• ALTIN (TL/GR)
    4.322,05
    % 1,03
  • AMERIKAN DOLARI
    39,5851
    % -0,32
  • € EURO
    45,6681
    % -0,99
  • £ POUND
    53,6762
    % -0,71
  • ¥ YUAN
    5,4869
    % -0,07
  • РУБ RUBLE
    0,4961
    % -0,03
  • BITCOIN/$
    106.431
    % 0,34
  • BIST 100
    9.311,88
    % -2,19

Faiz: Yasaklanan, Lanetlenen, Ama Asla Terk Edilemeyen Günah

Faiz: Yasaklanan, Lanetlenen, Ama Asla Terk Edilemeyen Günah

Tarihte hiçbir kavram bu kadar çok yasaklanıp bu kadar çok kullanılamadı.
Faiz, lanetlendi. Haram ilan edildi. Ahlaksızlıkla suçlandı. Ama tarih boyunca hiçbir sistem ondan tam anlamıyla vazgeçemedi. Çünkü faiz, sadece paranın değil, insanın da doğasını temsil eder: Kâr istemek, çoğaltmak, sahip olmak.

Bugün bir merkez bankasının faiz kararı milyonları etkiliyor. Saniyeler içinde döviz, altın, borsa değişiyor. Ama bu rakam — örneğin %30 ya da %50 — sadece bir ekonomi parametresi değil. Bu, binlerce yıldır bastırılan bir dürtünün kurumsallaşmış hâli.

İlk Günah: Paradan Para Kazanmak

Sümerler ’de başladığına dair elimizde tabletler var. Antik Mısır’da çiftçiler tohuma faiz öderdi. Roma’da borç ödeyemeyen özgür insanlar köle olurdu. Aristoteles, “Para doğurmaz” dediğinde henüz sistemin nerelere evrileceğini bilmiyordu. Ona göre, faiz doğaya aykırıydı. Bugüne göre masumdu belki de.

Ama sonra dinler geldi. Ve iş ciddileşti.

– Yahudilik: Kendi halkına uygulanması yasak.
– Hristiyanlık: Tanrı’nın karşısında bir suç.
– İslam: Açık hükümle haram.

Ama ne oldu? Yasaklar geldi, faiz kılık değiştirdi.
“Ortaklık” dediler. “Kâr payı” dediler. “Risk paylaşımı” dediler.
Ve sistem işlemeye devam etti.

Ahlakın Duvarı, Paranın Gücüyle Yıkıldı

Rönesans’la birlikte bankerler sahneye çıktı. Floransa’da, Venedik’te, Amsterdam’da bankerler “faiz” demeden faizi piyasaya sürdü. Ahlak duvarı delindi.
Sanayi Devrimi geldi. Sermaye gerekiyordu. Yatırım gerekiyordu. Paranın bir bedeli olmalıydı.

O bedelin adı faize dönüşünce herkes sustu. Faiz önce meşrulaştı, sonra vazgeçilmez oldu.

Bugün geldiğimiz noktada faiz, yalnızca borcun maliyeti değil. Faiz:
– Devletlerin gücüdür,
– Merkez bankalarının silahıdır,
– Enflasyonun dizginidir,
– Yatırımcının korkusu,
– Borçlunun kaderidir.

Ve bu “günah” olmaktan çıkıp, ekonomilerin ana besin kaynağına dönüştü.

Faiz, yasaklanmış bir arzunun sistemleştirilmiş hâlidir.
Baskılanmış vicdanların, ikiyüzlü politikaların ve çaresiz ekonomilerin ortak dili.

İnsanlık onu hiç istemediğini söyledi. Ama her seferinde onu çağırdı.
Çünkü faiz, insanın en ilkel dürtüsüyle ilgilidir:
Daha fazlasını istemek.

Ve bu nedenle faiz, ekonominin değil — insanın içindeki sonsuz açgözlülüğün rakamsal ifadesidir.

YORUMLAR YAZ