2011’de Suriye’de başlayan iç savaşın ardından milyonlarca Suriyeli Türkiye’ye sığındı. O günlerde “ensar-muhacir” kardeşliğiyle kapılarımızı açtığımız bu insanlar, bugün sokaklarda, kahvelerde, hatta sosyal medyada en hararetli tartışma konusu. Kimileri, “Gitsinler, ülke rahatlasın” diyor, kimileri de “Giderlerse ekonomi çöker” endişesi taşıyor. Peki, gerçekten Suriyeliler giderse ne olur?
Kendi kendime düşündüm; bu sorunun cevabı bir çırpıda verilecek kadar basit değil. Ekonomi bir yandan rakamlarla konuşur, bir yandan hayatımıza dokunur. Gelin, bu meseleyi biraz daha yakından inceleyelim.
İş Gücü ve Üretim Dengesi
Özellikle tarım, inşaat ve tekstil gibi sektörlerde Suriyeliler ucuz iş gücü kaynağı oldular. Patronlar, uygun maliyetlerle işleri döndürmenin rahatlığını yaşarken, yerli işçiler için rekabet arttı. Eğer Suriyeliler giderse, bu sektörlerde işler yavaşlayabilir, üretim maliyetleri yükselebilir. Bunun sonucu olarak da fiyatlar artabilir. Düşünsenize, tarım işçiliğinde bir açık oluşursa domatesin kilosu daha da pahalıya gelebilir.
Ama madalyonun diğer yüzü de var. Suriyeliler gitse, yerli işçilerin iş bulma şansı artabilir mi? Bu ihtimal de azımsanamaz. Tabii burada önemli olan, iş gücü açığının dengeli bir şekilde doldurulup doldurulamayacağı.
Tüketim Ekonomisi ve Kira Fiyatları
Suriyeliler yalnızca çalışmadı; bu ülkenin ekonomisine tüketim yoluyla da katkı sundular. Mahalle bakkalından büyük market zincirlerine kadar her yerde onların alışverişleri hissediliyor. Ancak onların gidişiyle tüketimde bir düşüş yaşanabilir. Örneğin, küçük esnaf için işlerin azalması ihtimali çok gerçek.
Öte yandan, özellikle büyük şehirlerde kira fiyatlarının Suriyeliler nedeniyle ciddi şekilde arttığını hepimiz biliyoruz. Eğer geri dönerlerse, kiraların düşmesi olası. Bu durum, dar gelirli vatandaşlar için bir nefes olabilir. Hatta belki ev fiyatlarında bile bir dengeleme görebiliriz. Ama şu da var: Ev sahiplerinin bu düşüşten memnun olmayacağı kesin!
Asıl Mesele: Ekonomiden Öte İnsanlık
Bir de meseleye sadece ekonomik gözlükle bakmamak gerekiyor. Suriyelilerin buradaki yaşamları, hikâyeleri ve travmaları var. Elbette dönüşleri, insani değerler çerçevesinde, onurlu bir şekilde planlanmalı. Bugün “gitsinler” diyenlerin de, bu sürecin iyi yönetilmesi gerektiğini unutmaması lazım. Çünkü mesele sadece ekonomi değil; toplum huzuru, adalet ve insanlık meselesi.
Hani derler ya, “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” Bugün bize muhtaç olanlar, yarın başka bir şekilde bizim için kıymetli olabilir. Bu yüzden meseleye sadece bugünden değil, yarından da bakabilmeliyiz.
Sözün Özü
Suriyelilerin dönüşü doğru yönetilirse, hem ekonomi rahatlayabilir hem de toplumsal dengeler sağlanabilir. Ancak aceleye getirilen bir süreç, beklenmedik krizlere de yol açabilir.
Unutmayalım, göç insanlığın kadim hikâyesidir. Belki bu tartışmada hepimize düşen, meseleye biraz daha vicdanla yaklaşmaktır.
Sağlıcakla kalın.
Yorumlar kapalı.