunarak, özellikle en savunmasız ülkelerin zarar görmesini engellemek amacıyla uygulanan gümrük tarifelerinin acilen yeniden değerlendirilmesini istedi.
“GERGİNLİĞİ TIRMANDIRMA DEĞİL, İŞBİRLİĞİ ZAMANI”
Grynspan, küresel ticaret sisteminin karşı karşıya olduğu bu tarihi eşikte, ülkelerin rekabetten çok işbirliğini öncelemesi gerektiğini belirtti. “Kuralları güncellememiz gerekiyor, evet. Ama bu süreç, kalkınma odaklı, öngörülebilir ve kırılgan kesimleri koruyan bir çerçevede yapılmalı” dedi.
Uzmanlar ise, ticaret ve yatırımlarda yaşanan bu belirsizliklerin, yalnızca ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda sosyal refahı ve uzun vadeli kalkınma hedeflerini de tehdit ettiği görüşünde birleşiyor.
Yorumlar kapalı.