Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi, dört ana kategoride cinsiyet eşitliğini yıllık olarak değerlendiren ve bu eşitliğin zaman içindeki gelişimini takip eden bir araçtır: Ekonomik Katılım ve Fırsat, Eğitim Başarısı, Sağlık ve Hayatta Kalma ve Politik Güçlendirme. 2006 yılında başlatılan bu endeks, cinsiyet eşitliğini izleyen ve bu konuda yapılan çabaların etkilerini yıllar içinde gözlemleyen en uzun süreli değerlendirme aracıdır.
2024 yılında, 18. kez yayımlanan Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi, 146 farklı ekonomiyi analiz ederek dünya genelindeki cinsiyet eşitliği seviyelerini karşılaştırıyor. Bu rapor, cinsiyet eşitliğinde kaydedilen ilerlemeyi ve gelişmeleri inceleyen, üçte iki oranında olumlu değişiklikler gözlemlenen ekonomi örneklerine dayalı veriler sunuyor. Endeks, ayrıca 2006’dan bu yana sürekli olarak yer verilen 101 ülkenin uzun vadeli analizini yaparak, bu ülkelerdeki eğilimleri ve gelişen trendleri daha ayrıntılı bir şekilde gözler önüne seriyor. Endeks, 0-100 arası bir puanlama sistemi kullanarak, ülkelerin cinsiyet eşitliğine ne kadar yaklaştığını (yani cinsiyet uçurumunun ne kadar kapandığını) ölçüyor. Bu sayede, farklı ülkeler arasındaki eşitlik farklarını karşılaştırmak ve en etkili politikaları belirlemek mümkün oluyor.
2024 yılına ait veriler, genel eşitlik eğilimlerini ve yeni metriklerle birlikte daha derinlemesine bir analiz sunuyor. Bu analiz, cinsiyet eşitliğinin tarihsel gelişimini ve mevcut durumunu ortaya koyan önemli bulgular içeriyor.
2024 yılı itibarıyla Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi’ne dahil edilen 146 ülkenin genelinde, cinsiyet farkı %68,5 oranında kapanmış durumda. Geçtiğimiz yıl 143 ülkeden oluşan raporla karşılaştırıldığında, bu oran %68,6’ya çıkarak sadece +0,1 puanlık bir iyileşme göstermiştir. 2006’dan bu yana sürekli olarak izlenen 101 ülkenin verilerine bakıldığında da, bu fark yine +0,1 puanlık bir artışla %68,6’ya ulaşmıştır.
Ancak, son yıllarda kaydedilen ilerlemenin sınırlı kalması, eşitliğe ulaşma hızını önemli ölçüde yavaşlatıyor. Mevcut veriler, küresel cinsiyet eşitliğine tam anlamıyla ulaşmanın 134 yıl daha süreceğini gösteriyor. Bu, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’ne ulaşmamıza ise neredeyse beş nesil daha gerekeceği anlamına geliyor.
En Başarılı Bölge Avrupa
Avrupa, 2024 bölgesel cinsiyet farkı sıralamasında başı çekiyor ve 2006’dan bu yana genel olarak +6,2 puanlık bir iyileşme göstererek 2024’te farkının %75’ini kapatmış durumda. En büyük beş Avrupa ekonomisi – İzlanda, Finlandiya, Norveç, İsveç ve Almanya – küresel ilk 10’da yer alıyor. Ancak bölgedeki 40 ekonomiden 21’i cinsiyet farkının %75’inden fazlasını kapatırken, en üst ve en alt sıralar arasındaki mesafe geniş bölge içi eşitsizliklere işaret ediyor.
https://www.weforum.org/publications/global-gender-gap-report-2024/digest/
Türkiye, en üst sırada olan İzlanda’nın 29 puan gerisinde yer alarak maalesef sonuncu sırada yer alıyor. Avrupa, Ekonomik Katılım ve Fırsat puanında (%67,8) +0,4 puanlık hafif bir artışla ekonomik eşitlikte mütevazı kazanımlar gösteriyor. Bölgenin eğitimdeki cinsiyet eşitliği puanı küresel olarak üçüncü en yüksek puan (%99,5) iken sağlık eşitliği durgunlaştı. Yükselen bir eğilimle Avrupa’da siyasi eşitlik 2024 yılında tüm bölgeler arasında en yüksek puana (% 36) doğru kademeli olarak yükselmiştir.
Bunun ötesinde, küresel ekonomik belirsizlikler, cinsiyet eşitliğini tehdit eden en önemli faktörler arasında yer alıyor. Kısa vadeli iyimserlik sinyalleri olsa da, uzun vadeli büyüme beklentilerinin 30 yılın en düşük seviyelerinde seyretmesi, kadınlar için ekonomik beklentileri olumsuz etkiliyor. Ekonomik politikaların ve kaynak dağılımının yetersizliği, bakım ekonomisindeki gelişmelerin henüz yeterince yankı bulamamasına neden oluyor.
