Nadir toprak elementleri (NTE), son dönemlerdeki küresel ticaret savaşları ile birlikte yeniden dikkat çekiyor. Türkiye, bu bağlamda önemli bir kaynak olarak öne çıkarken, ABD ve Çin arasındaki teknolojik ve ekonomik çekişme NTE üzerinden yoğunlaşmakta. Bu pazarın ortasında Türkiye, kritik bir konumda yer alıyor.
Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Başkanı Mehmet Yılmaz, Eskişehir Beylikova’da ortaya çıkan NTE kaynağının ülke için yeni bir dönemin başlangıcını simgelediğini belirtti. Yılmaz, “Beylikova sahasının, dünya çapında bir üretim merkezi haline gelmemesi için hiçbir sebep yok.” dedi.
Dünyada İkinci Büyük Rezerv
Beylikova’daki sahanın, Çin’deki Bayan Obo alanından sonra dünyanın en büyük ikinci NTE rezervine sahip olduğu ifade ediliyor. Sahada, teknoloji üretiminde büyük öneme sahip 10 farklı nadir toprak elementinin bulunduğu tespit edildi. Bu değerli madenlerin, yalnızca çıkarılması değil, Türkiye’de kurulacak tesislerde işlenerek katma değeri yüksek ürünlere dönüştürüleceği belirtiliyor. Hedef, Türkiye’yi nadir toprak elementleri üretiminde dünyanın ilk beş ülkesi arasına sokmak.
Kullanım Alanları
Nadir toprak elementleri, Türkiye’nin madencilik tarihinde stratejik bir keşif olarak değerlendiriliyor. Bu elementler, yenilenebilir enerji teknolojilerinden akıllı füzelere, uydu iletişiminden yakıt hücrelerine, elektrikli araçlardan enerji depolama sistemlerine kadar birçok alanda kullanılıyor. NTE’lerin işlenmesi ve ihracatı, Türkiye ekonomisine milyarlarca dolarlık katkı sağlayabilir.
Stratejik Bağımsızlık Adımı
TMD Başkanı Yılmaz, Türkiye’nin sahip olduğu nadir toprak elementleri potansiyelinin ülkenin ekonomik ve teknolojik gücü açısından kritik olduğunu vurguladı. Beylikova’da 700 milyon tonluk bir NTE cevheri varlığı tespit edildi. Yılmaz, öncelikli aşamanın, ulusal standartlara uygun raporlamaların yapılması ve fizibilite sürecinin tamamlanması olduğunu kaydetti. Bu işlemler tamamlandığında, Beylikova’nın dünya genelinde bir üretim merkezi haline gelmesi kaçınılmaz görünüyor.
Türkiye’nin cevher üretiminde ciddi bilgi birikimi ve teknik yeteneği bulunuyor. Ancak esas farkı yaratacak olan, bu cevherlerden NTE kimyasalları ve metallerini üretebilmek. Bunun için teknoloji transferine, uluslararası iş birliklerine ve güçlü bir Ar-Ge altyapısına ihtiyaç duyulmakta. Yerli mühendislik kabiliyeti, bu süreçte kilit rol oynayacak. Şu anda faaliyet gösteren pilot üretim tesisi, bu sürecin başlangıç aşamasına odaklanıyor. Nihai hedef, cevheri ileri işlem basamaklarından geçirerek yüksek katma değerli ürünlere dönüştürmek olmalı. Bu süreç, Türkiye için stratejik bir bağımsızlık adımı niteliğinde olacak.”
Öncelikle Envanter Çıkarmalıyız
NTE’lerin yanı sıra, kritik madenlerde dünya genelinde yoğun bir rekabet yaşandığına dikkat çeken enerji politikaları uzmanı Necdet Pamir, “Çin, ABD ve AB’de kritik önemde görülen başlıca materyaller arasında alüminyum, boksit, antimon, kobalt, lityum, nikel ve tungsten gibi elementler yer alıyor.” şeklinde konuştu. Ayrıca, kritik materyaller üzerine enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı öncülüğünde bir ortaklık oluşturulmasının faydalı olacağını belirtti.
Pamir, NTE konusunda öncelikle envanter çıkarılması gerektiğini dile getirerek, “Türkiye’nin mevcut kaynaklarını belirledikten sonra, bu değerleri doğru şekilde kullanmalıyız. Tek bir ülkeye bağımlı kalmamalıyız. Rafine ürünün katma değeri çok daha fazladır; kesinlikle ham madde olarak satılmamalıdır.” şeklinde önerilerde bulundu.
kaynak milliyet