Fed faiz azaltacak mı?

Amerika Birleşik Devletleri’nde enflasyonun mayıs ayında yıllık bazda dördüncü kez beklentilerin altında kalması, piyasalarda ABD Merkez Bankası’nın (Fed) eylül ayındaki toplantısına kadar faiz indirimine gitmeyeceği yönündeki düşünceleri güçlendiriyor.

Son açıklanan veriler, ülke genelinde enflasyonist baskıların azaldığını, istihdamın yavaşlamasına rağmen istikrarını koruduğunu ortaya koyuyor.

Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, ABD’de tarım dışı istihdam mayıs ayında 139 bin kişi artış gösterdi. İşsizlik oranı ise yüzde 4,2 seviyesinde sabit kaldı.

Dün yapılan açıklamalara göre, ABD’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) mayıs ayında aylık yüzde 0,1, yıllık ise yüzde 2,4 oranında artış göstererek, piyasa beklentilerinin altında kaldı.

Tüketici enflasyonunun yıllık bazda 4 ay üst üste beklentilerin altında gerçekleşmesine rağmen, piyasalardaki fiyatlamalar Fed’in gelecek hafta politika faizini yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tutacağına güçlü bir şekilde işaret ediyor.

Bankanın eylül veya sonrasında faiz indirimine gitmesi konusunda piyasalarda beklentiler mevcut.

TRUMP’IN FED’E YÖNELİK FAİZ İNDİRİMİ TALEBİ

ABD Başkanı Donald Trump, Fed’e faiz indirimine gitmesi için baskı yapmaya devam ediyor.

Trump, sık sık Fed Başkanı Jerome Powell’ı faiz indirimlerinde geç kalmakla eleştirirken, ABD’nin faiz indirimine giden ülkeler karşısında dezavantajlı olduğunu savunuyor.

Geçen hafta Fed’den faiz oranını “tam puan” düşürmesini isteyen Trump, dün açıklanan TÜFE verilerinin ardından bu talebini yineledi.

TÜFE verilerini “mükemmel” olarak nitelendiren Trump, “Fed, bir tam puan indirmeli. Vadesi gelen borçlar için çok daha az faiz ödenir. Bu, çok mühim.” sözlerini kullandı.

BEKLENEN TÜFE VERİLERİ MAYIS’TA DÜŞÜK KALDI

Oxford Economics ABD Başekonomisti Ryan Sweet, TÜFE’nin mayıs ayında petrol fiyatlarındaki düşüş gibi bazı dezenflasyonist baskılardan faydalandığını belirtti.

Sweet, TÜFE’deki benzin, uçak bileti ve toplu taşıma kalemlerinde görülen gerilemeyi işaret ederek, bazı malların alımında talep daralmasının etkili olduğunu bildirdi.

Sonuç olarak, otomobil sektöründeki stokların azalması, potansiyel alıcılar üzerinde baskı yaratabilir ve bu durum daha yüksek araç fiyatlarına yönlendirebilir.

Sweet, ev dışında konaklamanın fiyatlarının yurt dışı seyahatlerdeki azalma nedeniyle üst üste üç ay düşüş göstermesinin de önemli bir gelişme olduğunu ifade etti.

FED’İN FAİZ İNDİRİMİ KAPSAMINDA GÖRÜŞLER

Sweet, çekirdek hizmet enflasyonundaki artışın daha az olduğunu kaydetti. “İş gücü piyasası enflasyon kaynağı olmadığından, Fed’in hedefleriyle uyumlu nominal ücret artışları nedeniyle süper çekirdek hizmet enflasyonunun olumsuz etkilerini tekrar göstermesi pek beklenmiyor.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.

Sweet, Fed’in aralıktan önce faiz indirimine gitme olasılığının düşük olduğunu dile getirdi. “Fed, piyasalarda enflasyonist baskıları görmek isteyecektir.” ifadesini kullandı.

FAİZ İNDİRİMİ İHTİMALİ VE ENFLASYON BEKLENTİLERİ

American Enterprise Institute (AEI) uzmanı Steven Kamin, TÜFE verilerinin olumlu olduğunu belirterek, enflasyonun Fed’in yüzde 2 hedefine göre düşüş yönünde bir eğilim sergilediğini vurguladı.

Kamin, enflasyon haberlerinin devam etmesi durumunda Fed’in yıl içinde faiz indirmesinin muhtemel olduğunu ifade ederken, iki önemli nedenin bulunabileceğini belirtti. Bunlardan biri, Trump’ın gümrük tarifelerinin gelecekte enflasyonu etkileyebileceği ihtimali, diğeri ise iş gücü piyasasının güçlü kalması nedeniyle faiz indirimine ihtiyaç olmadığını savunmasıdır.

Kamin, bu nedenle Fed’in bu yıl içinde bir ya da iki kez faiz düşürmesini beklediğini aktardı.

ENFLASYONDA OLASI ARTILAR

ING Amerika Araştırma Bölgesi Başkanı Padhraic Garvey, mayıs ayı enflasyon verilerinin rahatlatıcı olduğunu belirtti. Ancak, bazı sektörlerin tarifeler nedeniyle fiyat artışı riskinin yüksek olduğunu kaydetti.

Garvey, piyasaların bu verileri olumlu karşıladığını, ancak tarifelere dair endişelerin aşırıya kaçmaması gerektiğinin altını çizdi.

Garvey, gelecek dönemde enflasyon sorunlarının yaşanabileceğini, ve bunun tahvil piyasasında olumsuz etkiler yaratabileceğini ifade etti.