Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin son dönemlerde yaşanan jeopolitik gerilimlere karşı kendi özgün yolunu geliştirdiğini ve bunu ‘Türk yolu’ olarak tanımladığını belirtti. Bayraktar, “Hiçbir enerji kaynağını dışlamıyoruz” ifadelerini kullanarak Türkiye’nin enerji kaynaklarını çeşitlendirme çabalarını vurguladı. Doğal gaza alternatif oluşturulmasını sağlayan LNG anlaşmaları ve modüler nükleer reaktörlerle hızlı bir şekilde nükleer enerjiye ulaşma hedeflerini gösterdi. Ayrıca, son zamanlarda gündeme gelen nadir toprak elementleri (NTE) Türkiye’nin önemli kaynakları arasında yer almaktadır.
Bayraktar, Rusya Enerji Haftası kapsamında Moskova’ya gerçekleştirdiği ziyarette, “Küresel Enerji Piyasaları” forumunda yaptığı konuşmada, güvenilir enerjiyi uygun maliyetle sağlamanın zorlaştığına dikkat çekti.
Bayraktar, Türkiye’nin mevcut jeopolitik durumunu değerlendirerek, “Ben buna ‘Türk yolu’ diyorum. Amacımız enerji talebimizi karşılamak, ithalat bağımlılığımızı azaltmak ve yüzyılın ortalarına doğru karbon nötr bir ülke haline gelmektir. Enerji politikamız bu hedeflere göre şekilleniyor. Kapsayıcı ve uyumlu bir yaklaşım benimsiyoruz. Her enerji kaynağına açık olmalıyız” dedi.
Türkiye’nin elektrik talebinin önümüzdeki 30 yılda üç katına çıkacağını tahmin ettiklerini belirten Bayraktar, yıllık 8 ila 9 gigavat yenilenebilir enerji kapasitesinin devreye girdiğini ve Akkuyu’da dört nükleer reaktör inşa edildiğini hatırlattı. Bu yeterli olmayacak, aynı zamanda 12 büyük ölçekli konvansiyonel reaktör ve yaklaşık 5 gigavatlık küçük modüler reaktör (SMR) inşasının gerekliliğine de değindi.
Bayraktar, Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom tarafından nükleer alandaki uluslararası işbirliği nişanını aldığını ifade ederek, Rosatom Genel Müdürü ile Akkuyu NGS’nin güncel durumunu görüştüğünü aktardı.
Doğal gaz ve petrol üzerinde gerçekleştirilen çalışmalara da değinen Bayraktar, Türkiye’nin doğal gaz ihracatçısı konumuna geldiğini söyledi. “2028’e kadar Karadeniz’den 16 milyar metreküp gaz üretmeyi planlıyoruz. Uzun dönemli birçok uluslararası petrol ve gaz şirketiyle işbirliği yapıyoruz. Pakistan’dan Libya’ya, Somali’den Irak’a ve Hazar Denizi’ne kadar birçok bölgede faaliyet gösteriyoruz. LNG projelerimiz de oldukça güçlü” dedi. Bayraktar, LNG’nin enerji karışımına dahil edilmesiyle piyasalarda daha rekabetçi fiyatların oluşacağını belirtti.
Türkiye’nin Avrupa enerji güvenliğindeki kritik rolünü vurgulayan Bayraktar, özellikle Hazar Denizi’nden Avrupa’ya kadar gaz taşıyan Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) projesi ve TürkAkım anlaşmasının önemine dikkat çekti.
Nükleer enerji alanında, Türkiye’nin çok boyutlu kaynak politikası yürüttüğünü ifade eden Bayraktar, ABD ile imzalanan nükleer enerji işbirliği anlaşmasıyla birlikte, küçük modüler nükleer reaktörlerin (SMR) yapımını gündeme getirdiklerini açıkladı. Akkuyu’da Rusya tarafından inşa edilen ilk nükleer santralin faaliyete geçmesine yönelik süreç devam ediyor. Sinop ve Trakya’da yapılması planlanan ikinci ve üçüncü nükleer santraller için de çalışmalar sürüyor.
Son zamanlarda küresel ticaret savaşlarıyla tekrar gündeme gelen NTE’ler, Türkiye’nin stratejik kaynakları arasında yer alıyor. Eskişehir Beylikova’daki NTE tesisi, dünya üzerindeki en büyük rezervlerden birine sahiptir. Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı’ndan petrol akışı, 2.5 yıl aradan sonra yeniden başlamıştır.
BOTAŞ, uluslararası enerji şirketi Mercuria ile 20 yıl boyunca toplam 70 milyar metreküplük LNG tedariki konusunda anlaşma sağladı. Anlaşma, 2026-2045 yıllarını kapsıyor. Ayrıca, BOTAŞ ile Woodside arasında uzun vadeli LNG ön anlaşması imzalandı ve 2030 yılından itibaren 9 yıl süreyle yaklaşık 5.8 milyar metreküplük LNG tedarik edilecektir.