• ALTIN (TL/GR)
    4.333,02
    % 0,03
  • AMERIKAN DOLARI
    40,2736
    % -0,02
  • € EURO
    47,0598
    % 0,13
  • £ POUND
    54,2284
    % 0,07
  • ¥ YUAN
    5,6074
    % -0,02
  • РУБ RUBLE
    0,5148
    % -0,08
  • BITCOIN/$
    119.428
    % 0,88
  • BIST 100
    10.121,52
    % -1,02

Mahfi Eğilmez, teşvik sisteminin etkinliği için önerilerini paylaştı.

Mahfi Eğilmez, teşvik sisteminin etkinliği için önerilerini paylaştı.

Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye’nin Teşvik Politikasını Değerlendirdi

Eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye’nin teşvik sistemi üzerine kapsamlı bir analizde bulundu.

Eğilmez, Türkiye’deki devlet teşviklerinin amacının yatırımları artırmak, yeni istihdam olanakları sağlamak, ithalatı azaltmak ve ihracatı desteklemek olduğunu belirtti. Mevcut teşvik sisteminin genel teşvikler, bölgesel teşvikler, stratejik yatırımlar ve öncelikli sektör destekleri olmak üzere dört ana başlığa ayrıldığını ifade etti.

Proje bazlı teşviklerin de mevcut olduğunu vurgulayan Eğilmez, bu teşviklerin cari açığı azaltmaya ve ihracatta yüksek teknoloji ürünlerinin payını artırmaya yönelik etkisinin sınırlı olduğunu dile getirdi.

Eğilmez, Türkiye’de sadece savunma sanayisinde başarılı sonuçlar alındığını belirtirken, şöyle ifade etti:

“Teşvik sistemi, şirketleri ve toplumları belirli hedeflere yönlendirmek amacıyla oluşturulan bir destek mekanizmasıdır. Bu sistemin temel amacı, konulan hedeflere ulaşmak ve diğer ülkelerdeki uygulamalarla rekabet edebilmek için daha verimli bir yapı kurmaktır. Uygulanan teşvikler şunlardır:

  • Maddi teşvikler (parasal destekler, vergi indirimleri vb.)
  • Maddi olmayan teşvikler (takdirname, ödül törenleri vb.)
  • Çalışma koşullarına yönelik diğer destekler

Devlet teşviklerinin, şirketlerin yatırımlarını artırmalarını ve ihracat yapmalarını desteklemek amacıyla oluşturulduğunu belirten Eğilmez, ekonomik büyümeye katkıda bulunmanın da hedeflendiğini söyledi.

Türkiye’de Yatırım Teşvikleri: Dört Ana Kategori

(1) Genel teşvikler, asgari yatırım tutarını aşamayan yatırımlara destek olmayı amaçlamakta ve KDV istisnası ile gümrük vergisi muafiyeti sunmaktadır.

(2) Bölgesel teşvikler, en düşük gelirli olan 6 bölgeye çeşitli destekler sağlamaktadır. Bu teşvikler, yatırım yeri tahsisi, KDV istisnası ve vergi indirimini içermektedir.

(3) Stratejik yatırımlar, cari açığın azaltılması hedefiyle belirli tutarın üzerindeki yatırımları desteklemekte ve çeşitli teşvik unsurları sunmaktadır.

(4) Öncelikli sektör yatırımları, özellikle savunma sanayisi ve yenilenebilir enerji gibi alanlarda desteklenmektedir.

Türkiye, geniş kapsamlı bir teşvik sistemine sahip görünse de cari açığın azalmadığı ve yüksek teknoloji ürünleri ihracatının artmadığı gerçeğiyle yüzleşmektedir. Başarı gösterilen tek alan savunma sanayisi olarak öne çıkmaktadır.

Gelecekteki Teşvik Sisteminin Yapısı

Türkiye’nin ekonomik gelişimini destekleyecek ve uluslararası rekabette daha güçlü konuma getirecek bir teşvik sisteminin nasıl olması gerektiği sorusunu soruyoruz.

Teşvikler, sadece enerji ve inşaat gibi alanlarda değil, aynı zamanda savunma sanayi ve teknoloji geliştirme gibi yüksek katma değerli sektörlere yönlendirilmelidir. Nitelikli işgücünün yurt dışına kaçışını önleyecek desteklerin sağlanması önemlidir.

Güney Kore’nin ekonomik başarısında, belli başlı firmalara uygulanan teşviklerin etkili olduğunu vurgulayan Eğilmez, bu firmaların dünya çapında rekabet edebilir hale geldiklerini ve uluslararası markalar haline dönüştüklerini belirtti.

Teşviklerin verildikten sonra sürekli denetlenmesi ve gelişim süreçlerinin izlenmesi gerektiğini ifade eden Eğilmez, amaçlara ulaşmada başarısız olan firmaların desteklerinin kesilmesi gerektiğini vurguladı.

Güney Kore’nin teşvik sistemi, ekonomik dönüşümü hedeflerken ihracatı da teşvik etmiştir. Türkiye ve Güney Kore’nin teşvik sistemleri arasındaki farkları inceleyen Eğilmez, Türkiye’nin henüz doğru bir teşvik politikası oluşturamadığını belirtti.

Sonuç olarak, Türkiye, 200 yıldır içinde bulunduğu tekstil sektöründe dünya markaları yaratabilmiş az sayıda ülkeden biri olamayacaktır. Bu durum, teşviklerin siyasi nedenlerle genel tutulmasından kaynaklanmaktadır. Bu yaklaşımı değiştirmedikçe, marka yaratma hedeflerinde başarısızlık devam edecektir.

YORUMLAR YAZ