• ALTIN (TL/GR)
    4.358,20
    % 0,54
  • AMERIKAN DOLARI
    40,2084
    % 0,09
  • € EURO
    47,0259
    % -0,10
  • £ POUND
    54,2275
    % 0,01
  • ¥ YUAN
    5,6118
    % 0,14
  • РУБ RUBLE
    0,5163
    % 0,04
  • BITCOIN/$
    122.145
    % 3,06
  • BIST 100
    10.301,81
    % -0,55

Altın onsu yılın ilk yarısında yatırımcılarını mutlu etti.

Altın onsu yılın ilk yarısında yatırımcılarını mutlu etti.

Piyasalar, yılın başında küresel enflasyon ve resesyon kaygıları arasında merkez bankalarının para politikalarında gevşeme beklentileri ile karşılaştı. Bu süreçte, süregelen uluslararası belirsizlikler ve risk faktörleri, yatırımcıların güvenli liman arayışlarını artırdı ve bu durum altın talebinin artmasına zemin hazırladı.

Özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 Ocak’ta göreve başlamasının ardından “tarife” konuları, küresel ekonomik görünüm üzerindeki endişeleri pekiştirdi. ABD’nin ticarette sıkıntı yaşayabileceği ülkelerle olan ilişkilerinin zayıflaması, risk algısını yükseltirken uygulamaya konulan tarifelerin enflasyonist baskılar yaratacağı yönündeki değerlendirmeler, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) politika alanında kısıtlayıcı bir etki yarattı.

Diğer bir yandan, ABD’nin artan bütçe açığına dair kaygılar, altın fiyatlarının yükselmesine katkıda bulunan bir diğer unsur olarak öne çıktı.

Jeopolitik anlamda ise, İsrail ordusunun 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesi ihlal ederek 18 Mart’ta Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırılar ve Trump ile Rusya lideri Vladimir Putin arasında Ukrayna savaşına dair belirsizlikler, altının güvenli bir varlık olarak talep edilmesine yol açtı.

Artan risk algılarının merkez bankalarını altın alımına yönlendirdiği görülüyor. Bu bankalar, jeopolitik ve ekonomik belirsizlikler ile enflasyon karşısında korunma ve portföy çeşitlendirme amacıyla altına olan taleplerini artırdı. Ayrıca, büyük merkez bankalarının geleneksel olarak ellerindeki büyük miktarda ABD tahvillerini, yılın ilk yarısında altına yönlendirmesi dikkat çekti.

Çin’den gelen fiziksel altın talebinin güçlü seyretmesi de önemli bir faktör oldu. İsrail ile İran arasındaki artan gerilimler, yatırımcıların güvenli varlıklara yönelmesine neden olarak altın fiyatlarını destekledi.

Ayrıca, 2024 yılı itibarıyla 108,5 seviyelerine inen dolar endeksinin ilk yarıda 96,7’ye çekilmesi, altının ons fiyatındaki yükselişe katkı sağladı.

Trump’ın, Fed Başkanlığı için yeni bir isim seçmeyi planladığı yönündeki haber akışı, Fed’in bağımsızlığı hakkında endişeleri artırarak altına olan talebi güçlendirdi.

Dünya Altın Konseyi verilerine göre, fiziksel altın destekli borsa yatırım fonlarına (ETF’ler) yılın ilk yarısında büyük bir yatırımcı akışı yaşandı.

Konseyin yaptığı ankette, katılımcıların yüzde 95’i altın rezervlerinin artacağı öngörüsünde bulunurken, dolar rezervlerinin azalacağı beklentisi de öne çıktı.

Bu gelişmeler ışığında, altının ons fiyatı yılın ilk yarısında yüzde 26 artış göstererek 3.303 dolara ulaştı. En fazla aylık artış ise mart ayında yüzde 9,3 ile kaydedildi. Ticaret savaşlarına dair belirsizlikler ve Fed ile ABD hükümeti arasındaki politika uyumsuzluğu, nisan ayında altının ons fiyatının 3,499.99 doları test etmesine neden oldu.

Süreç içerisinde, ABD’nin tarifeler konusundaki müzakereci tutumunun, yüksek risk algısını bir nebze azaltacağı düşünülüyor.

Ahlatcı Portföy Genel Müdürü Tonguç Erbaş, küresel piyasalarda yılın ikinci yarısında tarife belirsizlikleri ve jeopolitik gerginliklerin azalması beklentisiyle altın ons fiyatının 2023 yılı sonuna kadar ani bir gelişme olmadıkça 3,700 doları aşmayacağını ifade etti.

2024 yılı için altının ons fiyatının, 3,300 – 3,500 doları arasında konumlanacağı tahmininde bulunan Erbaş, “Yılın ikinci yarısının altın yılı olmayacağını düşünüyorum.” şeklinde bir değerlendirme yaptı.

Erbaş, ons altın fiyatının, yılın geri kalan kısmında 3,000 doların altına düşmesini beklemediğini belirtirken, “Bugünden 2,500 ya da 2,700 doları uzak görüyorum.” dedi. Ayrıca, ABD yönetiminin uyguladığı politikaların küresel piyasalarda doların değer kaybetmesine neden olduğunu vurguladı.

Son olarak, Erbaş, “Bu yılın ilk yarısında dolar, son 50 yılda en hızlı değer kaybını yaşadı. Tarife sorunlarına dair makul bir uzlaşma bekliyorum.” şeklinde görüş bildirdi.

YORUMLAR YAZ