Temmuz ayında finansal kesim dışındaki firmaların net döviz açığı, önemli bir artış göstererek 121 milyar 409 milyon dolara ulaştı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan verilere göre, firmaların döviz varlıkları sadece 23 milyon dolar artarken, döviz yükümlülüklerinde 8 milyar 41 milyon dolarlık dikkat çekici bir yükseliş yaşandı. Bu durum, net döviz pozisyon açığının da 8 milyar 18 milyon dolar büyümesine neden oldu.
Döviz varlıklarının dağılımına baktığımızda, özellikle yurt içi bankalardaki mevduatlarda bir azalma yaşandığını görüyoruz. Mevduatlar 1 milyar 410 milyon dolar gerilerken, ihracat alacakları 945 milyon dolar, yurt dışına doğrudan yatırımlar 441 milyon dolar, menkul kıymetler ise 47 milyon dolar arttı. Bu değişimler, firmaların döviz varlıklarını çeşitlendirme yoluna gittiklerini ancak mevduatlardaki düşüşün ciddi bir kırılganlık yaratabileceğini gösteriyor.
Yükümlülük tarafında ise, özellikle yurt içi ve yurt dışından sağlanan nakdi kredilerde belirgin bir artış yaşandı. Yurt içinden sağlanan nakdi krediler 4 milyar 310 milyon dolar artarken, yurt dışından alınan krediler 2 milyar 682 milyon dolar yükseldi. Ayrıca, ithalat borçları da 1 milyar 49 milyon dolarlık bir artış gösterdi. Bu veriler, reel sektörün borçlanma eğiliminin devam ettiğini ve döviz cinsinden yükümlülüklerin hızla yükseldiğini ortaya koyuyor.
Vade yapısına baktığımızda, kısa vadeli yükümlülüklerin 2 milyar 369 milyon dolar, uzun vadeli yükümlülüklerin ise 1 milyar 941 milyon dolar arttığını görmekteyiz. Bu artışlar, özellikle kısa vadeli kredilerin hızlı yükselmesiyle reel sektörün borçluluk yapısında bir dengesizlik yarattığını ve olası döviz kuru dalgalanmalarına karşı savunmasızlık riskini artırdığını ortaya koyuyor.
Kısa vadeli varlıklar 137 milyar 894 milyon dolar seviyesinde gerçekleşirken, kısa vadeli yükümlülükler 103 milyar 622 milyon dolara ulaştı. Bu dönemde kısa vadeli net döviz pozisyon fazlası 34 milyar 273 milyon dolar oldu. Ancak Haziran 2024 dönemine göre bu pozisyon fazlasında 5 milyar 250 milyon dolarlık bir düşüş yaşandı, bu da kısa vadeli risklerin arttığını gösteriyor.
Detaylı Analiz:
Reel sektörün döviz açığındaki bu artış, bir yandan dış borçlanmanın ve ithalat kaynaklı yükümlülüklerin artmasına, diğer yandan da yurt içi bankalardaki döviz mevduatlarındaki düşüşe işaret ediyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde döviz yükümlülükleri, özellikle ithalata dayalı üretim yapısında önemli bir kırılganlık unsuru olabilir. Reel sektör firmalarının yurt içi bankalardaki döviz mevduatlarının azalması, bu firmaların likidite sorunlarıyla karşı karşıya kalma riskini artırıyor. Ayrıca, döviz pozisyon açığının büyümesi, kur artışlarına karşı firmaların daha da savunmasız hale geldiğini gösteriyor.
Kısa vadeli döviz pozisyon fazlasının azalması ise dikkat çeken bir diğer unsur. Döviz kurlarında yaşanabilecek sert dalgalanmalar, bu fazlayı hızla eritebilir ve özellikle kısa vadeli borçların çevrilmesinde zorluklar yaratabilir. Bu nedenle, firmaların risk yönetimi stratejilerini güçlendirmeleri ve kur dalgalanmalarına karşı koruma mekanizmalarını devreye sokmaları kritik bir önem taşıyor.
Yorumlar kapalı.