Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında bölgedeki demiryolu çalışmaları hakkında bilgi verdi. “Asrın Felaketi” olarak anılan depremin 11 ildeki toplam bin 275 kilometrelik demiryolu hattına zarar verdiğini söyleyen Uraloğlu, depremin hemen ardından bakım ekiplerinin sahada çalışmalara başladığını vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) uzman ekiplerinin hızlı müdahalesinin, deprem bölgesindeki arama-kurtarma ve yardım faaliyetlerine büyük katkı sağladığını belirten Uraloğlu, “Depremin hemen sonrasında bakım ekiplerince ilk kontroller yapılmış; kısıtlı işletmeciliğe geçilebilmesi için hatlarımızın uygunluk durumları belirlenmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda toplam bin 232 kilometrelik hat, acil kullanım ve deprem yardımı için işletmeye açılmıştır.” dedi.
Depremin 11 ilden geçen demiryollarına verdiği hasarın telafisi için 2023 ve 2024 yıllarında bölgedeki demiryollarına toplam 18.8 milyar lira yatırım yapıldığını ifade eden Bakan Uraloğlu, “2025 yılındaki 5 milyar liralık yatırımla birlikte, depremde hasar gören demiryolu hatlarının altyapı, üstyapı ve sanat yapılarının onarım, iyileştirme ve güçlendirilmesi için toplam yatırım miktarı 23.8 milyar lira olmuştur.” diye konuştu.
AÇILIŞ 15 EYLÜL’DE
Depremde zarar gören Fevzipaşa-Islahiye ve Köprüağzı-Maraş etaplarının altyapı ve üstyapılarının yenilendiğini söyleyen Uraloğlu, 235 kilometrelik Malatya-Gölbaşı-Narlı-Nurdağı Demiryolu Hattı’ndaki çalışmaların ise iki etap halinde sürdüğünü hatırlattı. Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Altyapı ve üstyapı çalışmaları tamamlanan Malatya-Gölbaşı-Narlı-Nurdağı Demiryolu Hattı’nı 15 Eylül 2025 tarihinde hizmete açıyoruz. Hattın yeniden açılması, bölge lojistiği için önemli bir dönüm noktasıdır. Hat kapalıyken, yük taşımacılığı mecburi olarak uzun ve maliyetli olan Malatya-Sivas-Kayseri-İskenderun güzergâhına kayıyordu, bu da zaman ve enerji kaybına yol açıyordu. Yenilenen hat sayesinde taşımacılıkta önemli ölçüde süre ve maliyet avantajı sağlanacak. Akdeniz limanlarına doğrudan ve verimli erişimin yeniden sağlanmasıyla bölgenin dış ticaret potansiyeli artacak ve ekonomik rekabetçiliği güçlenecektir.”