
Küresel ekonomi yavaşlama sinyalleri verirken Orta Doğu’da patlak veren İsrail-İran çatışması, enerji piyasalarında yeni bir şok dalgası yarattı. Yaşanan jeopolitik gerilimin ardından Brent Petrol 13 Haziran Cuma günü %7 oranında artarak 74,60 dolara ulaştı İki ülke arasındaki gerginlik bugün 4. Gününde, sabah saatlerinde petrol fiyatları tekrar %1 arttı.
İran günde 3,3 milyon varil ham petrol üretiyor ve bu petrolün 2 milyonunu ihraç ediyor. Uluslararası Enerji Ajansı, İran’dan kaynaklanacak üretim kesintisinin telafi edilebileceğini öngörüyor. Ajans, küresel petrol talebinin günlük 103,9 milyon varil olduğunu ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin petrol üretimini günlük 3,5 milyon varilden daha fazla arttırabileceğini açıkladı. OPEC ’de Haziran sonuna kadar günlük 960.000 varil üretim artışı yapabileceğini açıkladı. Ancak petrol fiyatlarını etkileyen risk İran’ın ihraç ettiği 2 milyon varille sınırlı değil
Hafta sonu karşılıklı füze saldırılarıyla devam eden ve 4. Gününe giren gerilimin ardından gözler Hürmüz Boğazı’na çevrildi. Basra Körfezi’nin ucundaki bu boğaz, Orta Doğu’da yapılan Petrol ve LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) ticareti için hayati önem taşıyor. İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi İsmail Kosari ‘’Tahran tarafında Hürmüz Boğazı’nın kapatılması değerlendiriliyor’’şeklinde bir açıklama yaptı.
Ortadoğu’dan dünya pazarına yapılan Petrol sevkiyatının yaklaşık %25’i, sıvılaştırılmış doğalgaz sevkiyatının yaklaşık yüzde 30’u Hürmüz Boğazı’ndan gerçekleştiriliyor. Boğazdan günde 18-19 milyon varil petrol geçiyor bu nedenle Hürmüz Boğazının kapatılma riski sürdükçe petrol fiyatlarında yukarı yönlü baskı artıyor.
Avrupa Merkez Bankası’nın araştırmasına göre, İstatistiksel olarak, jeopolitik şoklar ilk anda petrolfiyatlarının yükselmesine neden olurken, uzun vadede talep düştüğü için fiyatlar tekrar gerilemiş. 11 Eylül 2001’deki saldırılar sonrasında petrol fiyatlarında %5’lik bir sıçramanın ardından %25’lik bir geri çekilme yaşanmış, Aynı durum 2022 Ukrayna işgali sonrasında da tekrarlanmış.
Ancak bu sefer durum farklı görünüyor. Hafta sonu hava saldırılarında İsrail, İran’ın enerji tesislerini hedef aldı. İran sadece petrol ihraç eden bir ülkedeğil aynı zamanda dünyanın en büyük doğalgaz sahası olan Güney Pars’a ev sahipliği yapıyor. Ülkede doğalgaz üretiminin %70’ini temin eden bu sahaya yapılan saldırı sadece petrol değil gaz piyasalarını da tehdit ediyor. Hafta sonu yapılan saldırıda sahanın ne kadar hasar aldığı ise henüz bilinmiyor.
Petrole dönecek olursak, yapılan açıklamalar, panik yaratacak düzeyde bir arz kesintisi olmadığı yönünde; ancak doğal olarak piyasaların tedirginliği sürüyor. Deniz yoluyla yapılan petrol taşımacılığının Sigorta primleri şimdiden varil başına 3 ila 8 dolar artmış durumda. Tanker navlun fiyatlarında da benzer artışlar yaşanıyor. 2025’ e 75 dolarla başlayan Brentpetrolde kritik seviye 2024 yılındaki ortalama varil başı fiyat olan 80 dolar.
Finans Hub platformundan Burak Aksoy’un analizine göre, BRENT Petrolün varil fiyatında eşik değer 79 dolar. Bu fiyatın üzerinde kalıcılık sağladığı takdirde Dünya, bu krizin kalıcı olacağına, savaşın uzayacağına ikna olacak ve küresel çapta borsalarda kriz fiyatlaması yaşanacak. Burak Aksoy, analizinde ‘’Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) Projesinin önemine de vurgu yapıyor.Boğazın kapatılması durumunda Avrupa’nın en uzun ve en büyük çaplı boru hattı olan TANAP enerji lojistiği projesine geçişin hızlanacağına değinen Aksoy, Amerika’nın alternatif enerji yollarını sekteye uğratarak, petrol ve doğal gaz sevkiyatını TANAP’a yönlendirmeyi hedeflediğine, bu projenin de Türkiye ekonomisi için uzun vadede pozitif etki yaratacağına değiniyor.
