Eylül ayının gelmesiyle birlikte ekonomi gündemi yoğun şekilde devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ağustos ayı enflasyon verilerinin ardından, gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararına çevrildi.
Ağustos ayında aylık bazda enflasyon %2,04 artış gösterirken, yıllık enflasyon %32,95 seviyesine ulaştı. Temmuz ayında yıllık enflasyon oranı %33,52 olarak kaydedilmişti.
Piyasalarda herkes Merkez Bankası’nın vereceği faiz kararını dört gözle bekliyor.
Yıllık enflasyonun düşüş göstermesiyle birlikte, piyasanın dikkati 11 Eylül tarihinde açıklanacak olan Merkez Bankası’nın kritik faiz kararına odaklandı. Merkez Bankası, temmuz ayında politika faizini 300 baz puanlık bir indirimle %46.00’dan %43.00 seviyesine çekmişti. Özellikle bu indirimle birlikte, kredi ve mevduat faizlerinde bir düşüş yaşanması dikkatleri çekiyor.
Mevduat faizlerinde de bir düşüş yaşanıyor. Temmuz’daki faiz kararından önce bankalarda mevduat faizleri %53 seviyelerinde iken, bu rakam şu anda %49 civarına geriledi. Bankalardaki ağırlıklı oranlar ise %43-49 aralığında değişiyor.
Kredi faizlerinde de kayda değer bir düşüş gözlemleniyor. Taşıt, ihtiyaç, tüketici ve konut kredileri gibi çeşitli bankacılık ürünlerinde faiz oranları azalmış durumda. Konut kredilerinde faiz oranları %2,69 seviyelerine kadar düşerken, taşıt kredilerinin oranları %2,90’a inmiş durumda. İhtiyaç kredilerinin faizleri de %3,00 civarında seyrediyor.
Merkez Bankası’ndan beklenen karar, borsa ve döviz kurlarını nasıl etkileyecek? Kredi ve mevduat faizlerindeki düşüş devam edecek mi? Bu konuyla ilgili açıklamalarda bulunan 3. Göz Danışmanlık Kurucusu Hikmet Baydar, enflasyon açıklanmadan önceki beklentilerin 250-300 baz puan arasında bir faiz indirimi olacağı yönünde olduğuna dikkat çekti. Ancak, açıklanan enflasyonun beklentilerin üzerinde çıkması nedeniyle 200 baz puan civarında bir faiz indiriminin olabileceğini ifade etti.
Olası bir faiz indiriminin döviz kurlarında büyük bir artışa neden olmayacağı öngörülüyor. Yabancı yatırımcıların gözünde beklenen bir durum olan bu indirim, tahvillerde değer artışına yol açarak alım getirebilir. Bu da döviz bozdurulması anlamına geliyor. Sonuç olarak, faiz indirimi döviz kurlarında yukarı yönlü bir hareket başlatmayacaktır.
Borsa açısından ise, faiz indiriminin satışları önleyerek yukarı yönlü hareketlere zemin hazırlayabileceği düşünülüyor. ABD’deki gelişmelerin de önemli olduğu belirtilirken, faiz kararının borsa üzerindeki etkisinin yalnızca yukarı yönlü bir hareketi hazırlayabileceği ya da mevcut düşüşü zayıflatabileceği ifade ediliyor.
Kredi ve mevduat faizlerine dair yapılan tahminler dikkat çekiyor. Yıl sonu hedeflenen enflasyona göre, %3 seviyesinde olan faizler, yıllık %36 basit faize karşılık geliyor. Aylık enflasyonun %2 seviyelerine yakın olması nedeniyle kredi faizlerindeki düşüşün sınırlı olabileceği belirtiliyor. Kredi faizlerinin %2,70 ile %2,60 seviyelerine kadar inebileceği öngörülmektedir.
Politika faizindeki indirim, mevduat faizlerine de yansıyabilir. Eğer politika faizinde 200 baz puanlık bir indirim bekleniyorsa, mevduat faizlerinde de benzer oranlarda bir düşüş gerçekleşebilir. Bu durumda mevduat faizlerinin %41-47 aralığına gerilemesi bekleniyor.