• ALTIN (TL/GR)
    5.089,38
    % -0,71
  • AMERIKAN DOLARI
    41,5965
    % 0,23
  • € EURO
    48,8343
    % 0,44
  • £ POUND
    55,8849
    % 0,24
  • ¥ YUAN
    5,9000
    % 2,24
  • РУБ RUBLE
    0,5083
    % 0,74
  • BITCOIN/$
    114.610
    % 0,88
  • BIST 100
    10.973,33
    % -0,68

50 milyar dolarlık pay ‘Türkiye’yi yükseltebilir

50 milyar dolarlık pay ‘Türkiye’yi yükseltebilir

İsmail Şahin / İSTANBUL – Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD), Global GastroEkonomi Zirvesi’ni bu yıl beşinci kez düzenliyor. 8 Ekim tarihinde İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde ‘Kesişme Noktası’ temasıyla gerçekleştirilecek zirvede, gastronominin ekonomik, toplumsal ve kültürel boyutları ele alınacak. TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer, zirve öncesinde Milliyet’in sorularını yanıtladı:

■ TURYİD olarak gastroekonomi kavramını nasıl tanımlıyorsunuz?

Gastroekonomi, bizim için yalnızca sofralarda sunulan lezzetlerin ekonomik değerlerinden ibaret değil. Bu kavramı, üretimden ihracata, turizmden kültürel diplomasiye kadar geniş bir değer zincirine yayılarak tanımlıyoruz.

■ Yeme-içme sektörü ekonomide nasıl bir rol oynuyor?

Yeme-içme sektörünün 2025 yılı itibarıyla 1 trilyon TL büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Yaklaşık 2 milyon insan bu sektörde doğrudan istihdam ediliyor. TURYİD üyeleri, 150 bin çalışanıyla yılda 200 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlıyor. Bu nedenle yeme-içme sektörü, ekonominin kalbinde stratejik bir rol oynuyor.

■ Gastronominin turizme katkısını rakamlarla nasıl özetlersiniz?

Dünya genelinde gastronomi turizmi 1.1 trilyon dolarlık bir hacme ulaştı. Yiyecek ve içecek hizmetleri toplamda 3 trilyon doları aşan bir büyüklüğe sahip. Türkiye, bu dev ekonominin güçlü katılımcılarından biri olma yolunda ilerliyor. Doğru politikalarla gastronomiyi kalkınma modeli olarak ele alırsak, turizm gelirlerimizde dikkat çekici bir artış sağlayabiliriz. Gastronomi, toplam turizm gelirleri içinde yaklaşık yüzde 18-20’lik bir paya sahip ve bu da yaklaşık 10 milyar dolarlık bir gelire denk geliyor.

■ Bu yılki tema ‘Kesişme Noktası’. Gastroekonomide neler kesişiyor?

Konuya ‘kesişen her şey’ ile başlamak gerekir, çünkü gastronomi sınır tanımayan bir terim. Bu yılki zirvede iklim krizi ile tarım arasındaki ilişkinin sofralara yansımasını tartışacağız; çünkü gastronomi turizminde başarılı olmak için iyi mahsul şarttır. Coğrafi işaretli ürünlerin mutfak değerinin yanı sıra, kültürel ve bölgesel kalkınmadaki rolü de masaya yatırılacak.

■ Michelin rehberinin Türkiye’de devreye girmesi sektöre nasıl yansıdı?

Michelin Rehberi kalite standartlarını yükseltti. Tanınma ve ödüllendirme süreçleri, şefleri ve yatırımcıları rekabet ortamına yönlendirdi. Artık yalnızca mutfaklarımız değil, hikayelerimiz de uluslararası arenada kendine yer buluyor.

■ Sürdürülebilirlik ve yerel üretim gastroekonominin geleceğinde nasıl bir rol oynayacak?

İyi tarım olmadan, iyi gastronomi mümkün değildir. Bu sebeple, tüketirken aynı zamanda onarmalıyız. Onarıcı tarım ve mutfak uygulamaları, tüm paydaşların birlikte çalışmasıyla hayata geçirilebilir.

■ Türkiye gastronomisi 10 yıl içinde dünyada hangi noktada olabilir?

On yıl içerisinde 100 milyon turist hedefine ulaşmak mümkündür. Önemli olan, turizmde ürün çeşitliliğini zenginleştirirken kültürel turizm ile gastronomiyi birleştirmektir. Bu yaklaşım, turist başına gelir hedefinin yükseltilmesini sağlayabilir. Kültürel değerlerle desteklenen gastronomi fırsatları, yeni pazarlar ve yüksek gelirler elde edilmesine olanak tanır.

Bizim mutfağımızda tarih ve doğa iç içe

■ Türk mutfağının en güçlü ama en az bilinen yönü nedir?

Türk mutfağı, yalnızca yemek tariflerinden ibaret değil; tarih, kültür ve doğanın bir araya geldiği bir zenginlik taşıyor. Bu bağlamda, biyokültürel zenginliğimiz güçlü ama az bilinen bir yönümüz. Karadeniz’in balıkları, Ege’nin otları ve Anadolu’nun zenginlikleri, mutfak kültürümüzü zenginleştiriyor. Ancak, bu potansiyeli yeterince tanıtamadığımız bir gerçek.

Kolektif bir strateji gerekli

■ Gurme turizminin potansiyelini tam anlamıyla kullanabiliyor muyuz?

Potansiyelimiz oldukça yüksektir. Fakat Avrupa’daki yaşlanan turist profili, güvenlik endişeleri ve bölgesel belirsizlikler bu alanda etkili oluyor. Fiyat algısını yönetmek ve kamu-özel sektör ile yerel medyanın ortak bir strateji geliştirmesi çok önemlidir.

YORUMLAR YAZ