• ALTIN (TL/GR)
    4.829,86
    % 1,57
  • AMERIKAN DOLARI
    41,2756
    % 0,26
  • € EURO
    48,4988
    % 0,46
  • £ POUND
    55,9107
    % 0,32
  • ¥ YUAN
    5,8454
    % 2,25
  • РУБ RUBLE
    0,4950
    % -2,61
  • BITCOIN/$
    113.343
    % 1,45
  • BIST 100
    10.434,10
    % -2,75

Eğitimde cinsiyet eşitliği değerlendirmesi

Eğitimde cinsiyet eşitliği değerlendirmesi

Eğitimdeki eşitsizlikler, bireylerin eğitime erişim aşamasında kendini göstermeye başlıyor. Zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 221 bin 739 kız çocuğu ve 220 bin 904 erkek çocuğu, eğitim sisteminin dışında kalıyor. Kız çocuklarının eğitimden kopma sebepleri arasında ev içindeki iş yükü, erken dönem evlilikler ve ailevi baskılar gibi cinsiyet temelli faktörler ön planda. 2021 yılına ait TÜİK verilerine göre, 16-17 yaş grubundaki kızların resmi evlilikleri %2,3 oranında gerçekleşirken, aynı yaş grubundaki erkeklerde bu oran %0,1 seviyesinde kalıyor.

Öte yandan, eğitimde ve istihdamda yer almayan genç nüfus oranının yüksekliği, toplumsal bir sorunu derinleştiriyor: Kadınların %30,1’i, erkeklerin ise %16,2’si eğitimde ya da iş gücünde yer almıyor.

Ekonomik kriz ve gelir dengesizliğinden kaynaklanan yoksul çocukların gıda erişim sorunları artıyor. Düşük eğitim seviyesi, yoksulluğu daha da artırıyor; yoksul kadınların %20’si okuma yazma bilmiyor. Yoksulluk, eğitime erişimde önemli bir engel oluşturuyor ve bu durum, nesiller arası yoksulluk döngüsüne yol açılıyor.

Pandemi sürecinde uzaktan eğitime geçişle birlikte dijital kaynaklara erişimdeki adaletsizlikler ve dijital okur yazarlık becerilerindeki yetersizlikler, öğrenme süreçlerini olumsuz etkiledi. Gelir eşitsizlikleri ve devlet okullarının imkanlarının kısıtlı olması, öğrencilerin öğrenme kayıplarını iki katına çıkardı. Dijital kaynaklara erişimde, kız çocukları ve kadınlar erkeklerin gerisinde kalmaya devam etti.

Yükseköğretimde kadınların net okullaşma oranları erkeklerden daha yüksek görünse de, farklı disiplinlerde cinsiyet ayrışması devam ediyor. Üniversitelerde kadın öğrencilerin oranı %49 iken, kadınlar mühendislik (%21,3) ve bilişim teknolojileri (%24,5) gibi bölümlerde daha az temsil ediliyor. Türkiye’de her 10 erkekten yalnızca 3’ü programlama yapabiliyor. Bu durum, kadınların istihdamda daha az yer almasına ve STEM alanındaki ortalama maaşlarının erkeklere göre %14,7 daha düşük olmasına neden oluyor.

Birçok alanda olduğu gibi, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı eğitim politika belgelerinden de çıkarıldı. “Toplumsal cinsiyet eşitliği” yerine “kadın-erkek fırsat eşitliği” ifadesi kullanılmaya başlandı. Eğitime dair karar verme mekanizmalarında kadınların temsili düşük kalmaya devam ediyor. 2024 itibarıyla Türkiye’deki 202 üniversiteden yalnızca 19’unda (%9,4) kadın rektör bulunuyor, bu da “cam tavan sendromu”nun geçerliliğini koruduğunu gösteriyor.

– Akbank, Dönüşüm Akademisi çatısı altında Girişimci Kadın Programı ile firmaların dijital ve finansal dönüşümünü destekliyor. 2025’te İzmir ve Bursa’da başlayacak program, girişimci kadınlara eğitim, mentörlük ve finansal çözümler sunacak. Altı ay süren program, katılımcıların işlerini sürdürülebilir bir şekilde büyütmelerine ve uluslararası pazarlara açılmalarına yardımcı olacak. Taşıdığı önemi vurgulamak amacıyla, geçmişte 20 bini aşkın ticari işletmeye ulaşan bu program, işletmelerin gelişim alanlarını SWOT analizleri ile belirleyerek katılımcılarına bire bir mentorluk desteği sunacak.

– Kadın Dostu Markalar Platformu, her yıl 8 Mart haftasında düzenlenen Uluslararası Kadın Dostu Markalar Farkındalık Ödülleri ile toplumsal cinsiyet eşitliğine odaklanan etkili projeleri ödüllendiriyor. Başvuru süreci açılan programın bu yılki ödülleri, güncellenen kategori yapısıyla daha geniş bir perspektiften değerlendirilecek. “Çeşitlilik, Kapsayıcılık ve İyilik Hali Uygulamaları” gibi yeni başlıklar, programa dahil edildi. Erken başvuru dönemi 30 Eylül 2025 tarihinde sona erecek.

YORUMLAR YAZ