9 Eylül 2025 de Doha ya Katar’ın başkentine İsrail bir saldırı düzenledi . Gazze de her gün yapılan saldırı İsrail tarafından Gazze dışında bir ülke yapılıyordu .9 Eylül 2025’te, İsrail kara kuvvetleri Hamas liderlerini hedef alan hava saldırısı gerçekleştirdi. Saldırı Doha’nın Leqtaifiya bölgesindeki bir yerleşim kompleksine yönelikti. Hamas liderlerinin büyük bir kısmı, aralarında Khalil al-Hayya, Khaled Mashal, Zaher Jabarin ve diğer üst düzey isimlerin bulunduğu bu toplantı durumundaydı . Liderlerin büyük kısmı hayatta kaldı. En önemlisi saldırıdan 10 dk önce Türkiye Hamas’lı yetkililere istihbarat sağlayıp hayatlarını kurtarmalarını sağladı. Türkiye bu saldırıya “uluslararası hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle sert tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in “terörist devlet politikası” benimsediğini söyledi . Fakat bu saldırı sonrası İsrail Suriye’ i vururken Gazze’yi vururken ABD ye rağmen burayı da vurması akıllara şunu getirdi ; İsrail bizim ülkemizi de vurabilir mi?
Olabilir peki ne yapmamız lazım ?
İstihbarat ve erken uyarı sistemleri güçlendirilmeli. Türkiye radar ve hava savunma sistemleriyle hava harekâtlarını (örneğin F-35’lerin hareketi gibi) izleyebilir ve potansiyel tehditler oluştuğunda bölgesel müttefiklere uyarı gönderebilir .Hava savunma kapasiteleri (Radar ve Füze sistemleri) güçlendirilmeli. Stratejik diplomasi ile uluslararası dayanışmayı arttırmak. Savunma kabiliyetimizi görünür şekilde göstermek, siber ve bilgi güvenliğine odaklanmak . Planlı ve çok katmanlı savunma sistemi içinde erken uyarı, sivil savunma, altyapı güçlendirme, acil müdahale hatları oluşturulmalı. Türkiye savaşa hazır olursa barışı koruyabilir. Romalı yazar Publius Flavius Vegetius Renatus’un Dē Rē Mīlitārī (MS dördüncü veya beşinci yüzyıl) adlı eserinde burada gerçek ifade olarak Igitur quī dēsīderat pācem, præparet bellum (“Bu nedenle barış isteyen savaşa hazırlansın” diyor . Çünkü uluslararası ilişkiler de derslerde öğretilen ve hayatın doğal akışında sıkça karşılaştığımız bir durum var o da CAYDIRICILIK kavramı. İşte bu kavram neticesinde savaş durumunun ortadan kalktığına dünya siyasi tarihinde bir çok kez rastladık. Bu bakımda nasıl soğuk savaş döneminde yaşanan olayları izleyip gördüysek bugün de savunma sanayisinde atılım yaptığımız bir çok alanın da dışında gelişmeleri daha da arttırmamız elzemdir . Mesela Yunanistan Türkiye geriliminde Türkiye de RAFAEL savaş uçakları olmamasına rağmen diplomatik manevra ile o uçakları katardan geçici süre de olsa getirtmişti. O gün ki gerilim böylelikle atlatılmıştı . Kısacası İsrail ya da başka uluslararası aktörün Türkiye ye karşı böyle bir niyete girişmemesi için her daim teyakuzda olmamız şart.
Unutmadan İsrail de geçenlerde başında Ankara da Cumhurbaşkanlığı külliyesi hedef olarak gösterilmişti. Basın yolu üzerinden kamuoyu oluşturma da söz konusu. Unutmayalım ki uluslararası aktörlerin planları günlük değil yılları ,on yılları belki de yüzyılları kapsamaktadır . Kalın sağlıcakla