• ALTIN (TL/GR)
    4.246,21
    % 0,39
  • AMERIKAN DOLARI
    39,7504
    % 0,39
  • € EURO
    46,1460
    % 0,28
  • £ POUND
    54,1301
    % 0,37
  • ¥ YUAN
    5,5422
    % 0,37
  • РУБ RUBLE
    0,5076
    % 0,40
  • BITCOIN/$
    108.678
    % 1,56
  • BIST 100
    9.445,42
    % -0,04

Ortadoğunun Kaderini ve Paranın Yönünü Belirleyen İki Kadın

Ortadoğunun Kaderini ve Paranın Yönünü Belirleyen İki Kadın

Üç kıtayı birbirine bağlayan konumda bulunun Türkiye için son dönem en sorunlu bölge neresidir denirse sanırım cevap “Ortadoğu” olacaktır. Peki niye derseniz konuyu daha iyi anlayabilmek içni filmi biraz geriye sarmamız gerekiyor.

Çanakkale Savaşı ve Kut’ül Amare’de beklenmeyen büyük yenilgi alan ve yenilmezliği tartışmalı duruma düşen, üzerinde güneş batmayan imparatorluk için acil olarak başta petrol, sonra da Hindistan rotasını güvence altına alacak bir plana ihtiyaç vardı.

Bunu için de ilk yapılması gereken; Ortadoğu ve Arap Yarımadasında bir isyan başlatmaktı tabii ki…

Bu isyanlarda esas erkek oyuncu olarak herkesce Thomas Edward Lawrence veya filmler ve kitaplardaki tanımlamasınya “Arabistanlı Lawrence” olarak lanse edilirken, esas senaristin Çöl Kraliçesi lakaplı Gertrude Bell olduğu pek bilinmeyen bir gerçektir.

image 13
Ortadoğunun Kaderini ve Paranın Yönünü Belirleyen İki Kadın 10

Gertrude Margaret Lowthian Bell 1868’de asil ve zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldikten sonra üç yaşındayken annesini kaybetmiş ve sonrasında babasının evlendiği kültürlü bir bayan olan Florance’ın özel hayatı üzerindeki olumlu etkileri sevevitle eğitimli ve sosyal hayatta yer edinmiş bir hanımefendi olara yetiştirilmiştir.

image 15
Ortadoğunun Kaderini ve Paranın Yönünü Belirleyen İki Kadın 11

1888’de Bükreş’e elçi olarak atanan eniştesinin yanına gitmesiyle dış dünyanın kapılarını açan Bell, Eniştesinin Tahran’ a tayininin çıkmasıyla Ortadoğu ve çöl macerasına başlamıştır.Doğuda bulunduğu dönem, Arapçayı öğrenen, Kuran-ı Kerim’i okuyup inceleyen, ‘Hafız Divanı’ adlı eserin çevirisini yapan, eski eserleri ve kalıntıları inceleyen, fotoğraflar çeken ve birçok eser kaleme alan Bell, batıdaki seyahatlerinde de bir yandan yeni dil ve kültürleri tanımış ve arta kalan zamanlarında da yüksek dağlara zorlu tırmanışlar yapmıştır. 1899 yılında yapmış olduğu İtalya, Yunanistan ve Türkiye turunda ise daha sonra hayatında önemli yere sahip olacak arkeoloji merakı ortaya çıkmıştır.

image 14
Ortadoğunun Kaderini ve Paranın Yönünü Belirleyen İki Kadın 12

1915 yılında İngiliz İstihbaratına karılan Bell, teşkilatta artık “Queen of Desert (Çöl Kraliçesi)” olarak tanınacaktır. İlk olarak Kahire’de kurulan Arap Büro’nun başına geçerek Basra’da basımevi kurmuştur. Öyle ki Napolyon’ un Mısır’ı işgal için gittiğinde yaptığı gibi gazeteler çıkarılmış ve gazetede İttihat ve Terakki’nin kötü yönetimi hedef alınmıştır. Bu gazetelerden biri olan El-Arap gazetesinin editörlüğüne bizzat kendisi yapmıştır.

