
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) uluslararası aktörler tarafından tanınması, karmaşık siyasi, hukuki ve diplomatik engeller nedeniyle zor bir süreçtir. KKTC’nin tanınması için birçok girişim Türkiye tarafından ve KKTC tarafından yapılmak istenmektedir. KKTC’nin tanınması için aşağıdaki yollar ve stratejiler izlenebilir:
- Diplomatik Müzakereler ve Kıbrıs Sorununun çözülmek istenmesi
- Federasyon veya Konfederasyon Modelinde çözüm: Uluslararası toplum, BM öncülüğünde Kıbrıs’ta iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyon çözümünü destekliyor. Bu sadece tarafların fikridir. Eğer Türk ve Rum tarafları bu konuda anlaşabilirse, KKTC’nin mevcut statüsü bir federasyon yapısı içinde tanınabilir ya da yeni bir ortak devlet yapısı oluşturulabilir. Ancak, yıllardır süren müzakereler (ör. Annan Planı 2004, Crans-Montana 2017 süreçleri örnek olarak gösterilebilir) başarısızlıkla sonuçlandı.
- İki Devletli Çözüm fikrindeki sürece bakarsak: Türkiye ve KKTC, son yıllarda iki devletli bir çözümü savunuyor. Bu modelde KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak tanınması hedefleniyor. Ancak, bu öneri BM ve AB tarafından reddediliyor, çünkü mevcut BM kararları (541 ve 550) KKTC’nin bağımsızlığını tanımayı engelliyor. Bu kararlar, tanıyacak devletlerin her seferinde önüne geliyor.
- Türkiye’nin Diplomatik Baskısı her alanda kendini hissettiriyor
- Türkiye, KKTC’yi tanıyan tek ülke olarak, müttefikleri ve dost ülkeleri (ör. Azerbaycan, Pakistan, bazı İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri) KKTC’yi tanımaya ikna etmeye çalışabilir. Ancak, bu ülkeler genellikle BM kararları ve uluslararası baskı nedeniyle çekimser kalıyor.
- Örnek: Azerbaycan, Türkiye ile yakın bağlarına rağmen KKTC’yi henüz tanımadı, çünkü uluslararası toplumun tepkisinden çekiniyor. Bir dönem Karabağ sorunu gündemdeydi, şu an bu sorun da bittiğinden dolayı KKTC’nin tanınması yolunda Azerbaycan ile beraber bir yola da girilebilir.
- Uluslararası Örgütlerde Temsil Edilmesi
- İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT): KKTC, İİT’de “Kıbrıs Türk Devleti” adı altında gözlemci statüsüne sahip. Bu platformda daha aktif rol alarak tanınma için zemin hazırlanabilir. Zaten birçok İslam ülkesi ile beraber ikili diyalog sürmektedir.
- Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT): Türkiye’nin etkisiyle, KKTC burada da gözlemci olarak yer alabilir ve ekonomik-diplomatik ilişkilerini güçlendirebilir.
- Ancak, bu örgütlerdeki statü, tam tanınma anlamına gelmez ve genellikle sembolik kalır.
- Ekonomik ve Kültürel Diplomasi Faaliyetleri
- Ekonomik Bağımsızlığı Artırma: KKTC, ekonomik olarak Türkiye’ye bağımlı olmaktan çıkarsa, uluslararası aktörler nezdinde daha fazla meşruiyet kazanabilir. Örneğin, turizm, eğitim ve enerji sektörlerinde uluslararası iş birliği artırılabilir.
- Kültürel ve Akademik Etkileşim konuları önemli bir başlıktır. KKTC’deki üniversiteler, uluslararası öğrenci ve akademisyen çekerek “fiili” tanınma yaratabilir. Spor, sanat ve kültürel etkinliklerle de görünürlük artırılabilir. Bu üniversitelere yurtdışından öğrenciler okumak için gelmektedir.
- Yeşil Hat Ticareti: AB ile Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında yapılan ticaret, KKTC ürünlerinin dolaylı olarak tanınmasını sağlayabilir.
