Gelecek Nesillere Türküler

    Yaptığınız işte iyiyseniz size mutlaka iyi ya da kötü bir sıfat takılır. Bu hocam olabilir üstat olur usta olur.  Uzun lafın kısası işinizi iyi yaptığınız için bir yerden sonra sanat yapmış olursunuz. Bu girizgâhla beraber konumuzun sanat olduğunu da belirttiğimize göre sorumuz hangi dalı.

       Hepimizin mutlaka trafikte evinde yemek yaparken kimi zaman düşünürken genellikle de banyo yaparken daha cesur bir şekilde söylediği şarkılar TÜRKÜLER.

    Bizde diğer ülkelere göre durum biraz farklıdır. Enstrüman kullanılmadan ağıtlar yakılır mesela. Yıllar geçtikçe söyleyenin unutulduğu olur. Ama kendisi unutulmaz ve birileri peşine takılıp onu saklandığı yerden mutlaka çıkartır. En güncel örneği olarak Anadolu’nun Kayıp Şarkıları ve Ayşenur KOLİVAR’ın  ‘Bahar’ albümü  verebilir. Bunun illa ağıt olacak diye bir kuralı da yoktur. Bazen bir saz ezgisi de olabilir. Üstüne bir söz ya da cümle kurmanıza gerek kalmaz duygularınıza tercüman olur. Bazen de ikisi birden.

       Her zaman bir derdi anlattıkları için toplumumuzun hafızasıdır türküler. Biraz yakından bakacak olursak çok iyi bilinen ‘Zeytinyağlı Yiyemem Aman‘ ya da ‘Hey On beşli On beşli’ gibi türkülerimiz çoktur. Bunların yazılış sebeplerini bilmiyorsanız kendinizi göbek atarken bulabilirsiniz. Aman dikkat edin yanınızda yörenizde Neşet Ertaş gibi biri varsa sizi kibar bir dille uyarabilir ki televizyonda canlı yayında köye su gelmediği için yazdığı türküyü söylerken göbek atmak için ayağa kalkanları uyarmışlığı vardır. Anlayacağınız türküleri kimden nasıl dinlediğimizde bir hayli önemlidir.  

    Sorulmamış bir soru ile devam edelim. Bundan 20 yıl öncede Neşet ERTAŞ Muherrem ERTAŞ dinliyorduk. Muhtemelen bundan 20 yıl sonrada dinleyeceğiz orası kesin. Peki, yeni taze bir şeyler gelmeyecek mi? Başımızda bunca dert olay varken bunları gelecek nesillere anlatacak yazacak söyleyecek birileri çıkar mı? Bunu biraz açmakta fayda var.(bildiğim bir tane  var yazının sonunda keşke daha çok olsa)

     Birincisi cesur olmanız lazım.  Mutlaka ya duymuş ya da okumuşsunuzdur yeni albüm çıkartmış birisinden tarzımızı bozmadık çizgimizi bozmadık şeklinde açıklamalar. Bu açıklamaların  özü şudur: Piyasadaki payımızı kaybetmek istemiyoruz o yüzden yeni bir şeyler denemeye cesaret edemedik demiyoruz da yerine çizgimizi bozmadık diyoruz.

   İkincisi usta çırak ilişkisidir ki günümüzde sanat üretenler arasında bu ilişki neredeyse yok denecek kadar azdır. Günümüze gelen bir örneği var. Erkan Oğur Sinan Kaynakçı ilişkisini usta çırak olarak tanımlayabiliriz. Bilmeyenler için Sinan Kaynakçı Pinhâni grubunun söz yazarı ve bestecisidir. Yakın zamanda çıkardığı ÖZ DEYİŞLER albümü tamda anlatmak istediğimiz yere denk gelmektedir. Kendi yazdığı kopuzla eşlik ettiği 16 Öz deyişten oluşmaktadır. Yeni bir şeyler dinlemek isteyenler için güzel bir albümdür. Kendisine de borcumuz kalmasın cesareti ve gelecek nesillere aktaracakları için teşekkür ederim.

Evrim Kaya