• ALTIN (TL/GR)
    4.798,74
    % 0,92
  • AMERIKAN DOLARI
    41,2771
    % 0,26
  • € EURO
    48,4098
    % 0,46
  • £ POUND
    55,8508
    % 0,32
  • ¥ YUAN
    5,8455
    % 2,25
  • РУБ RUBLE
    0,5032
    % -0,76
  • BITCOIN/$
    112.694
    % 0,82
  • BIST 100
    10.490,72
    % -2,23

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Yıl sonunda enflasyonun yüzde 28,5 olması öngörülüyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Yıl sonunda enflasyonun yüzde 28,5 olması öngörülüyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2026-2028 dönemini içeren Orta Vadeli Program’a (OVP) ilişkin bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Yılmaz, 3 yıllık enflasyon tahminlerini açıklayarak, “Yıl sonu için yüzde 28,5, 2026’da yüzde 16 ve 2027’de ise yüzde 9 enflasyon bekliyoruz” dedi.

Yılmaz’ın açıklamalarında dikkat çeken noktalar şunlardır: “Her yıl eylül ayında güncellenen OVP bütçe sürecini başlatacaktır. Ekonomik program uygulamada başarı göstermekte ve bu durumun somut sonuçlarını görmeye başladık. Temel makroekonomik yaklaşımımız kararlılıkla sürdürülmüş ve hedeflerimizden sapma olmamıştır. Ekonomimiz, benzer ülkelere göre olumlu bir farklılık göstermeye devam ederken, dış şoklara karşı da direncini bir kez daha ortaya koymuştur. Enflasyonla mücadele sürecinin ardından Haziran 2024’ten itibaren kesintisiz bir dezenflasyon sürecine geçilecektir. Bu süre zarfında enflasyon 42,5 puan gerilemiştir ve eylül ile yılın kalan kısmında dezenflasyon sürecinin devam etmesini bekliyoruz.

“SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME KOMPOZİSYONU KORUNDU”

2025’in ilk yarısı itibarıyla milli gelir büyümemiz, dezenflasyon politikalarının sonucu olarak yüzde 3,6 oranında artış göstermiştir. İç talepteki artış dengeli şekilde yönetilmiş ve sürdürülebilir büyüme kompozisyonu korunmuştur. Ekonominin ısınmasına izin verilmemiştir; veriler hem dezenflasyonu hem de dengeli büyümeyi sağladığımızı doğrulamaktadır. Ülkemizin dış denge görünümünde bariz bir güçlenme sağlanmış olup, düşük cari işlemler açığı, ekonomimizin dış finansman ihtiyacının belirgin bir şekilde azaldığını göstermektedir. Bu olumlu durum, yeni OVP dönemi için atılacak yapısal adımlarla pekiştirilecektir.

“TL’YE GÜVEN ARTTI”

Uygulanan program ve öngörülebilir politikalar çerçevesinde Türk Lirası’na duyulan güven artmış, bu sayede Kur Korumalı Mevduat hesapları, yabancı para mevduatlara geçiş yapmadan ve kur baskısı yaratmadan olumlu sonuçlar doğurmuştur. Son iki yıl içinde TL’ye artan güvenle, TL mevduatlarımızın toplam mevduatlar içindeki payının yüzde 31,6’dan yüzde 60,7’ye çıkması önemli bir gelişmedir. Kur Korumalı Mevduat hesaplarının toplam mevduat içindeki payı yüzde 26,2’den yüzde 1,7’ye düşmüştür ve 2026 yılında bu hesapların tamamen kapandığını göreceğiz. Enflasyonda sürekli bir düşüş, dengelenen büyüme, iyileşen cari açık, TL’ye artan güven, tarihi yüksek rezervler ve gerileyen risk priminin yanı sıra, depremin etkisine rağmen azalan bütçe görünümü, ekonomi politikalarımızın kalıcı sonuçlar üretmeye başladığını ortaya koymaktadır.

“MİLLİ GELİR İLK DEFA 1,5 TRİLYON DOLARI AŞACAK”

2025 yılı sonunda programın temel performans göstergeleri olarak milli gelirin ilk defa 1,5 trilyon doları aşmasını bekliyoruz. Ülkemiz, 2025 sonunda dünyanın 16. ve Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi olacak. 2026-2028 OVP’yi oluştururken küresel eğilimleri dikkate alarak ekonomik hedeflerimizi gerçekçi varsayımlarla belirledik. OVP’nin temel hedeflerinden biri, dezenflasyon süreci ile uyumlu ve sürdürülebilir bir büyüme patikası oluşturmaktır. Dezenflasyon süreci güçlendikçe büyümenin de kademeli olarak artması beklenmektedir.