Bu gelişmelerin Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkelerde hem enflasyon hem cari açık hem de para politikaları üzerinde baskı yaratacağını söyleyebiliriz.
TÜRKİYE İÇİN RİSKLER
Türkiye ekonomisi enerjide dışa bağımlılığınedeniyle Orta Doğu’daki jeopolitik gerilimler karşısında oldukça kırılgan, doğalgazın %15’i, petrolün %90’ı dış kaynaklardan geliyor. Fiyat artışı, enerji maliyetlerini ve üretim giderlerini doğrudan yükselterek enflasyona yansıyor. TCMB’nin son enflasyon raporunda petrol fiyatı varil başına 65 dolar olarak öngörülmüştü. Ancak İsrail’in İran’a düzenlediği saldırıdan sonra petrol fiyatları %10’un üzerinde bir artışla 75 dolara kadar yükseldi. Bu fiyatlama kalıcı olduğu takdirde, yılın ikinci yarısında enflasyon üzerindeki baskıyı arttıracaktır.
Diğer yandan fiyat artışları ve dolarizasyon riski cari açık üzerinde de bir baskı unsuru oluşturuyor zaten ödemeler dengesi Nisan ayında son 2 yılın en yüksek seviyesinde 7,8 milyar açık verdi. Cari açık, 2024yılının tamamında 9 milyar 973 milyon olarak gerçekleşmişti. Petrol fiyatlarındaki her 10 dolar artış Türkiye’nin cari açığına 4,5 milyar dolar etki ediyor.
Orta Doğu’daki bu gerilim uzun sürerse ticaret yolları ve limanların güvenliğiyle ilgili riskler yüzünden dış ticarette aksamalar meydana gelebilir. Pandemide olduğu gibi küresel tedarik zincirini olumsuz etkileyecek gelişmeler ürün fiyatlarına yansıyacağı için enflasyon tekrar dünya ekonomilerinin en önemli sorunu haine gelebilir.
Türkiye’nin İran’la sınır komşusu olması yabancı yatırımcı açısından diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha fazla risk teşkil ediyor. 284’e kadar gerileyen Türkiye CDS’leri (Risk primi) çatışmaların başlamasıyla 300’ün üzerine yükseldi. Bölgede istikrarsızlık arttıkça hem enflasyonist baskı hem de yabancı sermaye çıkışının artmasıyla dolarizasyon riskini artacağı i için TCMB’nın para politikasında sıkı duruşu da uzun sürebilir. Sıkı duruşun etkilerini son 2 yıldır başta imalat sektörü olmak üzere bütün sektörlerde ve hane halkının düşen refah seviyesinde net bir şekilde görüyoruz.
Gerilimin tırmanması durumunda İran, Irak, Suriye ‘den zorunlu göç dalgaları yaşanabilir. Kırılganlığın yüksek olduğu bu makroekonomik ortamda bu tarz dışsal şoklar, hem mevcut yapısal sorunları da derinleştiriyor, hem de önümüzdeki günler için yeni risk unsurları oluşturuyor.
Türkiye’nin 2025 yılı büyüme hedefi %3, Enerji ve finansman maliyetlerindeki i artışlar, büyüme oranının 0,5–1 puan aralığında düşmesine neden olabilir. Petrol fiyatlarındaki her 10 dolar artış,enflasyonu yüzde 1,5 etkiliyor
Gerilimin devam etmesi ve petrol fiyatlarının 90–110 $ bandına çıkmasının büyüme üzerinde beklenen etkilerini aşağıdaki tabloda görebilirsiniz.
Artan enerji maliyeti | –0,3 puan |
Yatırım ve sermaye çıkışı | –0,2 puan |
Üretimdeki aksama ve maliyet | –0,2 puan |
Toplam potansiyel kayıp | –0,7 puan |
Yukarıdaki tablo, Türkiye’nin GSYH büyümesinin önümüzdeki aylarda %2,2–2,5 bandına düşme ihtimali yüksektir.
Çatışmanın yayılma hızına ve sürekliliğine bağlı olarak ekonomide enerji maliyetleri, döviz kuru baskısı ve enflasyon beklentilerinde belirgin dalgalanmalar yaşanabilir; bu da hem Merkez Bankası’nın para politikasını yeniden gözden geçirmesine hem de reel sektörde üretim ve yatırım kararlarının ertelenmesine yol açabilir.
