Tarım ve Orman Bakanlığı, uzun süre atıl kalan tarım arazilerini yeniden üretime kazandırmak için yeni bir düzenleme başlatıyor. Ülke genelindeki işlenmeyen tarım arazilerinin belirlenmesi ve kiralanması amacıyla çalışmalar sürdürülmekte. Bu girişimle, topraklarını ekemeyen çiftçiler için yeni fırsatlar oluşturulması ve kırsal kalkınmanın desteklenmesi hedefleniyor.
İŞLENMEYEN ARAZİLERİN DURUMU
2024 üretim sezonu için 81 ilde Arazi Tespit Komisyonları oluşturan Bakanlık, yapılan araştırmalar sonucunda toplam 25 bin 328 parselde yaklaşık 300 bin dekar (yaklaşık 42 bin futbol sahası büyüklüğünde) arazinin atıl kaldığını tespit etti. İtiraz süreçlerinin tamamlanmasının ardından nihai listeler il ve ilçe bazında açıklanacak. Önümüzdeki yılın son çeyreğinde, işlenmeyen arazilerin ikinci kez tespit edilmesi planlanıyor ve ardından kiralama süreci başlayacak.
KİRALAMA SÜRECİNDE ÖNCELİK YEREL ÇİFTÇİLERDE
Kasım 2025 itibarıyla başlayacak kiralama işlemlerinde öncelik, arazinin bulunduğu köyde ve çevresinde yaşayan çiftçilere, tarımsal kooperatiflere, derneklere ve vakıflara verilecek. Bu yöntemle yerel üretimin artması ve küçük çiftçilerin üretimden kopmasının engellenmesi bekleniyor. Aynı zamanda kırsal alanda istihdam artışı ve tarımsal birliklerin daha etkin çalışması sağlanması planlanıyor.
İŞLEMEYEN ARAZİLERİN KİRALANMASI SÜRECEK
İki yıl boyunca işlenmeyen tarım arazilerinin kiraya verilmesi ile ilgili düzenleme, Danıştay 10. Dairesi tarafından Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Ancak, mahkeme henüz herhangi bir yürütmeyi durdurma veya iptal kararı vermedi. Bakanlık kaynakları, sürecin yönetmeliklere uygun şekilde devam edeceğini belirtti.
YEREL EKONOMİYE KATKILAR
Tarım ve Orman Bakanlığı, atıl arazilerin yeniden üretime kazandırılmasının sadece tarımsal üretim güvenliğini sağlamayacağını, aynı zamanda yerel ekonomilere önemli katkılar sunacağını öngörüyor. Yüksek maliyetler nedeniyle üretimden çekilen çiftçilere yeni imkânlar tanınacak.
KÖYDEN KENTE GÖÇÜ AZALTMAYA YÖNELİK ADIMLAR
Bu düzenleme, yalnızca bir tarım politikası olarak değil, aynı zamanda kırsal kalkınma ve göçü azaltma stratejisi olarak da değerlendiriliyor. Atıl arazilerin yeniden değerlendirilmesiyle genç çiftçilere yeni iş fırsatları sunulacak, kırsaldaki üretim zinciri güçlenecek ve yerel istihdam artışı sağlanacak. Bu sayede köyden kente göçün engellenmesi amaçlanıyor.