Geçtiğimiz günlerde açıklanan enflasyon verileri sonrası Türkiye ekonomisindeki güncel durumu değerlendiren İmamoğlu, ekim ayındaki yıllık enflasyon oranının yüzde 32,87 ile beklentilerin altında kaldığını ifade etti.
İmamoğlu, Türkiye’de yıl sonu enflasyonunu yüzde 31,2 seviyesinde öngördüklerini belirterek, yıl boyunca yaşanan dalgalanmalar, küresel piyasalardaki gümrük politikaları, altın fiyatlarındaki artış ve özellikle iklim koşullarının gıda fiyatları üzerinde yarattığı etki dolayısıyla bu tahminlerin gözden geçirildiğini açıkladı.
Bahar aylarındaki don olayı ve yaz boyunca süren kuraklığın gıda enflasyonunu öngörülerinin oldukça üzerinde etkilediğini vurgulayan İmamoğlu, “Gıda enflasyonundaki beklenmedik artışı hesaba katmazsak, yıl sonu enflasyonu yüzde 30’un altında olurdu. Bu nedenle tam olarak yanlış yapıldığı söylenemez. Ancak siyasi, küresel ve iklim kaynaklı etkenler bir araya geldi ve dezenflasyon beklenenden daha yavaş ilerliyor. Yine de dezenflasyonun yaşandığı gerçeği var, fakat bunun hissedilmesi zorlaşabilir.” dedi.
İmamoğlu, bu yılın Türkiye açısından dezenflasyon açısından kritik bir dönem olduğunu, bu durumun gelecek yılki enflasyon beklentilerini de etkilediğini dile getirdi.
Uzun dönemde işe yarayan ancak kısa vadede maliyetli olan dezenflasyon politikalarının vatandaşlar açısından önemli avantajlar sağladığını belirten İmamoğlu, “Ekonomi yönetimi, yumuşak bir iniş hedefliyor ve Haziran 2023’ten bu yana ekonomiyi hızla resesyona sürükleyecek bir adım atmadı. Yumuşak iniş ile birlikte enflasyonun da biraz daha gecikmeli bir patika izlediğini görmekteyiz.” şeklinde konuştu.
Tahminlerde yukarı yönlü revizyon ihtimali üzerine de değerlendirmelerde bulunan İmamoğlu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 7 Kasım’da açıklayacağı 4. Enflasyon Raporuna ilişkin beklentilerinin olduğunu ifade etti.
Merkez Bankası’nın bu yıl ve 2026 sonu için belirlediği enflasyon hedeflerinin sırasıyla yüzde 24 ve 16 olduğunu hatırlatan İmamoğlu, 2025 sonu enflasyon tahmin aralığının mevcut yüzde 25-29 bandının yüzde 28-32 arasına çıkabileceğini düşündüğünü söyledi. Ayrıca, 2026 yılı sonu için hedefin de yüzde 13-19 aralığının yüzde 16-22’ye yükseltilebileceğini öngördü. Merkez Bankası’nın sıkı duruşunun devam edeceğini ve makro ihtiyati çerçevede yeni planlamaların gündeme gelebileceğini aktardı.
Kasım enflasyon verilerinin ardından tabloyun daha netleşeceğini sözlerine ekleyen İmamoğlu, Nomura’nın Türkiye’de 2026 yılı sonu için enflasyon tahmininin yüzde 21-22 ve politika faizinin yüzde 28 olduğunu dile getirdi.
Dolar/TL tahminlerini bu yıl sonu için 43-43,5, 2025 sonu için ise 51 olarak belirten İmamoğlu, Türk lirasında reel değerlenmenin kısıtlı bir şekilde devam etmesini beklediklerini belirtti.
Gelecek yıl daha düşük enflasyon hedefine ulaşmanın çok olası olduğunu ancak tam olarak belirlenen hedeflerin tutmayabileceğini vurgulayan İmamoğlu, “Bu durum tüm dünyada geçerli. Hedef ulaşılmasa bile hedefe yaklaşmak önemli. Şu anki politika yönlendirmeleri bizi daha düşük enflasyona taşıyacak. Son iki yıldır bu yönlü bir gelişim görmekteyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Yabancı yatırımcıların yaklaşımına da değinen İmamoğlu, yabancıların genellikle “carry trade” işlemlerini tercih ettiğini ifade ederek, Türk lirası cinsinden uzun vadeli borçlanma araçlarına olan ilgiyi takip ettiklerini aktardı. Yabancı yatırımcıların enflasyonun hızlı düşeceği dönemlerde tahvil satın alabileceklerini belirten İmamoğlu, “Carry trade yapanlar, enflasyonun hızlı bir şekilde düşmesi durumunda uzun vadeli tahvillerde pozisyon alacaklardır.” dedi.



































































