Bu ve benzeri faaliyetler çerçevesinde planlarını yürüten Çöl Kraliçesi, başta Irak olmak üzere coğrafyadaki ülkelerin sınırlarının çizilmesinde bizzat görev almıştır. Sınırların çizilmesinde Bell; yaratılan liderlerin talepleri ve su ile petrol başta olmak üzere doğal kaynakların kontrolünün kimde olması gerektiğine ilişkin motivasyonu esas almıştır.

image 16
Ortadoğunun Kaderini ve Paranın Yönünü Belirleyen İki Kadın 13

Şahsi görüşüme göre; Gertrude Bell’in çizmiş olduğu sınırların, din, mezhep ve kültürel farklılıklarını gözetmemiş olması sebebiyle çoğrafyada karışıklıklar sürekli olarak devam etti ve karışıklıkları kontrol altına almak maksadıyla “Diktatör” seviyesine yükselmiş liderler, Arap Baharına kadar taşeron olarak kullanıldı.

Fakat artık ABD’nın dünyanın jandarması olmasından vazgeçmesinin zamanı geldi ve bunun esas gerekçesinin insanlık, demokrasi veya hukuk ile tabii ki bir alakası yok, bu kararda da yine ana motivasyon PARA.

Trump 1.0 döneminde de altını çizerek çok tekrar ettiği üzere, ABD askeri harcamalarını azaltmak zorunda çünkü giderek büyüyen bir borç girdabının içerisinde sürükleniyor.

Tam da bu aşamada başka bir kadın 2003 yılında bir plan ortaya attı. Tarihin akışını değitirecek olan ikinci kadın ise; ABD’nin 43. Başkanı olan Oğul Bush’un 2001-2005 yılları arasında Ulusal Güvenlik Danışmanlığını, 2005-2009 yıllaır arasında da Dışişleri Bakanlığını yapan Condoleezza Rice olacaktır.

image 17
Ortadoğunun Kaderini ve Paranın Yönünü Belirleyen İki Kadın 14

Rice daha Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturmadan, 07 Ağustos 2003 tarihinde Washington Post’ta yayımladığı makalesinde ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) ya da Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi’ni (GODKA) kaleme almıştı. O yazıda Rice kararlılığı aşağıdaki ifade ile net olarak ortaya koymuştur.

Orda Doğu’nun dönüşümü hiç kolay olmayacak, hem de çok fazla zaman alacak. Amerika, Avrupa ve diğer tüm özgür devletlerin; bölgede, bizim insanlık özgürlüğüne verdiğimiz değerde ortak düşünceye sahip diğer ülkelerle geniş iş birlikleri gerekmektedir. Bu, öncelikli olarak bir askeri adanmışlık değildir, bunun yerine, tüm ulusal gücümüzü – ekonomik, siyasi ve kültürel – kullanmamız gereken bir iştir.”

Çözümü de yine aynı yazıda üstü kapalı da olsa ortaya koymuştur;

Bu bölge, Arap aydınların politik ve ekonomik bir “özgürlük açığı (eksiklikliği)” diye adlandırdığı şeyler dolayısıyla geri kalmaktadır. Onlarca yıldır devam eden umutsuzluk duygusu, insanlara üniversitelerini, kariyerlerini ve ailelerini dahi bir kenara bıraktıracak nefret ideolojileri için verimli bir temel oluşturmakta ve bunların yerine kendilerini patlatmayı tercih ettirmektedir – beraberlerinde olabildiğince çok fazla masum canı da götürerek.

Tüm bu faktörler, bölgenin istikrarsızlığı için ana sebepler olmakla birlikte, Amerika’nın güvenliğine de sürekli bir tehdit oluşturmaktadır.

