
AKP’li vekillerin maden şirketlerine avantaj sağlamaya yönelik olarak TBMM’ye sunduğu yasa teklifi, tarihi zenginliklerin bulunduğu Anadolu topraklarının talan edilmesine yol açabilir. Teklifin 3. maddesine göre, bir maden sahasında kazı sırasında tarihi bir eser ortaya çıkarsa, bu eserin kültürel değer taşıyıp taşımadığı konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bilgi alınacak. Bakanlık, alana yapacağı inceleme sonrası uygun bir görüş sağlarsa madencilik faaliyetlerine devam edilebilecek. Ancak Bakanlık, eserin tarihi olduğu yönünde bir yanıt verirse, büyük bir tazminat yükü ile karşılaşılacak. Bu durumda saha maden faaliyetlerine kapatılacak ve maden şirketinin o güne kadar yaptığı tüm yatırım masrafları Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tazminat olarak ödenecek.
ŞİRKETLER TARİHİ Mİ YUTACAK?
Yasa teklifinde tazminat yükümlülüğünün, “Hesaplanan yatırım giderleri tutarındaki tazminat, ‘lehine kısıtlama kararı verilen idarenin’ bütçesinden ruhsat sahibine ödenir” şeklinde ifade edilmiş olması dikkat çekmektedir. Bu düzenleme ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın adeta ‘vicdan ile cüzdan’ arasında sıkıştırıldığı söyleniyor. Aşırı tazminat yükümlülüğü nedeniyle Bakanlığın ya tarihi eserleri göz ardı edeceği ya da devasa tazminatlar ödeyerek bu eserleri koruyacağı ifade ediliyor.
Uzmanlara göre, yılda 15-20 maden sahasında bu tür tazminat durumları ile karşılaşma olasılığı bulunmaktadır. Bakanlığın mevcut bütçesi ile milyarlarca lira tutarındaki tazminatları ödemesi durumunda, diğer faaliyetlerini yerine getiremeyeceği uyarısı yapılıyor. Bu madde yüzünden ülke turizmini zenginleştiren, adeta döviz geliri sağlayan tarihi eserlerin birkaç maden şirketinin kazanç sağlaması uğruna gözden çıkarılmak zorunda kalabileceği belirtiliyor.
Limak ve IC Holding’e Özel Düzenleme
Yasa teklifine, Limak ve IC Holding’in Muğla Milas’taki Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri’ne özel bir madde eklendi. İktidar, bu şirkete özel çıkarılacak düzenlemeyi ‘karanlık’ kaygılarıyla savunmuş durumda. Düzenlemenin gerekçesi olarak güneş, rüzgar ve hidroelektrik santrallerinin 7/24 verimli çalışamadığı, bu nedenle kömüre ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor. Aksi halde, Portekiz ve İspanya’da yaşanan büyük çaplı elektrik kesintilerinin Türkiye’de de yaşanma riski olduğu belirtiliyor.
