• ALTIN (TL/GR)
    4.322,05
    % 1,03
  • AMERIKAN DOLARI
    39,5851
    % -0,32
  • € EURO
    45,6681
    % -0,99
  • £ POUND
    53,6762
    % -0,71
  • ¥ YUAN
    5,4869
    % -0,07
  • РУБ RUBLE
    0,4961
    % -0,03
  • BITCOIN/$
    106.560
    % 0,53
  • BIST 100
    9.311,88
    % -2,19

Sonuçları Ağırlaşan Bir Dengesizlik: Türkiye Ekonomisi Stagflasyonun Eşiğinde Mi?

Sonuçları Ağırlaşan Bir Dengesizlik: Türkiye Ekonomisi Stagflasyonun Eşiğinde Mi?

Enflasyonla mücadele ederken büyüme kaygısı… Türkiye ekonomisi, tarihinin belki de en karmaşık ikilemlerinden biriyle karşı karşıya: Yüksek enflasyon, yavaşlayan büyüme ve artan işsizlik. Ekonomik literatürde bu tabloya “stagflasyon” deniyor. Peki Türkiye gerçekten stagflasyona mı sürükleniyor?

Stagflasyon nedir?

Stagflasyon, durağan ya da negatif ekonomik büyüme ile yüksek enflasyonun aynı anda yaşandığı ender ama son derece yıkıcı bir süreçtir. 1970’lerdeki küresel petrol krizinde ABD ve Avrupa’nın yaşadığı bu durum, klasik ekonomi politikalarının çaresiz kaldığı dönemleri temsil eder. Çünkü burada uygulanan her çözüm, başka bir krizi tetikler.

Türkiye’nin mevcut tablosu

TÜİK ve Merkez Bankası verileri, Türkiye’nin bu riskli eşiğe ne kadar yaklaştığını ortaya koyuyor. Hizmet, inşaat ve perakende sektörlerinde sınırlı bir toparlanma görülse de imalat sanayii güven kaybetmeye devam ediyor. Reel Kesim Güven Endeksi mayısta yeniden 100’ün altına düştü. Kapasite kullanım oranı geçen yılın gerisinde kaldı. Üstelik işsizlik artarken, yatırım beklentileri zayıflıyor.

Krediye ulaşmak zorlaştı, yatırımcıların risk iştahı düştü, fiyatlar artmaya devam ediyor. Gelecek üç ayda kısa vadeli TL kredi faizlerinin artacağını düşünenlerin oranı %21,6’ya çıktı. ÜFE bazlı yıllık enflasyon beklentisi ise %38,4 düzeyinde sabitlendi.

Gözenekler tıkalı, kalp ritmi bozuldu

Bugün sadece rakamlar değil, duygular da sıkışmış durumda. Damarlar tıkalı. Kan dolaşımı zorlaşıyor. Kalp ritmi bozulmuş durumda. Ürünlerin kalitesi düştükçe fiyatlar artıyor. Tüm sistem, sanki her şey yolunda giderken yapılan cerrahi bir operasyonda, neşterin bir anlık dikkatsizlikle damara denk gelmesi gibi zarar görüyor.

İmamoğlu davası gibi siyaset merkezli gerilimler de ekonomik iklimi doğrudan etkiliyor. Süreci artık iliklerimize kadar hissediyoruz; gözenekler tıkalı, açmaktan çok üstünü örtüyoruz. Bu tıkanıklık sürdükçe sistemin taşıdığı yük büyüyecek.

Şimşek’in reçetesi yeterli mi?

Mehmet Şimşek konusu ayrıca bir vaka. Somut bir proje görüyor muyuz? Faiz artırımı ve sürekli ülke seyahatleri dışında elle tutulur neler yapıldı? Bize Musa’nın asası gerekiyor gibi ama Eyyüb’ün de sabrı tükenmek üzere. Belki İsa diriltir yeniden bizi.

Çıkış hâlâ mümkün ama zaman daralıyor

Stagflasyonla mücadele, sadece merkez bankası kararlarıyla değil, yapısal reformlarla mümkündür. Hukukun üstünlüğü, bağımsız kurumlar, güven veren kamu yönetimi ve üretim odaklı ekonomi… Bunlar olmadan sadece faizle veya kurla denge kurmak mümkün değil. Türkiye’nin önünde hâlâ zaman var. Ama bu zaman, doğru kullanılmazsa bir daha telafi edilemeyecek hasarlarla sonuçlanabilir.

YORUMLAR YAZ