• ALTIN (TL/GR)
    5.505,05
    % 1,87
  • AMERIKAN DOLARI
    41,8127
    % 0,23
  • € EURO
    48,3522
    % 0,43
  • £ POUND
    55,7196
    % 0,24
  • ¥ YUAN
    5,9217
    % 2,26
  • РУБ RUBLE
    0,5248
    % 2,02
  • BITCOIN/$
    116.849
    % 3,06
  • BIST 100
    10.563,90
    % -1,46

Evdeki iş yükü kızların omuzlarında

Evdeki iş yükü kızların omuzlarında

Her yıl 11 Ekim, kız çocuklarının haklarına dikkat çekmek, onların güçlenmesini desteklemek ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmak için Dünya Kız Çocukları Günü olarak kutlanmaktadır. Bu önemli gün vesilesiyle, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen ve TÜBİTAK 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı tarafından desteklenen “Krizler Çağında Çocuk Olmak” araştırmasının Türkiye’deki kız çocuklarının koşullarına dair bulgularını paylaştı.

Evde Eşitsizlik

Türkiye genelinde 11-18 yaş arasındaki çocuklar ve ebeveynleri ile yapılan 1513 hanelik temsili bir örneklem ile gerçekleştirilen nicel araştırma ve Şanlıurfa ile İstanbul illerindeki niteliksel araştırmanın sonuçları, kız çocuklarının eğitim, ev içi iş yükü, güvenlik ve dijital deneyim gibi alanlarda ciddi eşitsizliklerle karşılaştığını ortaya koyuyor. Kız çocuklarının %89’u kendi yataklarını toplarken, %79’u sofrayı kurup kaldırıyor. Yarısı ev temizliği yaparken, %63’ü de kahvaltı hazırladığını belirtiyor. Her iki kız çocuğundan biri bulaşık yıkarken, dörtte biri yemek yapma sorumluluğuna sahip. Ayrıca, kız çocuklarının %45’i kardeşlerine bakmak durumunda kalıyor. Bu oran erkek çocuklar arasında daha düşük seyrediyor.

Ev içi iş yükü kızların omuzunda

Okuldan Uzaklaşıyorlar

Araştırmanın koordinatörü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklerin, dezavantajlı sosyoekonomik koşullarla birleştiğinde, kız çocuklarının daha kırılgan hale geldiğini vurguladı. Kız çocuklarının eğitime erişimi ve devamlılığındaki eşitsizliklerin belirgin bir etkiye sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Uyan Semerci, “Araştırmamızda kız çocuklarının eğitimde devamlılığını etkileyen bölgesel ve sosyoekonomik eşitsizliklerin önemli olduğunu gördük. Örneğin, Şanlıurfa’da kız çocuklarının okula devam oranı erkeklerden daha düşük. Ortaöğretimde bu oran kızlarda %63, erkeklerde ise %78 olarak saptandı. Okula kayıtlı olmayan çocuklar, genelde 15-18 yaş aralığında ve en düşük sosyoekonomik statüye sahip ailelerden gelenler arasında yoğunlaşıyor. Bu durum, kız çocukları için okuldan uzaklaşma riskinin arttığını gösteriyor” dedi.

Ekonomik sorunların, ailelerin temel ihtiyaçları karşılama noktasındaki zorlukların okul terkinin en önemli nedenlerinden biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Uyan Semerci, “Ailelerde kaynaklar sınırlı olduğunda, kız çocuklarının okula devamı göz ardı edilebiliyor. Aynı zamanda, yoksulluk ve ataerkil gelenekler, kız çocukları için genç yaşta evlilik riskini artırıyor” ifadelerini kullandı.

Erken Yaşta Sorumluluk

Kız çocuklarının toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle ev işlerinden ve bakım sorumluluklarından orantısız bir şekilde etkilendiğini belirten Prof. Dr. Uyan Semerci, “Araştırma sonuçları, kız çocuklarının geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle, erkek çocuklarına kıyasla çok daha fazla sorumluluk üstlendiğini gösteriyor. Bu yük, güncel iş yüküyle sınırlı kalmayıp, yoğun kardeş bakımı gibi ‘görünmez emek’ alanlarını da içeriyor. Böylece, kız çocukları çocukluktan erken yetişkinliğe zorla geçiş yapmak zorunda kalıyor. Bu durum, onların akademik başarıları ve genel yaşam deneyimleri üzerinde derin etkiler yaratıyor. Ev içindeki işler, okula devam eden kız çocukları için çifte mesai anlamına gelmekte, bu da sosyal, duygusal ve akademik gelişimleri üzerinde ciddi bir baskı yaratmakta. Gelecek hayallerine dair olumsuz etkilerde bulunuyor” dedi.

Neler Yapılmalı?

Kız çocuklarının koşullarını iyileştirmeye yönelik önerilerde bulunan Prof. Dr. Uyan Semerci, “Özellikle düşük sosyoekonomik statü grubundaki kız çocuklarının okula devamını sağlamak için finansal destek, burs ve nakit transfer programları uygulanmalı. Erken yaşta zorla evlendirme veya ev içi iş yükü nedeniyle eğitimlerini bırakma riski taşıyan öğrencilerin yeniden sürece dahil edilmesi için rehberlik desteği verilerek bu destek, mentorluk ve sosyal hizmetlerle güçlendirilmelidir. Ev içi iş yükünün paylaşımı sağlanmalı ve annelerin üzerindeki bakım yükü azaltılmalıdır. Kaliteli kreş ve çocuk bakım merkezlerinin yaygınlaştırılması teşvik edilmelidir. Ayrıca, kız çocukları üzerindeki kısıtlamaların azaltılması amacıyla ebeveynlere yönelik eğitimler ve farkındalık kampanyaları düzenlenmelidir” dedi.

Kız Çocukları Daha Kaygılı

Araştırma bulgularına göre, kız çocuklarının erkek çocuklara kıyasla daha fazla kaygı taşıdığı kaydedildi. Ayrıca, akademik başarısızlık kaygısının kız çocukları arasında daha yaygın olduğu belirtilirken, kendi bedenlerinden memnun olmama oranının da kız çocuklarında erkek çocuklarına göre daha yüksek olduğu ifade edildi.

YORUMLAR YAZ