Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Şapkacı, 2025 yılında toplam brüt kiralanabilir alanı yaklaşık 42 bin metrekare olan 2 alışveriş merkezi ile 2026’da yaklaşık 212 bin metrekare olan 5 alışveriş merkezi açılmasının öngörüldüğünü belirtti. Bu alışveriş merkezlerinin İstanbul, Ankara, Muğla, Elazığ ve Düzce’de yer alacağı ifade edildi.
Şapkacı, son yıllarda sektörde yaşanan gelişmeler, yılın ilk alt ayı değerlendirmeleri ve 2025 sonu için beklentiler üzerine AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Alışveriş merkezlerinin son dönemde yalnızca alışveriş amacıyla kullanılan mekanlar olmaktan çıkarak daha geniş kapsamlı yaşam alanlarına dönüştüğünü söyledi.
Tüketici beklentilerinin sosyal deneyim, konfor ve kaliteli zaman geçirme odaklı olduğunu vurgulayan Şapkacı, “Alışveriş merkezleri, yeme-içme alanları, çocuk oyun alanları, sanat ve kültürel etkinlikler ile spor alanları gibi çeşitli fonksiyonlarla zenginleşiyor. Günümüzde alışveriş merkezleri, ekonomik işlevlerinin yanı sıra sosyal hayatın da merkezine yerleşmiş durumda.” diyerek konuya dikkat çekti.
AYD Yönetim Kurulu Başkanı Şapkacı, karma kullanımlı projelerin, konut, otel ve alışveriş merkezi gibi farklı işlevleri bir araya getirerek dikkat çektiğini belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu tür yapılar, bireylerin günlük yaşamlarını kolaylaştırırken birbirini destekleyici özellikleriyle entegre yaşam alanları oluşturuyor. Markalar, fiziksel mağazalarını yalnızca bir satış noktası olarak değil, aynı zamanda tüketicilerle bağ kurmak ve marka kimliğini aktaracakları deneyim alanları olarak tasarlıyor. Bu yaklaşım, alışveriş merkezlerinin markalar için stratejik bir iletişim platformu haline gelmesine katkı sağlıyor.”
Yılın ilk alt ayında hipermarket ve giyim kategorilerinin öne çıktığını belirten Şapkacı, 2024 yılında Türkiye’deki alışveriş merkezlerinin yaklaşık 55 milyar dolarlık bir ciro elde ettiğini hatırlatarak, 2025 ilk alt ayının kümülatif verilerine baktıklarında alışveriş merkezi metrekare verimliliğinin geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %29.5 oranında nominal artış gösterdiğini aktardı.
Metrekare verimliliğinin ortalama enflasyon seviyesinin altında kaldığını bildiren Şapkacı, Nisandaki düşüşün ardından, Mayıs ayında bayram ve tatil alışverişleri sayesinde bir toparlanma görüldüğünü ve perakende satış cirolarının enflasyona daha yakın bir seviyeye geldiğini dile getirdi.
Haziran ayında metrekare verimliliğinin geçen yılın aynı ayına göre %24.3 artışla enflasyon seviyesinin altında performans gösterdiğini belirten Şapkacı, önceki yıl ile karşılaştırıldığında Haziran ayında metrekare verimliliğinde ve müşteri girişlerinde yaşanan düşüşün, sektörün 2024 yılı Haziran ayında güçlü bir performans göstermesinden kaynaklandığını ifade etti.
Ocak-Haziran döneminde kategori bazında yapılan değerlendirmeye göre hipermarket %34.8, giyim %34.2, yiyecek-içecek %33.1 ve teknoloji branşları %30 oranında enflasyona yakın performans sergiledi. Ayakkabı kategorisi ise %13.5 ile enflasyonun altında kaldı.
Şapkacı, kampanyalar ve özel günlerin etkisiyle bazı kategorilerde dönemsel artışların görülebileceğini ve genel olarak tüketicinin daha az tereddüt edeceği kategorilerin yıl sonuna kadar daralmadan daha fazla etkileneceğini vurguladı. Hipermarket gibi zorunlu harcamaları içeren kategorilerde talebin en az etkileneceğini belirtti.
Nuri Şapkacı, 2026 yılı sonuna kadar İstanbul, Ankara ve İzmir dışında dikkat çeken şehirlerden bazılarını vurgulayarak, “Bu yılın ilk yarısında öne çıkan şehirler ziyaretçi sayısı bakımından Eskişehir, ciro açısından ise Trabzon.” dedi.
2026 sonuna kadar planlanan yeni alışveriş merkezi yatırımlarına da değinen Şapkacı, “Türkiye genelinde yaklaşık 450 alışveriş merkezi bulunuyor. 2025 yılında brüt kiralanabilir alanı yaklaşık 42 bin metrekare olan 2 alışveriş merkezi, 2026 yılında ise yaklaşık 212 bin metrekarelik alan ile 5 alışveriş merkezi açılması planlanıyor.” dedi.
Şapkacı, sektörde alışveriş merkezleri ve perakendecilerin birlikte doğru stratejiler geliştirmeleri gerektiğini belirterek, “Kira ve ortak alan gibi kısır tartışmalardan uzaklaşıp, üretimi, ihracatı, satışları ve ciroları nasıl artırabileceğimize odaklanmalıyız. Tüketicinin satın alma gücünün artması, elbette belirleyici bir faktördür. Buna ek olarak, markalarımızın rekabet gücünü artırmak için devlet desteğiyle vergi avantajları ve finansmana erişim gibi konuları gündeme almalıyız.” diye konuştu.
Dünyayı etkisi altına alan belirsizlik döneminde ticari gayrimenkul yatırımlarının başarısı için güvene, olumlu bir yaklaşıma ve işbirliklerine ihtiyaç duyulduğunu belirten Şapkacı, “Doğru fizibiliteye sahip sağlam yatırımların gerçekleştirilmesi, ekonomik istikrarın sağlanması ve uluslararası standartların uygulanması önemli.” dedi. Ticari gayrimenkul tanımının yapılması, kira rejiminin konut kira rejiminden ayrılması ve sözleşme serbestisinin korunmasının da yatırımların gerçekleşmesi için temel şartlar olduğunu ifade etti.