Can Holding soruşturması kapsamında tutuklanan iş insanı Kemal Can’ın ifadeleri, yalnızca şirketin medya sektörüne giriş girişimleriyle değil, aynı zamanda Türkiye siyasetindeki güç dengeleriyle de doğrudan temas eden bir noktaya işaret ediyor. Ancak ifadenin satır aralarında geçen ve adeta gölgede bırakılan bir vurgu, bugünün en kritik sorusunu ortaya çıkarıyor: Kim bu “devlet büyüğü”?
Kemal Can’ın İfadesindeki Çarpıcı Ayrıntı
Birgün’den Timur Soykan’ın haberine göre, Kemal Can’a “Can Holding’in Ciner Medya Grubu’nu satın alma sürecinde bizzat hangi rolü üstlendiniz?” sorusu yöneltildi. Can ise şu yanıtı verdi:
“Biz normalde holding bünyesinde medya sektöründe faaliyet göstermemiştik. 2024 yılı veya daha önceki zaman diliminde KRT TV’nin 3’ü peşin 4’ü taksit olmak üzere toplamda 7 milyona alınması konusunda bir devlet büyüğümüz aracı olmuştu. Ancak biz sektörü bilmediğimizden ve o dönemki çeşitli süreçlerden kaynaklı olarak bundan vazgeçtik.”
Bu cümledeki “bir devlet büyüğümüz aracı oldu” ifadesi, sıradan bir detay değil. Çünkü burada yalnızca bir iş bağlantısından değil, doğrudan devlet içindeki güç ağlarından bahsediliyor.
Neden Bu Soru Sorulmadı?
İfade tutanaklarına bakıldığında savcının kritik noktada ya geri adım attığı ya da alınan yanıtın tutanağa geçirilmediği ihtimali öne çıkıyor. Zira şu sorular havada asılı kalıyor:
- Kimdi bu “devlet büyüğü”?
- Neden medya sektörüne yönlendirme yaptı?
- Can ailesiyle olan ilişkisi ne kadar derin?
- Kara para, kaçakçılık ve rüşvet suçlamalarının ortasında böylesi bir isim nasıl devreye girdi?
Soruşturmayı yürüten savcı ya bu noktayı “siyasi sakıncaları” nedeniyle es geçti, ya da yanıt resmi kayıtlara alınmadı. Her iki ihtimal de soruşturmanın şeffaflığı açısından ciddi bir tartışma yaratıyor.
AKP İçi Çatlağın Yansıması mı?
Can Holding dosyası uzun süredir iktidar içindeki çatışmaların sahnesi olarak görülüyor. Ciner Grubu’na kadar uzanan soruşturmanın “medya ayağı”, aslında AKP içi güç mücadelesinin de bir uzantısı. “Devlet büyüğü” ifadesinin üzerine gidilmemesi ise, bu çatlağın üzerinin örtülmeye çalışıldığı yorumlarına yol açıyor.