“BÜYÜMEDEN TAVİZ VERMEDEN YOL HARİTASI ÇİZİYORUZ”

2026 yılında büyümenin yüzde 3,8’e, 2027’de yüzde 4,3’e ve 2028’de yüzde 5’e ulaşmasını hedeflemekteyiz. Programın başlangıç yılı itibarıyla sıkı para ve maliye politikalarıyla enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürürken, büyümeden de ödün vermeyen bir yol haritası oluşturuyoruz. Önümüzdeki dönemde enflasyonu kalıcı olarak tek haneli seviyelere düşürüp, büyüme potansiyelimizi dönüşüm adımları ile artırmayı amaçlıyoruz.

“DÖRT YILDA 2,5 MİLYON İLAVE İSTİHDAM HEDEFLİYORUZ”

2024 yılı itibarıyla işsizlik oranının yüzde 8,7 seviyesinde gerçekleşmesinin ardından, 2025’te bu oranın yüzde 8,5’e, 2026’da yüzde 8,4’e ve 2027’de yüzde 8,2’ye düşmesi beklenmektedir. 2028 sonunda ise işsizlik oranının yüzde 7,8’e gerileyerek tarihimizde ilk kez yüzde 8’in altına inmesi hedeflenmektedir. Bu dört yıllık süreçte ekonomimize yaklaşık 2,5 milyon ilave istihdam kazandırarak, işgücü piyasasına daha fazla bireyin katılımını sağlamak ve toplumsal refahı artırmayı amaçlıyoruz. Türkiye ekonomisinin önceliği olan enflasyonla mücadelede kararlı bir yaklaşım sergilemekteyiz. 2024 yılında yüzde 44,4 düzeyinde gerçekleşen enflasyonun, 2025 yılında yüzde 28,5’e, 2026’da yüzde 16’ya, 2027’de yüzde 9’a ve 2028’de ise yüzde 8 seviyesine düşerek kalıcı tek haneli seviyelere inmesini hedefliyoruz. Bu durum, fiyat istikrarına ulaşılmasının yanı sıra vatandaşların alım gücünün korunması, gelirin adil paylaşımı, ekonomik güvenin artırılması ve yatırım ortamının iyileştirilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır.

“ENFLASYONDA KALICI DÜŞÜŞÜ SAĞLAYACAĞIZ”

Son iki yıl boyunca bu hedeflere ulaşmak için önemli adımlar attık. 2023 yılı itibarıyla yüzde 65 düzeyinde olan enflasyonun, 2024 sonunda yüzde 44 seviyesine gerilemesi beklenmektedir. 2025’te enflasyon oranının yüzde 30’un altına düşmesi hedeflenmektedir. Tek haneli enflasyon hedefimize ulaşmak için yürütmekte olduğumuz sıkı, kararlı ve koordineli para ve maliye politikaları disiplinle devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüş sağlanarak fiyat istikrarı tesis etme konusundaki kararlılığımızdan taviz verilmeyecektir. 2023 yılı itibarıyla milli gelire oranla yüzde 3,5 düzeyinde gerçekleşen cari işlemler açığının 2024’te yüzde 0,8’e kadar gerilemesi, durumun olumlu olduğunu göstermektedir.

Bu gerçekleşme, programımızda öngördüğümüz yüzde 1,7’lik tahminin altında kalmış ve dış denge açısından olumlu bir görünüm sunmuştur. 2025 yılına dair beklentimiz, cari işlemler açığının GSYH’ya oranının yüzde 1,4 seviyesinde gerçekleşmesi yönündedir. Bu dönemde, ihracatta pazar çeşitliliğinin artması ve enerji maliyetlerindeki düşüş, cari dengeye olumlu katkı sunmuştur. Cari işlemler açığının 2026 ve 2027 yıllarında sırasıyla yüzde 1,3 ve yüzde 1,2 seviyelerine gerilemesi hedeflenmektedir. 2028 itibarıyla bu oranın yüzde 1 düzeyine inmesi öngörülmektedir. Cari işlemler dengemizdeki iyileşme, Türkiye’nin dış finansman ihtiyacını önemli ölçüde azaltacak ve dış dengenin sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesine olanak tanıyacaktır. Enflasyonun bu yıl sonunda yüzde 28,5 olacağı öngörülmekte, gelecek yıllar için aşamalı hedefler belirlenmektedir.

YORUMLAR YAZ