- Bazı Ülkeler Tarafından Kısmi veya Tam Tanınma Girişimleri
- Küçük Devletler veya Bağımsız Aktörler: KKTC, uluslararası toplumda etkisi az olan bazı ada devletleri veya tartışmalı bölgelerle (ör. Abhazya, Güney Osetya) karşılıklı tanınma anlaşmaları yapabilir. Ancak, bu tür tanınmalar genellikle sembolik kalır ve büyük aktörlerin tutumunu değiştirmez.
- Afrika ve Asya Ülkeleri: Türkiye’nin ekonomik ve siyasi nüfuzunu kullanarak bazı Afrika veya Asya ülkeleriyle (ör. Gambiya, Katar) diplomatik ilişkiler geliştirilebilir. Ancak, bu ülkeler BM kararları nedeniyle temkinli davranır.
- Uluslararası Hukuk ve Dava Süreçlerine Bakarsak
- KKTC, uluslararası mahkemelerde (ör. Uluslararası Adalet Divanı) tanınma için hukuki argümanlar sunabilir. Örneğin, “kendi kaderini tayin hakkı” ilkesine dayanarak tanınma talebinde bulunabilir. Ancak, bu tür davalar genellikle siyasi nedenlerle reddedilir. Buna mütakip halen Kıbrıs’ta süren uluslararası davalar mevcuttur.
- Kosova örneği, KKTC için bir emsal olarak kullanılabilir, ancak Kosova’nın tanınması Batı ülkelerinin desteğiyle gerçekleşti, KKTC ise bu tür bir desteği alamıyor. Bu desteği alması için şu an uluslararası anlamda adımlar atılmaktadır.
- De Facto Tanınma Yaratma Girişimleri
- Konsolosluk ve Temsilcilikler: Bazı ülkeler, KKTC’de resmi olmayan temsilcilikler (ticaret ofisleri, kültür merkezleri) açarak fiili ilişkiler kurabilir. Örneğin, İngiltere ve ABD gibi ülkeler, KKTC’deki Türklerle doğrudan iletişim kuruyor ancak resmi tanınma sağlamıyor.
- Havacılık ve Ticaret: KKTC, uluslararası uçuşlar veya limanlar için doğrudan erişim sağlarsa (ör. Ercan Havalimanı’nın uluslararası statü kazanması), bu, dolaylı tanınmaya yol açabilir. Ancak, bu da Rum tarafının vetosuna takılıyor. Mesela Türkiye’den pasaport ile KKTC’ye giren bir kişi Yunanistan’a bile giremiyor.
Zorluklar ve Gerçekler
- BM ve AB Engeli: BM Güvenlik Konseyi kararları ve AB’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni desteklemesi, tanınmanın önündeki en büyük engeller.
- Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Vetosu: AB üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti, KKTC’nin tanınmasını engellemek için veto hakkını kullanıyor. Bu anlamda 5 Türk devleti ile son bir gelişme olmuştu.
- Uluslararası Toplumun Tutumu: Çoğu ülke, siyasi ve ekonomik nedenlerle KKTC’yi tanımaktan kaçınıyor. Örneğin, ABD ve AB, stratejik olarak Rum tarafını destekliyor.
- İzolasyon: KKTC’nin uluslararası yaptırımlar ve izolasyon nedeniyle ekonomik ve siyasi bağımsızlığı sınırlı, bu da tanınmayı zorlaştırıyor.
Sonuç olarak
KKTC’nin uluslararası aktörler tarafından tanınması için en gerçekçi yol, ya BM destekli bir çözümle federasyon yapısına entegre olması ya da Türkiye’nin diplomatik gücünü kullanarak bazı ülkelerle sınırlı tanınma sağlamasıdır. Bunu Türkiye’nin de desteği ile KKTC bazı girişimleri son dönemde artırmıştır. Ancak, mevcut BM kararları, AB’nin tutumu ve küresel güç dengeleri nedeniyle kısa vadede geniş çapta tanınma zor görünüyor. Rusya ve Türkiye’nin bazı girişimleri ile konsolosluk açılması söz konusu olabilir. KKTC’nin ekonomik, kültürel ve diplomatik görünürlüğünü artırarak “fiili” tanınma yaratması, uzun vadede daha uygulanabilir bir strateji olabilir.
