Amerikan Şirketlerinin Kârlarına Etkisi
Son yıllarda, Amerikan şirketleri yüksek enflasyon ve faiz oranlarına rağmen kârlarını sürdürdü. Ancak, Donald Trump’ın ticaret savaşlarının yeniden başlamasıyla bu güçlü duruş tehdit altına girdi.
Son düzenlemeler, General Motors’tan Nike’a kadar birçok büyük markanın, ithalat vergileri nedeniyle kârlarında önemli kayıplar yaşamasına neden oldu. Goldman Sachs’ın verilerine göre, Amerikan şirketleri bu vergilerin maliyetinin beşte üçünü doğrudan üstlenmek zorunda kaldı.
31 Temmuz’da yapılan yeni açıklamada, Trump yönetimi, ticaret ortaklarına yönelik yeni vergi dalgasını duyurdu ve bu durum şirketlerin mevcut vergilerden kaçmak için kullandıkları stratejileri zorlaştıracak önlemler getirdi. Tüketicilerin alım gücünün azaldığı bir dönemde, şirketlerin maliyetleri artırmaktan kaçınmaları için manevra alanları daralmış durumda.
Stoklar ve Üretim Kapasitesi Üzerindeki Baskılar
Yüksek vergilerden korunmak amacıyla birçok şirket büyük ölçekte stoklama yöntemine başvurdu. Örneğin, alüminyum, çelik ve otomobil ithalatı 2025’in ilk çeyreğinde yıllık 400 milyar dolar seviyesine ulaştı. Şirketler, yeni vergi uygulanmadan önce mümkün olan en çok ürünü çekmeye çalıştı, ancak bu stokların bir gün biteceği gerçeği unutulmamalı. Mattel, 2025’in ikinci çeyreğinde serbest nakit akışının bir önceki yıla göre beşte bir oranında düştüğünü, bunun sebebinin ise raflarda fazla ürün bulunması olduğunu belirtti.
Ayrıca, tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmak da bir seçenek haline geldi. Tıbbi cihaz üreticisi GE Healthcare yöneticisi, ürün çeşitlerinin dört farklı noktada üretildiğini ve Amerika’ya en uygun vergi oranlarının bu merkezlerden belirlendiğini ifade etti. General Motors da Indiana’daki düşük kapasiteli fabrikasında üretimi artırmayı ve geçici işçi almak için planlar yapmayı düşündüğünü açıkladı. Ancak, yeni üretim tesisleri kurmak zaman alıcı bir süreç olarak kalmaya devam ediyor.
Trump yönetiminin politikalarındaki belirsizlik, birçok yöneticinin önemli değişiklikler yapma kararlarını zorlaştırıyor ve büyük yatırımlar gerektiren üretim düzenlemeleri için gereken güven ortamının sarsılmasına yol açıyor.
Vergi Stratejileri ve Yaratıcılık
Bazı firmalar, gümrük tarifelerinin etkisini azaltmak için daha kreatif çözümler aramaya başladı. 4.439 sayfalık “Harmonize Tarife Cetveli”ndeki detayları kullanarak, ürünün menşe ülkesini ya da üretim şekliyle ilgili kavramları yeniden tanımlamaya çalışarak daha düşük vergi dilimlerine ulaşmayı hedefliyorlar. 2025’te Amerikan gümrük ajansına yapılan sınıflandırma taleplerinde önemli bir artış görüldü.
Örneğin, bir yüz temizleyici üreticisi, ürün bileşenlerinin farklı ülkelerden toplanarak Malezya veya Vietnam’da karıştırıldığını ve Çin’de sadece şişelendiğini iddia ederek, ürünün menşeinin Çin değil Malezya veya Vietnam olduğunu kabul ettirmeyi başardı. Böylece daha düşük bir vergi diliminden yararlandı. Benzer şekilde, boya püskürtücüsü üreten bir firma da düşük vergi sınıflandırması almak için başarılı oldu.
Yaratıcı Çözümler ve Yeni Yöntemler
1950’lerden kalma “Nairobi Protokolü”, engelli bireyler için kullanılan ürünlerin gümrüksüz ithalatını mümkün kılmaktadır. Bu kapsamda, 2025’in ilk yedi ayında yapılan başvuru sayısı, 2024 yılı boyunca yapılan başvuruları aşmış durumda.
Bir ithalatçı, Tayvan’dan getirilen çelik desteklerin günlük yaşamda önemli bir yer tuttuğunu belirterek gümrük muafiyeti talebinde bulundu, ancak bu talep reddedildi. Benzer bir başvuru, bebek bakım ürünleri için yapıldı fakat bu da olumlu yanıt bulmadı.
Trump yönetimi, bu tür “çevresinden dolaşma” yöntemlerine daha katı bir yaklaşım sergileyerek gümrük tarifeleri sisteminde yeniden düzenlemeler yapmayı planlıyor. Şirketlerin manevra alanları önemli ölçüde daralıyor ve Amerika’ya yüksek vergili ürünler sokma yolları daha sıkı bir denetime tabi tutulacak.
Artık Amerikan şirketleri için gizlenebilecek pek fazla alan kalmadı.