Bolat, İİT Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) 41. Toplantısı kapsamında gerçekleştirilen “1. İslam İşbirliği Teşkilatı İş Liderleri Zirvesi”nin açılış töreninde konuşma yaptı.
Bakan Bolat, günümüz dünyasında sürdürülebilir kalkınmanın yalnızca devletlerin yönlendirici iradesiyle değil, aynı zamanda özel sektörün yenilikçi gücü, girişimcilik enerjisi ve üretim kapasitesi ile desteklendiğini vurguladı.
Küresel ekonomi rekabetinin teknoloji, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm gibi alanlarda atılan adımlarla şekillendiğini ifade eden Bolat, bu alandaki ilerlemelerin ülkelerin direnç ve uyum kabiliyetini belirlediğine dikkat çekti.
Türkiye’nin kalkınma stratejisinde özel sektörü merkezi bir unsur olarak konumlandırdığını belirten Bolat, “Bugün özel sektörümüz yılda 270 milyar dolara yaklaşan ihracat yapmaktadır. Bu tablo, kamu politikaları ile girişimcilik ruhu arasındaki güçlü uyumun, ortak bir vizyon ile yön verildiğinde nasıl bir kalkınma ivmesi yaratabileceğini göstermektedir.” şeklinde konuştu.
Bolat, söz konusu zirve çerçevesinde özel sektörün ekonomik büyümenin yanı sıra sosyal kalkınma konusunda da önemli bir aktör olduğunu belirterek, Türkiye’nin kamu-özel işbirliğini stratejik bir güç unsuru olarak gördüğünü ve sürdürülebilir kalkınmayı insan merkezli bir refah anlayışıyla geleceğe taşımak istediğini ifade etti.
Bakan Bolat, İİT ülkelerinin dünya nüfusunun dörtte birini, doğal kaynaklarının ise üçte birini barındırdığını belirterek, Dünya petrol rezervlerinin yüzde 65’i ve kanıtlanmış doğal gaz rezervlerinin yüzde 57’sinin İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi 57 ülke tarafından gerçekleştirildiğine dikkat çekti.
“İİT içi ticareti artıracak en güçlü araç İİT Üye Ülkeleri Arasında Tercihli Ticaret Sistemi, TPS-OIC’dir.” diyen Bolat, İİT ülkeleri arasındaki ihracatın 2023’te 467 milyar dolar seviyesinden 2024’te 491 milyar dolara yükseldiğini vurguladı. Bu büyümenin, üye ülkelerin ekonomik çeşitlendirilmesi, artan yerel üretim ve güçlenen bölgesel işbirliği ile sağlandığına dikkat çekti.
Bakan Bolat, 2016 yılında İstanbul’da düzenlenen “13. İslam Zirvesi”ni hatırlatarak, o zirvede kabul edilen 2016-2025 Eylem Planı’nda İİT içi ticaret oranının yüzde 25’e çıkarılması hedefinin belirlendiğini ifade etti. Mevcut büyüme trendinin devam etmesi halinde, yıl sonunda İİT içi ticaretin iki katına çıkma olasılığına dikkat çekti.
Bolat, TPS-OIC’in Temmuz 2022’de uygulamaya konulduğunu belirterek, daha fazla ülke katılımıyla sistemin kapsamının genişletilebileceği önerisinde bulundu. Türkiye olarak bu süreçte öncülük ettiklerini dile getiren Bolat, iş dünyasının daha kapsamlı ve modern bir tercihli anlaşmadan yarar sağlayacağını umduklarını ifade etti.
İİT Tahkim Merkezi’nin, İİT içi ticaretin gelişmesine önemli katkılarda bulunacağına inandığını belirten Bolat, İstanbul’da ağırladıkları merkez ile tacirler ve yatırımcılar için hızlı ve etkili uyuşmazlık çözüm yöntemleri sunacak potansiyele sahip olduklarını kaydetti.
Bolat, Türkiye’nin İİT ülkeleri ile ticaretini artırmayı hedefleyen bir strateji izlediğini ifade ederek, “İİT ülkelerinin ihracatımızdaki payının 2002’de yüzde 12 iken 2024 itibarıyla yüzde 27’ye yükselmesini hedefliyoruz.” dedi.
Türkiye’nin, İslam dünyasının en önemli ekonomik ve ticari işbirliği platformlarından olan İSEDAK’a ev sahipliği yaptığını belirten Bolat, ortak kalkınma sorunlarına çözümler üretmek için çalışmalara devam ettiklerini ifade etti.
Bolat, uluslararası ticarette oluşan korumacı politikalar ve jeopolitik gerginliklerin, küresel düzeyde yeni riskler oluşturduğunu kaydetti. Ancak bu durumun aynı zamanda yeni fırsatları da beraberinde getirdiğini belirtti.
Türkiye’nin kalkınma vizyonunun yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve kapsayıcı büyüme üzerine kurulu olduğunu dile getiren Bolat, kadın girişimciliği ve genç istihdamı destekleyen mekanizmaların da bu politikanın bir parçası olduğunu ifade etti.
Bolat, devletler arasındaki işbirliğinin yeterli olmadığını ve kalkınma hedeflerine ulaşmak için hükümetler ile iş dünyası arasında sürekli bir diyalog kurulmasının gerekli olduğunu belirtti. Zirvenin bu köprüyü kurmak için en uygun platform olduğunu vurguladı.
Bolat, Türkiye’nin Suriye ve Filistin’in ekonomik direncini güçlendirmeyi hedeflediğini belirtti. “Bizler, ekonomik işbirliğini artırarak halklar arasında kalıcı bir dayanışma oluşturabiliriz.” dedi.
Bakan Bolat, İİT ülkelerinin ortak hedefinin, 2030’a kadar İslam dünyasının küresel ekonomide daha güçlü, yenilikçi ve rekabetçi bir aktör haline gelmesi olduğunu ifade etti. Bu hedefe ulaşmak için finansal entegrasyonun artırılması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin bu vizyonun güçlü destekçisi olduğunu ifade etti.
Bolat, İstanbul’un tarih boyunca Doğu ile Batı arasında bir köprü olduğunu ve bugün burada olmanın bu kadim misyonun modern bir yansıması olduğunu kaydetti.
Toplantıda, İİT özel sektörü arasındaki güçlü diyaloğun, İslam milletlerinin refahına katkıda bulunacağına inancını belirtti. Ayrıca, Suriye Ekonomi ve Sanayi Bakanı ile yapılan görüşmelerde yeni işbirlikleri üzerine fikir alışverişinde bulunduklarını ifade etti.



































































































