Pakistan ile Hindistan arasındaki gerilimin temel nedenleri tarihsel, politik ve dini kökenlidir. Başlıca nedenler şunlardır:
- Keşmir Sorunu; 1947’de Britanya Hindistanı bölündüğünde, Müslüman nüfus çoğunlukta olan Keşmir prensliği, Pakistan yerine Hindistan’a katılmayı seçti.Bu durum, üç büyük savaşa ve sürekli sınır çatışmalarına yol açtı.Bugün hem Pakistan hem Hindistan, Keşmir’in tamamı üzerinde hak iddia ediyor.
- Din Temelli Ayrım;Hindistan çoğunlukla Hindu, Pakistan ise Müslüman nüfusa sahip.Dini kimlik, ulusal kimliğin bir parçası olarak çatışmayı körüklüyor.
- Terörizm Suçlamaları
Hindistan, Pakistan’ı sınır ötesi terörist gruplara destek vermekle suçluyor (özellikle 2008 Mumbai saldırıları sonrası).Pakistan ise bu suçlamaları reddediyor ve Hindistan’ın Keşmir’deki askeri varlığını eleştiriyor. - Askeri Rekabet ve Nükleer SilahlarHer iki ülke de nükleer silahlara sahip ve zaman zaman askeri gücünü gösterme yoluna gidiyor.Bu da gerilimi daha tehlikeli hale getiriyor.
- Siyasi ve Milliyetçi Rhetorik;Her iki ülkede de siyasi liderler zaman zaman iç politik kazanç için karşı tarafı hedef alabiliyor.İki ülke arasındaki barış çabalarına rağmen, bu tarihi ve yapısal sorunlar nedeniyle ilişkiler kırılgan kalmaya devam ediyor.
Bugün ise gelinen noktada gelişmeler devam ediyor.
Pakistan ile Hindistan arasındaki gerilim, Nisan 2025’te Hindistan’ın Keşmir bölgesindeki Pahalgam kasabasında 26 Hindu turistin hayatını kaybettiği terör saldırısıyla yeniden alevlendi. Hindistan, saldırının sorumluluğunu Pakistan merkezli Leşker-i Tayyibe (LeT) ve Ceyş-i Muhammed (JeM) örgütlerine atfederek, 6 Mayıs’ta “Sindoor Operasyonu” adı altında Pakistan topraklarında dokuz hedefe füze saldırısı düzenledi. Bu saldırılar, 1971’den bu yana Pakistan’ın Pencap bölgesine yönelik ilk doğrudan saldırılar olarak kayıtlara geçti . Bu gelişmeler, her iki ülkenin de nükleer silahlara sahip olması nedeniyle uluslararası toplumda ciddi endişelere yol açtı. Ayrıca, Hindistan’ın 23 Nisan 2025’te İndus Suları Antlaşması’nı askıya alması, Pakistan’da su kaynakları konusunda büyük endişelere neden oldu. Pakistan Savunma Bakanı, suyun “kırmızı çizgi” olduğunu belirterek, Hindistan’ı bu konuda uyardı .İki ülke arasında sınır hattında topçu atışları ve çatışmalar yaşandı. Pakistan, Hindistan’a ait beş savaş uçağını düşürdüğünü iddia etti; Hindistan ise bu iddiaları doğrulamadı.
Uluslararası toplum, özellikle Birleşmiş Milletler, ABD, Çin ve Birleşik Krallık, taraflara itidal çağrısında bulundu. Ancak, her iki ülkenin de nükleer silahlara sahip olması nedeniyle, durumun daha da tırmanmasından endişe ediliyor.
