Türkiye’den çıkan yılda 40 ton! Tası alan nehirde yakalıyor: ‘Altın çağ henüz başlamadı’

Altının durmaksızın artan değeri, bu değerli madenin yatırımcılar için güvenli bir seçenek haline gelmesini sağladı. Yalnızca bir yatırım aracı olarak değil, aynı zamanda para değerini korumak isteyenler için de altın vazgeçilmez bir seçenek durumunda. Ancak, altının Dolar, Euro ve TL gibi para birimleri karşısındaki sürekli yükselişi, onu hemen ulaşılmaz bir değer haline getiriyor. Artık birçok kişi yalnızca 1 gramlık altınları tercih etmekle kalmıyor, 0,50 ve 0,25 gramlık altın seçeneklerine de yöneliyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde, altın elde etmek için yalnızca kullanılmakta olan para birimlerine güvenilmiyor. Bu noktada birçok insan, altın aramak için nehir kıyılarına yöneliyor. Şimdi altın, uzun çalışma saatlerinin dışında, nehirlerin serin sularında kazılmakta. Bu sırada, ‘Gold Pan’ yani ‘altın tası’ ile nehir yataklarındaki altınları elde etmek için en basit ve ekonomik yöntem kullanılıyor. Bu yöntemle ilgili ilk kayıtlar Romalılara kadar uzanıyor ve 1600’lerde İspanyolların Güney Amerika’yı fethetmesiyle devam ediyor. Ancak günümüzde dikkat çeken bir nokta var: Altın arama işlemleri ucuz olsa da verimliliği düşük. Peki, bu kadar çok kişi neden nehir kenarlarında ellerinde taslarla altın arıyor? Altının değeri daha da yükselecek mi? Eski Altın Borsası Yöneticisi Prof. Dr. Metin Duyar ve Artı Kıymetli Madenler Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Bedir, piyasalardaki yükselişi değerlendirdi.

ASIRLARDIR TERK EDİLMEDİ! ‘PLASTİK PAN DAHA FAZLA VERİM DEMEK’

Genç yaşta hayata veda eden yazar Jack London, eserlerinde Alaska’daki ‘Altın Hücumu’nu sıkça konu alır. O dönemde altın arama yöntemlerini ve kullanılan malzemeleri, London’ın romanlarından öğrenmek mümkündür. Yazar, altın arama serüvenlerine katılsa da bu sürecin tutku dolu olduğunu her zaman belirtmiştir. 1900’lerin başlarına kadar Alaska’da altın arama işlemleri için seramik panlar kullanılıyordu. Bu panlar hem ağır hem de taşınması zordu. Prof. Dr. Metin Duyar, günümüzde altın arama tekniklerinin ve panların büyük bir gelişim gösterdiğini ifade ediyor. Duyar, bunun sebeplerini şu şekilde açıklıyor: “Altın, doğada ağır bir metal olarak diğer minerallerden ayrışır. Ancak günümüzde, kullanılan araçlar ve elde edilen bilgiler büyük bir değişim yaşamıştır. 19’uncu yüzyıldaki altın arama dönemlerinde insanlar dere yataklarında kayıtsız ve plansız kazı yaparken, bugün amatör arayıcılar bile jeolojik haritalar, uydu görüntüleri ve dijital topoğrafya verileri kullanarak hedef tespitinde daha başarılı. Modern Gold Pan’lar, özel eğimli plastiklerden imal edilerek hem kullanım kolaylığı sağlıyor hem de daha yüksek verim elde ediliyor. Günümüz metal dedektörleri, altını diğer metallere göre frekans farkıyla ayırabiliyor. Kısacası, eski yöntemler modern teknolojiyle birleşerek büyük bir evrim geçirdi. Ancak bu araştırmanın temel duygusu, her zaman ‘Bir yerlerde mutlaka var’ inancı olmuştur.”

Kaynak Milliyet