İş gücü piyasasında kadınların varlığı her ne kadar artmış olsa da, liderlik pozisyonlarındaki cinsiyet uçurumu, giriş seviyeleri ile C-suite arasındaki 21,5 puanlık fark, kadınların en üst kademelere ulaşmasının önünde hala büyük bir engel oluşturuyor. Devlet yönetiminde de benzer bir tablo söz konusu; parlamentolarda kadın temsili yükselse de, üst düzey siyasi görevlerde kadın varlığı yeterince güçlü değil. Profesyonel ağlardaki farklılıklar, kariyer fırsatlarının eşitsiz dağılımını perçinliyor.
Özellikle teknoloji sektöründeki cinsiyet farkları çift yönlü dezavantaj yaratıyor: Kadınlar, hem düşük temsil oranları hem de yükselme kademelerinde daha dar bir yol haritası ile karşı karşıya. Yapay zeka ve ileri teknoloji alanlarında kadın yeteneklerinin artması umut vadediyor; ancak bu artış, sektörün genelinde cinsiyet eşitliğini temin etmek için yeterli olmaktan uzak.
Sonuç olarak, 50/50 hedefi ne kadar evrensel kabul görse de, ilerlemenin ölçeği ve hızı, küresel krizlerin ve bölgesel farklılıkların ışığında yetersiz kalıyor. Hükümetler ve iş dünyası, cinsiyet eşitliğini sadece adil bir büyüme unsuru olarak değil, sürdürülebilir kalkınmanın temel taşı olarak benimsemeli. Yatırım, politika ve ortak girişimler yoluyla, cinsiyet uçurumlarını kapatmak, sadece kadınlar için değil, tüm toplumlar için daha kapsayıcı ve dirençli bir ekonomik geleceğin anahtarı olacak.
Dünya Bankası Raporu: Kadınların İş Hayatındaki Engeller Beklenenden Daha Büyük
Dünya Bankası Grubu’nun yeni yayımladığı Kadınlar, İş Dünyası ve Hukuk 2024 raporu, iş yerinde kadınlara yönelik küresel cinsiyet farkının tahmin edilenden çok daha büyük olduğunu ortaya koyuyor. Rapor, şiddet ve çocuk bakımına erişim gibi kritik faktörleri de hesaba kattığında, kadınların dünya genelinde erkeklerin sahip olduğu hakların yalnızca %64’üne sahip olduğunu gösteriyor. Bu oran, önceki tahmin olan %77’nin oldukça altında. Dahası, hiçbir ülke kadınlara tam anlamıyla eşit fırsatlar sunamıyor; en gelişmiş ekonomiler bile.
Kadınların Önündeki En Büyük Engel
Rapor, 190 ekonomideki yasalar ile kadınların gerçek hayattaki deneyimleri arasındaki farkı inceliyor ve çarpıcı bir uygulama açığına işaret ediyor. Yasalar kağıt üzerinde kadınlara erkeklerin üçte ikisi kadar hak tanıyormuş gibi görünse de, hükümetler bu yasaları tam anlamıyla hayata geçirecek sistemlerin yalnızca %40’ını kurmuş durumda.
Örneğin, 98 ekonomi, eşit değerdeki iş için kadınlara eşit ücret ödenmesini zorunlu kılan yasalar çıkardı. ancak yalnızca 35’i (yani beşte birinden azı), ücret farkını gidermek için ücret şeffaflığı önlemleri veya uygulama mekanizmaları oluşturdu.
Cinsiyet eşitliği yasalarının etkili olabilmesi için, güçlü uygulama mekanizmalarının yanı sıra, kadınların çalışma hayatına tam katılımını destekleyen politikalar gerekiyor. Bunlar arasında:
- Cinsiyete dayalı ücret eşitsizliklerini takip eden bir sistem,
- Şiddete maruz kalan kadınlar için yeterli sağlık ve destek hizmetleri,
- Ebeveyn izni ve çocuk bakımına yönelik kapsamlı düzenlemeler yer alıyor.
2023 yılında hükümetler, özellikle üç alanda yasal reformları hızlandırdı:
- Eşit ücret yasaları,
- Ebeveyn hakları ve izinleri,
- İş yerinde kadın koruma önlemleri.
Ancak, kadınların güvenliği ve çocuk bakımına erişim gibi kritik iki alanda ülkeler büyük ölçüde yetersiz kaldı.
Kadınların Güvenliği ve Çocuk Bakımına Erişim Büyük Sorun
Kadınların güvenliği konusunda küresel ortalama puan yalnızca 36. Bu, kadınların aile içi şiddet, cinsel taciz, çocuk yaşta evlilikler ve kadın cinayetlerine karşı yeterli yasal korumaya sahip olmadığı anlamına geliyor. Örneğin:
- 151 ülke, iş yerinde cinsel tacizi yasaklamış durumda.
- Ancak, sadece 39 ülke kamusal alanlarda cinsel tacizi yasaklayan yasalar çıkardı.
