• ALTIN (TL/GR)
    5.433,33
    % 0,83
  • AMERIKAN DOLARI
    42,1601
    % 0,31
  • € EURO
    48,7792
    % 0,57
  • £ POUND
    55,5164
    % 0,41
  • ¥ YUAN
    5,9785
    % 2,35
  • РУБ RUBLE
    0,5242
    % 0,73
  • BITCOIN/$
    102.629
    % -0,34
  • BIST 100
    10.924,53
    % -1,34

Topraksız dikey tarım yöntemleri enerji açısından geleceğe umut vadediyor.

Topraksız dikey tarım yöntemleri enerji açısından geleceğe umut vadediyor.

Yaklaşık 2,5 yıl süren çalışmalar sonucunda geliştirilen 95 farklı prototip ile her bitki için en uygun dikey tarım uygulama cihazlarının kullanıldığı bir sistem, 20 tür bitki yetiştirerek ideal üretim ortamlarına ulaşmayı başardı.

Topraksız dikey tarım uygulamaları, küresel ısınmanın yol açtığı iklim değişiklikleri ve çevresel sorunların etkilerini azaltmak adına kapalı alanlarda gerçekleştirilen kontrollü tarım yöntemleri arasında ön plana çıkıyor.

Bu uygulamalar sayesinde enerji, su, ışık ve sıcaklık gibi çevresel faktörlerin kontrolü sağlanarak sürdürülebilir ve tasarruflu kaynak kullanımı mümkün hale geliyor. Böylece yüksek bitki üretim verimi elde edilmekte.

TENMAK Nükleer Enerji Araştırma Enstitüsü (NÜKEN) Tarım ve Gıda Araştırmaları Grubu Ziraat Yüksek Mühendisi Aydın Ozan Çetintaş, 42 metrekarelik bir alanda 750 adet bitki yetiştirildiğini belirtti.

Sistemin, yaklaşık 50-60 santimlik açıklıklarla kurulduğunu ve bu genel üretim alanında ayarlanabildiğini ifade eden Çetintaş, “Bu tesiste AR-GE kule dizilimi mevcut. Bu sayede yaklaşık 1500 bitkiye kadar çıkabiliyoruz. 40 metrekarelik bir alan düşünüldüğünde oldukça verimli bir yöntem.” dedi.

Dikey tarım, dünya genelinde uzun yıllardır uygulanan ve Türkiye’deki bazı bölgelerde denemeleri yapılan bir sistemdir. İlk kurulum maliyetlerinin yüksek olmasının yanı sıra topraksız üretim uygulamaları, dikey tarım sistemlerinde ana unsurlardan biridir. Bu sistem, köklerin açık bir şekilde bulunmasıyla su ve gübre karışımının doğrudan köke ulaşmasını ve minimum kaynak kullanımını hedeflemektedir.

Çetintaş, enerji ve su tasarrufu sağlanarak yüksek verimliliklere ulaşmanın mümkün olduğunu vurguladı. Dikey tarım uygulamaları ile klasik tarım arasındaki farkı da açıklayan Çetintaş, “Köke doğrudan giden gübre ve su ile bitkilerin hızlı verim alabilmesi sağlanıyor. Yaklaşık 40 metrekarelik bir alanda marul üretimi yapılırken, 350-500 bitki yetiştirebiliyoruz. Geliştirdiğimiz sistemle ise 2 metre yüksekliğindeki kulelerde 750 bitkiye ulaşabildik.” ifadelerini kullandı.

Çetintaş, TENMAK NÜKEN çatısı altında geliştirilen sistem için patent başvurusu yaptıklarını belirtti. Bu patent başvurusunun Türkiye’deki PVC borularla uyumlu bir sistem geliştirmek ve yerli üretimi desteklemek amacı taşıdığını açıkladı.

Dünya genelinde benzer ürünlerin bulunmasına rağmen maliyetler nedeniyle bu ürünler kullanışlı olmayabiliyor. Ancak geliştirilen yerli ürün, çiftçi dostu bir alternatif sunarak bitki başı maliyetini yaklaşık 200-250 lira seviyesine çekiyor ve 1-1,5 yıl içinde geri dönüş sağlıyor. Kapalı ve kontrollü bir ortamda yıl boyunca verim alınabilecek bir sistem oluşturulmuş durumda.

TENMAK NÜKEN’in Tarım ve Gıda Araştırmaları Grup Sorumlusu Dr. Kadriye Yaprak Kantoğlu, TENMAK’ın misyonunun nükleer teknikleri bilimsel disiplinlerde barışçıl bir şekilde uygulamak olduğunu ifade etti.

1980’li yıllardan beri tarım ve gıda alanında uygulamalar gerçekleştiren TENMAK, bitki ıslahı, gıda güvenliği ve bitki koruma gibi konularda nükleer teknikler kullanarak projeler yürütmektedir. Kantoğlu, TENMAK NÜKEN’in uluslararası bir iş birliği merkezi haline geldiğini belirtti ve Türkiye’nin tarımına sağladıkları katkılar üzerinde durdu.

YORUMLAR YAZ