Taşyapı’nın Etiler Hamlesi: Kaçak Otel Krizi, Mahalleyi Tehdit Eden ‘Turistik Proje’ye Dönüştü

İstanbul’un Etiler semtinde, Taşyapı İnşaat’ın vakıf arazisi üzerinde yaptığı ve yargı kararıyla planları iptal edilen otel projesi, yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Şirket, ruhsat alamadığı otelin bulunduğu adada yer alan 12 apartmanı yıkarak bölgeye “turistik konsept proje” yapmak için harekete geçti.

2013’ten Bugüne Uzanan Tartışma

Taşyapı patronu Emrullah Turanlı’nın bölgeye ilgisi 2013’te başladı. Etiler Huzurevi’ne ait yeşil alan ve sosyal tesislerin bulunduğu, aynı zamanda deprem toplanma alanı olarak kullanılan arsaya otel yapmak isteyen şirket, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulundu. 2017’de ÇED izni kaldırılan proje, yargı kararları ve yerel itirazlara rağmen yükselmeye devam etti. Yeraltında 5, yerüstünde 8 kat olmak üzere toplam 13 katlı otel, bölgedeki 5 kat sınırını aştı.

2021’de İstanbul İdare Mahkemesi, otelin imar planını iptal etti. Böylece yapı “kaçak otel” statüsüne düştü. Ancak otel ne yıkıldı ne de işletmeye açıldı; Etiler Toprakkale Sokak’ta “hayalet bina” olarak kaldı.

Kaçak Otelden ‘Turistik Proje’ye

Ruhsat alamayan Taşyapı, 2025’te yeni bir adım attı. Otelin bulunduğu 1545 ada üzerindeki 12 apartmanı hedef alan şirket, daireleri tek tek satın almaya başladı. Ardından binalarda beton dayanıklılık testi (karot) yaptırarak yıkım sürecinin önünü açmayı planladı.

Kat maliklerine gönderilen sözleşmeye göre:

• Arsa payının %50’si baştan Taşyapı’ya devredilecek,
• İnşaat süresi en az 4 yıl olacak,
• Tamamlandığında maliklere, şirketin uygun göreceği lokasyonda, mevcut dairelerinin yarı büyüklüğünde ev verilecek.

Şirket, proje onayı alınmazsa dahi sürecin devam edeceğini belirtirken, maliklere “imzalamazsanız karot aldırıp yıkarız” mesajı verdi.

Halkın Tepkisi Büyüyor

Bölgedeki yaklaşık 400 dairede yaşayan 3 bin kişi, projeye karşı çıkıyor. Vatandaşlar, Taşyapı’nın mahallelerini AVM, rezidans ve kültür merkezlerinden oluşan bir “turistik kompleks”e dönüştürerek bölgeyi yüksek gelir gruplarına ve yabancı yatırımcılara pazarlamak istediğini savunuyor.

Bazı mahalle sakinleri durumu, “Filistinlilerin evlerinden çıkarılması” benzetmesiyle değerlendiriyor. Bölge halkı, sözleşmede net taahhüt olmamasından ve geri dönüş imkânının belirsizliğinden endişeli.

Rant İçin Deprem Yasası Kalkanı

Uzmanlara göre, bu süreçte deprem güvenliği amacıyla çıkarılan “riskli yapı tespiti” mekanizması, şirketin rant projesi için araç haline getirildi. Hukukçular, bunun “kanuna karşı hile” niteliği taşıyabileceğini vurguluyor.

Etiler’de yaşanan bu gerilim, kentsel dönüşüm yasalarının ve afet güvenliği önlemlerinin, nasıl büyük ölçekli ticari projelere zemin hazırlamak için kullanılabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.