Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan Türkiye’nin 3 yıllık ekonomik yol haritası niteliğindeki, 2026-2028 Orta Vadeli Programı (OVP) Resmî Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girdi, büyüme, enflasyon, ticaret ve mali disiplin gibi hedeflerve öncelikli olarak uygulanması planlanan politikaların yer aldığı program Türkiye’nin 2025–2028 döneminde tek haneli enflasyona dönüş, orta-üst gelir seviyesine çıkış ve mali disiplin hedeflerini ortaya koyuyor. Geçen yıl açıklanan OVP ile bu yıl açıklanan program karşılaştırıldığında daha düşük enflasyonla da aha az büyüyen bir Türkiye projeksiyonu görüyoruz.
OVP’de yer alan Temel Makroekonomik Hedefler ve Revizyonlar
Yıl | Büyüme (%) | Enflasyon (%) | Kişi Başı Gelir (USD) | İşsizlik (%) |
2025 | 3,3 | 28,5 (önceki %17,5) | 18.621 | 8,4 |
2026 | 3,8 | 16 | 19.710 | 8,2 |
2027 | 4,3 | 9 | 21.000+ | %8’in altı |
2028 | 5,0 | 8 | Orta-üst gelir seviyesi | %7’nin altı |
• Milli gelir hedefi: 2028’de 1,9 trilyon dolara ulaşması öngörülüyor.
• İhracat: Mal ve hizmet ihracatının 2028’de 450 milyar doları aşması bekleniyor.
• Turizm: 2025 için 64, 2026 için 68, 2028 için 75 milyar dolar hedefi öngörülüyor.
• Cari açık: Milli gelire oranının 2025’te %1,4, 2026’da %1,3 ve 2027’de %1,2 olması, 2028 itibariyle 1’e inmesi öngörülüyor.
• Bütçe açığının milli gelire oranının ise 2025 yılında yüzde 3,6, 2026’da yüzde 3,5, 2027 yılının dönem yılında yüzde 3’ün altına gerilemesi öngörülmüş.
Programın en dikkat çekici kısımlarından biri büyüme hedefleri oldu. Büyüme rakamlarının aşağı yönlü revize edilmesine 2023-2024 yıllarında uygulanan sıkı para politikasının etkileri neden oluyor. Önümüzdeki 3 Yıllık perspektifte büyümenin aşağı yönlü revize edilmiş olması programda enflasyon hedefinin öncelendiğini dezenflasyonist politikaların devam edeceğini ve kredi büyümesinin beklendiği gibi artmayacağını gösteriyor. Buna rağmen esas enflasyon hedefi olan %5 programda yer almıyor. 2028 yılında büyüme hedefi %5 olurken cari açığın yüzde 1’e inmesiyle ilgili hedef gerçekçi bulunmadı. Cari açığın kontrol altına alınmasına yönelik somut bir strateji bulunmaması da diğer bir eleştiri konusu oldu.
2,5 milyon ek istihdamla işsizliğin %7’nin altına gerilemesi hedefleniyor. Kredi sınırlamalarında herhangi bir gevşeme sinyali yok, emek yoğun sektörlere destek sağlamaktan bahsediliyor fakat nasıl destekleneceğine dair bir açıklama getirilmemiş,
Büyüme oranı düşerken kişi başı milli gelirin dolar bazındaorta ve üst düzeye çıkmasıyla ilgili hedef önümüzdeki dönemde kur üzerindeki baskının devam edileceği şeklinde yorumlandı.
Mehmet Şimşek yaptığı değerlendirmede gelirleri arttırıcı adımlarla cari açığın daraltılmasını hedeflendiklerine değindi. Şimşek’in konuşmasından anlaşıldığı üzere giderlerden tasarruf edilmesi beklenmiyor. Deprem harcamaları azalsa bile devam eden kentsel dönüşüm planları bütçe açığı üzerinde baskı yaratmaya devam edecek. Cari açığın düşmesi öngörülürken dış ticaret açığının yükselmesi ve enerji ithalatındaki düşüş çelişkili bulundu.
Şimşek stopaja getirilen artışı ise vergide adaleti sağlamak olarak yorumladı. Anlaşılan stopaj vergilerindeki artışlar, “vergi adaleti” çerçevesinde kalıcı olacak. Yeni dönemdedolaylı vergilerin ağırlığı gözden geçirilerek doğrudan vergilerin payının artırılması hedefleniyor.
Yönetilen yönlendirilen fiyatlara hedeflenen enflasyon Baz alınarak artış yapılacak. Bu uygulamanın enflasyon üzerinde etkisi önemseniyor.
Planın Güçlü ve Zayıf Yönleri
Güçlü Yanlar:
• Dezenflasyon hedefi ve sıkı para politikası kararlılığı.
• Kayıt dışılıkla mücadele, gayrimenkul piyasasında şeffaflık ve dijitalleşme adımları.
• Toplam faktör verimliliğine (TFV) vurgu ve emek yoğun sektörlere destek niyeti.
Zayıf Yanlar:
• Büyümenin itici gücü net tanımlanmamış.
• Deprem ve sosyal konut harcamalarının bütçe üzerindeki etkisi net değil.
• Dış ticaret ve cari denge hedeflerinde senaryo eksiklikleri.
• Siyasi ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle hedeflerin güvenilirliği sorgulanıyor.