Yunus Emre Vakfı’nda naylon faturalarla kamu zararına neden olunduğu iddialarına ilişkin başlatılan soruşturma, 2025 yılı başında ülke gündemini sarsmıştı. Soruşturmanın merkezinde, vakfın uzun yıllar başkanlığını yürüten ve hakkında çeşitli suçlamalar bulunan Prof. Dr. Şeref Ateş yer almış, hakkında gözaltı kararı çıkarılmasına rağmen Türkiye’de bulunamamıştı.
OĞLU GÖZALTINA ALINMIŞTI
Hatırlanacağı üzere, Şeref Ateş’in oğlu E.A., İstanbul’da yakalanarak Ankara’ya götürülmüş ve savcılığa ifade vermişti. E.A.’nın, Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu’nun suç duyurusunda yer alan paravan şirketlerin kuruluşunda yer aldığı ve bu şirketleri daha sonra diğer şüphelilere devrettiği tespit edilmişti. Soruşturma kapsamında toplam 15 kişi hakkında gözaltı kararı verilmiş, bunlardan 11’i yakalanmış ve 8’i tutuklanmıştı.
SİYASİ BAĞLANTILAR TARTIŞMA YARATMIŞTI
Vakfın yönetiminde yer alan bazı isimler kamuoyunun dikkatini çekmişti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın eşi Rahmi Göktaş ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın oğlu Abdullah Kutalmış Yalçın’ın da vakfın yönetim kurulunda olduğu ortaya çıkmış, bu gelişmelerin ardından söz konusu isimlerin istifa ettirildikleri bildirilmişti.
ŞEREF ATEŞ HALA ALMANYA’DA
Olayın kilit ismi Prof. Dr. Şeref Ateş’in Almanya’da bulunduğu bildirilmiş, kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Almanya’dan sığınma talebinde bulunduğu iddia edilmişti. Ateş ise Almanya’da sağlık sorunları nedeniyle bulunduğunu ve hakkındaki suçlamaların bir “kumpas” olduğunu öne sürmüştü. Ancak Türkiye’nin Almanya ile resmi bir iade süreci başlatıp başlatmadığına dair şu ana dek kamuoyuna yansıyan net bir bilgi bulunmamaktadır.
CHP’DEN SERT TEPKİ GELMİŞTİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, yaptığı açıklamada, yolsuzluk iddialarının yalnızca birkaç kişiyle sınırlı olmadığını, kamu kurumlarının yönetiminde yer alan herkesin sorumluluğunun bulunduğunu vurgulamıştı. Atalar, “Bu noktaya gelinene kadar göz yuman, koruyan, destekleyen herkes hesap vermeli. Yunus Emre’nin adını bile bu kirli yapının içine çektiler” demişti.
SAVCILIKTAN AĞIR SUÇLAMALAR
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada şüphelilere “zimmet”, “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma”, “edimin ifasına fesat karıştırma”, “resmî belgede sahtecilik”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” suçlamaları yöneltilmişti. Soruşturmanın derinleşerek sürdüğü bildirilmişti.
Gelişmeleri takipteyiz.
Yorumlar kapalı.