
Pekin yönetimi, ABD askeri tedarikçilerinin savaş uçakları ve füze sistemleri için gerekli olan özel nadir toprak mıknatıslarının ihracatıyla ilgili herhangi bir izni taahhüt etmedi. Bu durum, ABD’nin Çin’in gelişmiş yapay zeka çipleri alımları üzerindeki ihracat kısıtlamalarıyla ilgili endişeleriyle de bağlantılı.
Geçtiğimiz hafta Londra’da gerçekleştirilen toplantılarda, Çin’in müzakerecilerinin, askeri kullanım için nadir toprak mıknatıslarına yönelik ihracat sınırlamalarının kaldırılması konusundaki ilerlemenin, ABD tarafından uygulanan AI çipleri üzerindeki ihracat kısıtlamalarıyla ilişkili olduğunu belirttiği gözlemlendi. Bu durum, ticaret görüşmelerinin daha önceki konularından olan opioid kaçakçılığı ve tarife oranları gibi meselelerin ötesinde yeni bir dönüm noktasını ifade ediyor.
Daha önceki kaynaklar, ABD’li yetkililerin, Cenevre’de onaylanan 10 Ağustos son tarihinden itibaren Çin’e uygulanan mevcut tarifeleri 90 gün daha uzatmayı değerlendirdiklerini aktardılar. Bu, iki ülke arasında daha kalıcı bir ticaret anlaşmasının sağlanmasının o tarihe kadar mümkün olmayacağına işaret ediyor.
Londra’daki görüşmelere dair bilgi veren iki kişi, her iki tarafın dışındaki açıklamaların sıkı şekilde kontrol altında tutulması nedeniyle isimlerinin gizli kalmasını tercih etti. Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’nın yorum taleplerine yanıt vermediği gibi, Çin’in Dışişleri ve Ticaret bakanlıkları da bu taleplere faksla yanıt vermedi.
Başkan Trump, Londra’daki müzakerelerde Amiral arkadaşları ile yapılan anlaşmanın “harika bir anlaşma” olduğunu belirtti ve “İhtiyacımız olan her şeye sahibiz ve bunu iyi kullanacağız. Umarım onlar da öyle yapar” ifadesini kullandı.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Çin’e yapay zeka çipi ihracatına getirilecek kısıtlamaların, nadir toprak elementlerine erişim karşılığında herhangi bir karşılıklı anlaşmaya varılmasının mümkün olmadığını belirtti.
ÇİN BOĞAZI TUTMA
Ancak Çin’in silah sistemleri için gerekli nadir toprak mıknatısları üzerinde artan baskı, potansiyel bir çatışma alanı olmaya devam ediyor.
Çin, nadir toprak elementlerinin küresel üretiminde lider konumda bulunuyor ve rafinasyon ile işleme konularında monopol durumda.
Geçtiğimiz ay Cenevre’de, ikili tarifelerin düşürülmesine yönelik yapılan anlaşma, Pekin’in nisan ayında uygulamaya koyduğu kritik minerallerin ihracatını kısıtlayan önlemlerle engellendi.
Bu yüzden Trump yönetimi, yarı iletken tasarım yazılımları, Çin kökenli uçak motorları ve benzeri ürünlerin Çin’e ihracını sınırlayan yeni ihracat kontrolleri ile yanıt verme yoluna gitti.
Londra görüşmelerinde, Çin, ABD’den askeri olmayan on binlerce üreticinin nadir toprak ihracat taleplerini hızlı bir şekilde onaylamayı taahhüt etti. Bu lisansların geçerlilik süresi altı ay olacak. Ayrıca, güvenilir ABD şirketlerinin lisans onay sürecini hızlandırmak için bir “yeşil kanal” oluşturmayı teklif etti.
İlk sinyaller olumlu yöndeydi; Çinli nadir toprak mıknatısı üretim firması JL MAG Rare-Earth, ABD’yi de kapsayan yeni ihracat lisansları aldığını açıkladı. Ayrıca, Çin Ticaret Bakanlığı belirli “uygun başvuruları” onayladıklarını duyurdu.
Fakat, Londra’daki anlaşmanın dışında askeri amaçlı nadir topraklar ile ilgili olarak, samaryum gibi bazı özel elementler konusunda Çin’in taviz vermediği belirtiliyor. Diğer yandan otomotiv üreticileri ve farklı endüstriler, disprozyum ve terbiyum gibi nadir elementlere büyük ihtiyaç duymaktalar.
BÜYÜK SORUNLAR DEVAM EDİYOR
Londra’daki ticaret toplantısı, Trump ile Çin lideri Xi Jinping arasında geçen hafta gerçekleşen görüşmenin hemen ardından yapıldı. Trump, ABD’nin Çin’e uygulayacağı tarifelerin %55 oranında olacağını belirtirken, Çin ise ABD’den %10 oranında vergi almayı kabul etti.
Trump, başlangıçta, ABD’nin Çin’e olan büyük ticaret fazlası ve Pekin’in opioid fentanil ile mücadeledeki yetersizliğini gerekçe göstererek gümrük vergileri koymaya karar vermişti.
Çinli analistler, Cenevre’de belirlenen 10 Ağustos son tarihine kadar daha fazla ilerleme sağlanmasının pek mümkün olmadığını düşünüyor. Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nden Liu Weidong, “Bazı endişelerin geçici olarak karşılıklı olarak uzlaşılması mümkün, fakat temel ticaret dengesizliği sorununu bu zaman diliminde çözmek olası değil.” değerlendirmesini yaptı.
Londra görüşmeleriyle ilgili bilgi sahibi olan kaynaklardan biri, uzatma süresinin Trump yönetimine, ABD mahkemelerinde tarifelere karşı devam eden bir yasal itiraz sürecinde kaybedilmesi durumunda, USTR’nın 301. Bölümü çerçevesinde Çin’e daha yüksek tarifeler uygulamak adına daha fazla zaman sağladığını belirtti.
Brookings Enstitüsü’nden Ryan Hass, çözülemeyen meselelerin, Trump yönetiminin Çin ile ticaret hedeflerini ilerletmede karşılaştığı güçlükleri vurguladığını iddia etti. Hass, Pekin’in nadir toprak elementleri üzerindeki kontrolünün Washington için bir koz haline gelmesinin bu zorlukları artırdığını ifade etti. “Trump ekibinin, Trump’ın önceliklerini asimetrik biçimde karşılayan Çin ile tekrar bir ticaret anlaşması yapamayacaklarını anlamaları için birkaç darbe yemeleri gerekecek.” diye ekledi.
