
Orta Doğu’da gerilim tırmanırken, ABD Başkanı Donald Trump’tan dikkat çeken bir açıklama geldi. İsrail ve İran arasındaki çatışmalara ilişkin konuşan Trump, “Bence artık bir anlaşmanın zamanı geldi. Ne olacağını göreceğiz. Ama bazen tarafların işleri kendi aralarında halletmesi gerekir” dedi.
G7 Zirvesi Yolunda Kritik Mesaj
Kanada’da düzenlenecek G7 zirvesi öncesi Beyaz Saray’dan ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, İsrail’e verdikleri desteğin süreceğini vurguladı. “İsrail’i savunacağız. Her zaman olduğu gibi” diyen Trump, buna karşın çatışmaların çözümü için doğrudan bir müdahalede bulunmaktan kaçınan bir dil kullandı.
Trump, sosyal medya üzerinden daha önce de yaptığı “anlaşma umudu” mesajını yineleyerek, iki ülkenin karşılıklı adım atarak tansiyonu düşürebileceğini ima etti.
Netanyahu İle Uyum Vurgusu
Bir gazetecinin, “İsrail Başbakanı Netanyahu ile İran konusunda aynı fikirde misiniz?” sorusunu da yanıtlayan Trump, “Birbirimize büyük saygı duyuyoruz. Çok iyi anlaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Ancak Trump, İsrail’in saldırılarını durdurması yönünde bir çağrıda bulunup bulunmadığı sorusuna net bir yanıt vermeyerek, sürecin doğrudan taraflar arasında çözülmesi gerektiği izlenimini verdi.
ABD Hamaney Suikastını Durdurdu İddiası
Trump’ın bu açıklamaları, Washington kulislerinde dolaşan çarpıcı bir iddiayla aynı gün ortaya çıktı. Axios yazarı Barak Ravid’in aktardığına göre, üst düzey bir ABD’li yetkili, İsrail’in İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’e yönelik bir suikast planladığını ve bu fırsatın doğduğunu söyledi. Ancak iddiaya göre, Trump yönetimi bu operasyonun gerçekleşmesini engelledi.
İddiaya göre İsrail, İran’ın nükleer altyapısına yönelik saldırıları sürdürürken Hamaney’i hedef alma şansı elde etti ancak Washington yönetimi bu adıma sıcak bakmadı. Bu gelişme, ABD’nin çatışmanın bölgesel bir felakete dönüşmemesi için kırmızı çizgiler çizdiği yönünde yorumlandı.
“Bazen Uzakta Kalmak En Güçlü Müdahaledir”
Trump’ın çatışmanın taraflarına “aralarında çözsünler” mesajı vermesi, bazı çevrelerce pasif diplomasi olarak eleştirilirken, bazı uzmanlara göre bu söylem, ABD’nin doğrudan savaşın içine çekilmesini önlemek için bilinçli bir tercih olabilir.