Bu durum, özellikle kadınların toplu taşımayı kullanarak işe gitmesini zorlaştırıyor.
Benzer şekilde, çocuk bakımı yasaları da büyük bir eksiklik gösteriyor. Kadınlar, erkeklere kıyasla günde ortalama 2,4 saat daha fazla ücretsiz bakım işi yapıyor ve bunun büyük bölümü çocuk bakımıyla ilgili. Çocuk bakımına erişimin artırılması, kadınların işgücüne katılımını başlangıçta %1 oranında artırırken, beş yıl içinde bu etki iki katına çıkıyor.
Ancak:
- Sadece 78 ülke küçük çocuklu ebeveynlere mali veya vergi desteği sağlıyor.
- Yalnızca 62 ülke çocuk bakım hizmetleri için kalite standartları belirlemiş durumda.
Bu destekler olmadan, kadınlar çocuklarını güvenle bırakacakları bir yer bulamadıkları için çalışma hayatına katılmakta daha fazla tereddüt ediyor.
Kadınlar Girişimcilikte de Engellerle Karşı Karşıya
Kadınlar iş hayatına sadece çalışan olarak değil, girişimci olarak da katılmak istiyor. Ancak, bu alanda da ciddi engellerle karşılaşıyorlar:
- Her beş ülkeden sadece biri, kamu alımlarında cinsiyete duyarlı kriterler uyguluyor.
- Bu durum, kadın girişimcilerin yılda 10 trilyon dolarlık ekonomik fırsattan mahrum kalmasına yol açıyor.
Ücret konusunda da büyük farklar var:
- Kadınlar, erkeklerin kazandığı 1 dolara karşılık yalnızca 77 sent kazanıyor.
Bu eşitsizlik, kadınların emeklilik dönemine kadar uzanıyor.
- 62 ülkede, kadın ve erkekler için emeklilik yaşı farklı.
- Kadınlar, erkeklerden daha uzun yaşadıkları halde daha düşük maaşlarla çalışıyor, çocuk bakımı nedeniyle izin almak zorunda kalıyor ve daha erken emekli olmaya zorlanıyor.
- Sonuç olarak, yaşlılık dönemlerinde daha düşük emeklilik maaşı alıyor ve daha büyük bir mali güvensizlikle karşı karşıya kalıyorlar.
Türkiye’nin Kadınlar, İş Dünyası ve Hukuk 2024 Göstergelerine Göre Puanları
Women, Business and the Law 2024 (WBL 2024) raporuna göre Türkiye, kadınların yasal hakları ve destekleyici çerçevelerde güçlü bir performans sergiliyor, özellikle hareket özgürlüğü ve çalışma haklarında güzel sonuçlar görebiliyoruz. Ancak, girişimcilik ve maaş eşitsizliği gibi alanlarda iyileştirmeler, kadın güvenliği ve iş gücü eşitliği konularında da daha fazla adım atılması gerekiyor.
Gösterge | Yasal Çerçeveler Puanı | Destekleyici Çerçeveler Puanı | Uzman Görüşleri Puanı |
Güvenlik | 75.0 | 75.0 | 25.0 |
Hareket Özgürlüğü | 100.0 | 100.0 | 50.0 |
İş Yeri | 100.0 | 33.3 | 50.0 |
Ücret | 75.0 | 0.0 | 37.5 |
Evlilik | 75.0 | 100.0 | 50.0 |
Ebeveynlik | 100.0 | 33.3 | 87.5 |
Çocuk Bakımı | 100.0 | 0.0 | 50.0 |
Girişimcilik | 25.0 | 66.7 | 62.5 |
Mülkiyet Hakları | 100.0 | 100.0 | 75.0 |
Emeklilik | 50.0 | 50.0 | 100.0 |
Women, Business and the Law 2024 (WBL 2024)
Bu anket, kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği ve çeşitli haklar konusunda karşılaştığı zorlukları detaylı bir şekilde ortaya koyuyor. Sonuçlar, kadınların hala birçok alanda erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmadığını ve çeşitli engellerle karşılaştığını gösteriyor. Örneğin, cinsiyete dayalı şiddet, iş hayatındaki fırsat eşitsizlikleri, ücret eşitliği ve evlilik hakları gibi konularda kadınların büyük bir kısmı hala erkeklerle aynı haklara sahip değil. Ayrıca, kadınların doğum izni, çocuk bakım hizmetlerine erişim ve girişimcilik gibi alanlarda da zorluklar yaşadığı görülüyor. Bununla birlikte, bazı alanlarda iyileşmeler olduğu da gözlemleniyor; emeklilik haklarında eşitlik gibi durumlar, kadınların erkeklerle daha eşit haklara sahip olduğu alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Genel olarak, kadınların ekonomik ve sosyal hakları konusunda eşitlik sağlanması adına önemli adımlar atılması gerektiği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin hala sağlanamadığı ve bu konuda daha fazla çaba harcanması gerektiği açıkça görülüyor.
Yorumlar kapalı.