featured
  1. Haberler
  2. Pazar Yazısı
  3. Tabanları Yağlamak: Sessiz Yolculukların Hazin Hazırlığı

Tabanları Yağlamak: Sessiz Yolculukların Hazin Hazırlığı

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir deyim düşünün…

İçinde hem yorgunluk var, hem umut. Hem bir kaçış, hem de yürekten gelen bir yürüyüş. “Tabanları yağlamak” deyince bugün çoğumuzun gözünde aceleyle kaçan bir silüet belirir. Ama bu sözün köklerine indiğinizde, bambaşka bir manzara çıkar karşınıza: Sessizce yola hazırlanan, uzun bir yürüyüşe çıkan, derinlerde bir yerlerde kararını çoktan vermiş bir insan.

Çarıkla Başlayan Hikâye

Ayakkabının bile lüks sayıldığı zamanlar vardı bu topraklarda. Anadolu’nun dağ köylerinde, ova kasabalarında insanlar çarık giyerdi; kendi ördükleri, kendi derilerini işleyerek yaptıkları sade ama sağlam ayakkabılar. Çarıklar çoğunlukla sığır ya da keçi derisinden yapılırdı. Kurudukça sertleşir, sertleştikçe vururdu ayağı. Hele bir de yol uzunsa, çarığın nasıra rahmeti kalmazdı.

İşte tam bu yüzden, uzun bir yola çıkmadan önce yapılacak en önemli işlerden biri çarıkları yağlamaktı. Zeytinyağı, iç yağı, kuyruk yağı… Ne varsa sürülür, deri yumuşatılırdı. Bu hazırlık, yolcunun sadece fiziksel değil, duygusal bir hazırlığıydı aynı zamanda. Bir ritüeldi. Sessiz, sade ama anlamlı bir hazırlık.

“Hadi bakalım, tabanları yağladık,” denirdi o an. Bu sözde telaş yoktu, aksine derin bir kabulleniş vardı. Yol mecburdu. Yola çıkan belliydi. Ve geri dönmemek de ihtimal dahilindeydi.

Deyim Değişti, Anlamı Kaldı

Zamanla “tabanları yağlamak” deyimi, anlam kaymasına uğradı. Bugün birinden hızla kaçan için kullanıyoruz. Ama özünde hâlâ bir yolculuk var bu sözde. Hâlâ bir karar, bir hazırlık, bir yalnızlık var.

Belki köyünü terk eden genç bir delikanlı…
Belki ardına bakmadan yürüyen bir kadın…
Belki de sabaha karşı sessizce evden çıkan bir işçi, ekmek parasına yol alan…

Hepsinin ortak noktası şu: Gidiyorlar. Ama koşarak değil; düşünerek, hazırlıkla, kararlılıkla gidiyorlar. Ve bazen gitmek, kalmaktan daha büyük bir cesaret istiyor.

Yolun Dili Sessizdir

Bazı yollar sessiz başlar. Ne vedalar olur, ne gözyaşı dökülür. Sadece bir çarığın içine biraz yağ sürülür. Yürümek kolaylaşsın diye… Çünkü insan bazen gitmeyi seçer, bazen de gitmek zorunda kalır. Ama her iki durumda da bir hazırlık vardır. Sessizdir, ama çok şey anlatır.

Tabanları yağlamak, belki de bu yüzden sadece fiziksel bir eylem değil, bir niyetin, bir yönün, bir kararın ifadesidir. Kendine doğru atılan bir adımın ilk izidir. Hem geçmişi hem geleceği sırtlanır.

Ve unutma, her yol bir çarığın içinden geçer. Her karar biraz nasır yapar. Ama sonunda seni bir adım daha yaklaştırır kendine.

Tabanları Yağlamak: Sessiz Yolculukların Hazin Hazırlığı
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.