Rice “ABD’nin güvenliği” ifadesi ile İsrail’i de içine alan bir güvenlik algısı yaratırken, çözüm için 90’larda ABD’nin üç atlısı olan Fukuyama, Brezinsky ve Huntington’un ortaya attığı ÖZGÜRLÜK, DEMOKRASI afyonu ile uyuşturulmayı sunmaktadır.

image 18
Ortadoğunun Kaderini ve Paranın Yönünü Belirleyen İki Kadın 15

Böylece Bell’in din, mezhep, kültür farkı gözetmeksizin çizdiği haritaya ufak bir tadilat yapılarak; sınırların din, mezhep ve kültürel farklılıkları ortadan kaldıracak şekilde çizilmesine yönelik adımlar atılmaya başlandı ve bu sürece Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi adı verildi.

Bu sosyokültürel tespit üzerine bir de ekonomik gereklilikler eklendiğinde tablo biraz daha netleşiyor. ABD-AB bloğuna karşı ortaya çıkan Çin-Rusya-İran bloğu ile ortada olan ve hali hazırda yerini belirleyememiş (BRİCS’de yer alması haricinde) olan Hindistan’ın ekonomik mücalesi de göz önüne alındığunda; dönüp dolaşıp yine aynı yetere geliyoruz.

ABD’nin Çin-İran-Rusya bloğunu dağıtmak üzere başlattığı vekalet savaşlarında; Rusya-Ukrayna, İran-İsrail mücadelesi başarılı olmuş ve cephe ciddi anlamda zayıflamıştır. Özellikle İran’ın, Rice Planı çerçevesinde de sınırlarının değişmesi gerektiği düşünüldüğünde, ABD hem Ortadoğu’da istediği düzeni kuracak, hem de ekonomik risk alanlarını ortadan kaldıracak bir adım atmış olacaktır.

image 19
Ortadoğunun Kaderini ve Paranın Yönünü Belirleyen İki Kadın 16

Diğer taraftan üretimin Asya’da, pazarın Avrupa’da olduğu, Husilerin yarattığı kriz ile deniz yollarının riskleri de dikkate alınarak; bu riskleri ortadan kaldıracak alternatif lojistik yollarının oluşturulması da muhtemelen planlar arasındadır.

Daha bunu konuşmak için çok erken olsa bile tamamiyle ABD kontrolünde olacak bir Ortadoğu lojistik hattının da yakın zamanda konuşulması muhtemeldir.

image 20
Ortadoğunun Kaderini ve Paranın Yönünü Belirleyen İki Kadın 17

SONUÇ OLARAK

Belirtmiş olduğum sosyokültürel ve ekonomik gerekçeler ışığında Rice’ın planının; Gertruthe Bell’in planının güncellenmiş hali olduğu ve her şartta hayata geçirmek isteneceği gerçeceği unutulmamalıdır.

Bu plan dahilinde ABD vekillerini kontrollü olarak korurken, İsrail’in ABD nezdindeki önemi de unutulmadan; oradaki gerginliğin çok fazla tırmandırılsa da kontrol dışına çıkarmayacağını düşünenlerdenim. ABD İran’daki yönetim, rejim değişimi gerçekleşinceye kadar gerginliği İran aleyhine tırmandırsa da bunun bölgesel bir savaşa dönüşmeden konunun yürütüleceğini düşüncesi ağır basmakta.

Her ne kadar bu plan sürerken piyasalar bu gerginliklerden olumsuz etkilense de, sonucunda coğrafyaya hakim olacak sukünetin uzun dönemde tüm paydaşları mutlu edeceği düşüncesindeyim.

Fakat İran’ın bu süreçte yenilgiyi kolay kabullenmeyeceği de dikkate alındığında; sürecin biraz uzayabileceği özellikle borsa yatırımcısı için risklerini yönetmek adına en önemli husus olacağı unutulmamalıdır

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR YAZ