featured
  1. Haberler
  2. Pazar Yazısı
  3. Küçük Eller, Büyük Acılar

Küçük Eller, Büyük Acılar

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu yazı, çocuklara… Koruyamadıklarımıza adanmıştır.

Bir çocuk daha…
Henüz adı bile ezberlenmemiş, yüzü silik, sesi kısık.
Bir çocuk daha karanlığa gömüldü.
Oysa onun yeri sokakta sek sek oynamak, resim defterine güneş çizmekti.
Yoğun bakımda kan içinde değil…

Yine bir çocuk…
Tecavüze uğradı.
Hem de bir hastanede, hem de felçli bir halde, hem de savunmasız, hem de yalnız.
Daha ne olsun?

Yüzünü bile bilmediğimiz bir çocuğun gözyaşları, içimizi neden bu kadar yakıyor, biliyor musunuz?
Çünkü o gözyaşları, dünyadaki bütün masumiyetin çığlığıdır.
Çünkü o çocuk, aslında hepimizin vicdanında gömülü kalan küçücük bir ses:
“Beni neden korumadınız?”

Bir çocuk acı çekiyorsa, o artık sadece bir ailenin değil, bütün bir insanlığın acısıdır.
Ve biz her defasında geç kalıyoruz.
Geç kalıyoruz korumaya, geç kalıyoruz cezalandırmaya, geç kalıyoruz sesimizi yükseltmeye…

O çocukların adı haber bültenlerinde geçiyor, sonra unutuluyor.
Ama onların korkusu, utancı, suskunluğu… bir ömür sürüyor.
Ve biz bu çocuklara sadece “kurban” diyoruz.
Hayır.
Onlar kurban değil. Onlar bizim utancımız.

Bir çocuğa dokunan, onun bedenini kirleten, hayatını söndüren biri, asla “cezaevinden çıkacak bir mahkum” olmamalı.
Onun gökyüzünü bir daha görememesi gerek.
Çünkü o çocuk zaten gökyüzünü hiç tanıyamadı.

Bir çocuğun hayatını karartan biri, bir daha hiçbir sabaha uyanmamalı umutla.
Hiçbir pencere açılmamalı onun için.
Hiçbir “iyi hal indirimi” insanlıktan düşmüş bir varlığı affetmemeli.

Bu yazı, sadece bir isyan değil.
Bu yazı bir dua…
Gözyaşı içinde geceleri annesine sarılıp kabus gören çocuklara bir dua.
Sesini çıkaramayanlara bir çığlık.
Yas tutmayı bile bilmeyen yaşta toprağa verilen minik bedenlere bir ağıt.

Artık yeter.
Bir çocuk daha istismara uğramasın diye, sadece öfkelenmek yetmez.
Susmamalıyız.
Yasalar değişmeli, cezalar geri dönüşsüz olmalı.
Bir çocuğun bedeli yok.
Bir çocuğun gözyaşını hiçbir sistem telafi edemez.

Çocuklar bize emanet.
Ve biz, o emanete ihanet ettikçe, insanlığımızı yitiriyoruz.

Küçük Eller, Büyük Acılar
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.